Müftülere resmi nikâh kıyma yetkisi veren düzenlemeyi de içeren tasarı Meclis’te kabul edildi. CHP tasarıyı AYM’ye taşırken, toplumun her kesiminden büyük bir tepki yükseldi

Gericiliğe bir adım daha

Müftülere resmi nikâh kıyma yetkisi veren Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 6. maddesi TBMM’de AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla önceki gece kabul edildi. Yasa tasarısı, komisyona müftüye nikâh yetkisi olarak gelmişti. Ancak AKP tasarıyı genişleterek ‘müftü’ ifadesini ‘müftülük’ olarak değiştirip, resmi nikâhı imamların da kıyabilmesinin önünü açtı. Yasaya göre il ve ilçe müftülüklerine evlendirme memurluğu yetkisi verilebilecek.

CHP AYM’ye taşıyor
Yasanın Meclis’ten geçmesinin ardından CHP’den yeni bir hamle geldi. CHP, müftülüğe nikâh yetkisi veren yasayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürecek.

CHP grup başkan vekili ve Manisa milletvekili Özgür Özel, müftülüklere nikâh yetkisinin kadınlar için büyük güvensizlik yarattığını söyledi. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Özel, Anayasa Mahkemesi’ne gitmekte tereddütlerinin bulunmadığını belirterek “Bu kadar anayasaya açık bir konunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğini düşünüyoruz” dedi.

‘Bu sessizlik niye?’
CHP’li siyasetçi, AKP’den desteğini esirgemeyen MHP’nin de yasaya kabul yönünde oy verdiğini hatırlatarak eleştirilerini şöyle sıraladı: “Özellikle MHP, ihtiyaç duydukları her an sarayın her talebine ‘Evet’ diyorlar. Herkes bu düzenlemeye ‘Hayır’ derken komisyonda da ‘Hayır’ demişken MHP, 180 derece tavır ve tutum değiştirebiliyor. O dakikalarda AK Parti genel başkanı ‘Türkçülük bölücülüktür’ dedi. MHP tahmin ediyorum buna da ‘Evet’ diyecek midir… Bunu kendi kitlesi sorgulayacak. Buna sessiz mi kalacaklar? MHP buna karşı bir tavır tutum alması gerekirken bu sessizliğini neye borçluyuz, bunu görmemiz gerekiyor.”

‘Muhtarlara da nikâh yetkisi verilsin’
CHP, muhtarlara nikâh yetkisi verilmesi için kanun teklifi sundu. CHP grup başkan vekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Levent Gök imzalı teklifte, kamu hizmetlerinin halka sunulmasında yerel yönetim sisteminin vatandaşa en yakın noktaları olan muhtarlıkların demokrasinin ve devlet sisteminin vazgeçilmez unsurları olduğu belirtildi. Belediyelerin yükünü hafifletmek için muhtarlara nikah kıyma yetkisinin verilmesi istendi. Gerekçede “Seçimle gelerek kamu görevi yürüten mahalle muhtarlarının bu yetkiye haiz olmaması büyük bir eksiklik yaratmaktadır” denildi.

***

Bir adım sonrası boşanma hakkının yok edilmesidir

Birleşik Haziran Hareketi:
Ülkemizde adı konulmamış şeriat düzeni doğrultusunda bir adım daha atıldı. AKP iktidarının 15 yıllık karnesinde laikliğe ilk saldırı değildir bu ama kuşkusuz en ağır saldırılardan biridir. Saray Rejimi, kadınların Medeni Kanun’la elde ettiği hakları bir gecede geçersiz kılmıştır. Bu saldırı, Cumhuriyet değerlerinin temellerine yönelik bir saldırıdır. Bu saldırı doğrudan kadınlaradır. Siyasal İslamcı anlayış eğitimden, sağlıktan nikâh işlemlerine kadar birçok alandaki dinci hamlelerle toplumsal kutuplaşmayı sürekli tırmandırmaktadır. Şimdi de toplumu ‘resmi nikâhlı-müftü nikâhlı’ diye ikiye bölmeye çalışmaktadır. Bu gerici yasa, ‘Yeterli nikâh memuru yoktu, pratikte zaten imamlar nikâh kıyıyordu’ denilerek geçiştirilemez, mazur görülemez. Bu yasanın bir adım sonrası resmi nikâhın tümüyle kaldırılması, müftü nikâhının zorunlu tutulmasıdır. Bir adım sonrası kadınların boşanma haklarının elinden alınmasıdır. Bir adım sonrası kadınların tecavüzcüleriyle evlendirilmesidir. Bir adım sonrası ‘küçüğün rızası’ söylemiyle çocuk evliliklerinin meşrulaştırılmasıdır. Bir adım sonrası çoklu nikâhtır.

Siyasal İslamcı anlayış din devleti kurma hedefine her geçen gün bir adım daha yaklaşıyor; her geçen gün Cumhuriyet’in kazanımlarından bir adım daha uzaklaşıyoruz. 18 Ekim 2017’de Cumhuriyet tarihimize şimdiden kara günlerden biri olarak yazıldı ancak bizler bu karanlığı aşıp aydınlık günleri getirmeye, eşit haklar temelinde laik bir ülke kurmaya kararlıyız. Sözümüz söz. Laikliği ya kazanacağız, ya kazanacağız.

***

‘Dönüşüm programının parçası’

CHP Ankara Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Şenal Sarıhan: Bu düzenleme esas olarak laiklik ilkesinin tamamen ortadan kaldırılması amacıyla yürütülen politikanın adımıdır. Diyanet’e ilişkin yasada der ki; “Diyanet İşleri Başkanlığı kapsamında çalışan üyeler, İslam dininin ibadet ile ilgili işlerinde çalışacaklardır.” Diyanet’in görevleri yasayla açıkça tanımlanmışken müftüye, imama ya da diğerlerine verilmiş görevler açıkça tanımlanmışken Medeni Kanun ile güven altına alınan bir işlemin bu görevlilere verilmesi Anayasa’ya karşı bir düzenleme anlamına geliyor. Bu düzenlemenin açıkça AKP’nin toplumsal ve hukuksal dönüşüm programının bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Fiili bir durum oluşturuyorlar. Düzenleme yasalaşırsa müftülere nikâh kıydırmaması konusunda kadınlara yönelik bilgilendirme çalışmalarımız başlayacak. Evlilik, kadının ve erkeğin ortak kurumudur. Evlilik birliği bir emek birliğidir. Bunu kimseye unutturmayacağız.

***

‘Meşru olmayacak’

HDP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu: Müftülere nikâh yetkisi de veren düzenlemenin hiçbir şartta kabul edilmemesi gerekir. Düzenleme, dine dayalı bir yaşamı dayatıyor. Anayasa’ya aykırılığını tartışmaya dahi gerek yok. Düzenlemenin kadınların yaşamını, özellikle zorla evlendirmeleri ve çocuk yaşta evlilikleri artıracak olması da üzerinde durulması gereken bir konudur. AKP, kadınlara sormadan, onların seslerine kulaklarını tıkayarak, bir de bu itirazlarını basın açıklamasıyla dile getiren kadınlara saldırarak, onları üstelik gözaltına alarak bu yasayı çıkarma hakkına sahip değildir. Tahakkümle çıkartabilirler ama bu daha önceki pek çok yasanın meşru olmadığı gibi meşru olmayacaktır.