Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ın ölümüne ilişkin 7 polis hakkında soruşturma izni verilmemesine tepkiler sürerken Avukat Hatice Can, “Katledilenlerin yakını ve avukatı olmak cezasızlıkla mücadeleye dönüşüyor” dedi.

Gezi’nin çocukları için yargıyla mücadele

Dilan Esen

Gezi Direnişi’deki polis müdahalesi sırasında hayatını kaybeden Ahmet atakan’ın ölümüne ilişkin 7 polis hakkında soruşturma izni verilmemesi tepkilere neden oldu. Hatay Armutlu’da 10 Eylül 2013’te katıldığı eylemdeki polis müdahalesi sırasında hayatını kaybeden Atakan’ın ölümüne ilişkin soruşturma 7 yıldır sonuçlanmadı.

Atakan’ın ölümünün ardından Hatay Devlet Hastanesi’nde yapılan ön otopsiye giren ve olay yerinde de incelemelerde bulunan doktor, ilk açıklamasında 22 yaşındaki gencin kafa travması olduğunu söyledi. Olay yeri görüntülerinde çatıdan düşen kişinin Atakan olduğu ortaya çıktı. Görgü tanıkları da Atakan’ın gaz bombasıyla vurulduktan sonra çatıdan düştüğünü iddia etti.

Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun raporunda “Kişinin vücudunda tespit edilen travmatik değişimlerin künt travma değişikliği niteliklerinde meydana gelmiş olduğu ancak kişinin düşme olayı öncesinde travmaya maruz kalıp kalmadığı hususunun adli tahkikat ile aydınlatılmasının uygun olduğu oy birliği ile mütalaa olunur” ifadeleri yer aldı. Raporlar baz alınarak Atakan’ın ölümünde sorumluluğu bulunan kişilerin cezalandırılması için herhangi kamu davası açılmadı. Hatay Valiliği, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olay yerindeki 7 polis için istediği soruşturma talebini de reddetti.

KORUMAK ARTIK REFLEKS OLMUŞ

Bu tür davalarda idarenin ciddi bir cezasızlık refleksi olduğunu söyleyen Avukat Hatice Can, Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren 8 gence ilişkin soruşturma ve dava sürecini BirGün’e değerlendirdi.

Abdullah Cömert’e ilişkin sürdürülen davanın da neredeyse cezasızlıkla sonuçlandığını belirten Can, şunları dile getirdi: “Davalarda polisler ‘Verilen emirler üzerine kitleyi dağıtmaya başladık’ dediler. ‘Verilen emirler üzerine’ ifadesinin üzerine giderek amirlerin de yargılanması gerektiğini söyledik ancak hiçbiri sanık olmadı. Emir veren yetkili amirlerin isimleri bile araştırılmadan takipsizlik kararı verildi. İtirazlar reddedildi.”

HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALMALILAR

“Yargılama ve soruşturma sürecinde katledilenin yakını olmak, avukatı olmak cezasızlıkla mücadeleye dönüşüyor” diyen Can, şu ifadeleri kullandı: “Alınan ceza miktarı da insanları tatmin etmiyor. Ahmet’in dosyasında da memurların yargılanması usulü uyarınca ağır cezalık bir suç olduğu için soruşturma iznine gidilmeden savcılık dava açmalıydı. Kamu davası açılıp sanıkların yargılanıp hak ettikleri cezayı almaları gerekiyor.”
Öte yandan ülkedeki neredeyse tüm yurttaşları sokağa döken Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybeden 8 gencin ölümüne ilişkin davaların hiçbirinden beklenen sonuç çıkmadı. Bazılarının davaları hâlâ sürüyorken bazısının ise 7 yıldır bitmeyen soruşturma süreci var.

***

Sonuç Cezasızlık

gezi-nin-cocuklari-icin-yargiyla-mucadele-801621-1.

Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybeden diğer gençlerin davalarında özetle şunlar yaşandı:

► Mehmet Ayvalıtaş: Ümraniye’de araç çarpması sonucu yaşamını yitiren 20 yaşındaki Mehmet’in, ölümü kayıtlara trafik kazası olarak geçti. Mehmet’in öldürülmesine ilişkin İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklar Mehmet Görkem Demirbaş ve Cengiz Aktaş beraat etti.

► Abdullah Cömert: Hatay Armutlu’daki eylemlere katılan 22 yaşındaki Abdullah, 3 Haziran 2013’te akrep aracından atılan biber gazının başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. İddianamede polis A.K.’nin ‘olası kasıtla öldürmek’ten 25 yıla kadar hapsi istendi. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava, ikinci duruşmasında ‘güvenlik’ gerekçesiyle Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Sanık ‘kastın aşılması suretiyle öldürmek’ suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. A.K.’ye verilen ceza Yargıtay tarafından bozuldu. İkinci yargılamada, sanık polise 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Cömert Ailesi’nin avukatı Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

► Ethem Sarısülük: 26 yaşındaki Ethem’in ölümüne ilişkin yargılanan polis Ahmet Şahbaz , ‘haksız tahrik altında adam öldürmek’ ve ‘kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak’ suçundan 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. 2017’de Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin verilen kararı usulden bozması üzerine Şahbaz’a 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verildi. Hapis cezası daha sonra 10 bin 100 TL lira adli para cezasına çevrildi. Yeniden görülen davada polisin para cezası 15 bin 200 liraya yükseltildi.

► Medeni Yıldırım: Diyarbakır’da kalekol yapımını protesto eden insanların üstüne asker tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 18 yaşındaki Medeni’nin ölümünden bir yıl sonra vurulduğu anın görüntüleri ortaya çıktı. Yıldırım’ın öldürülmesinden yaklaşık 2 yıl sonra olay yerinde keşif yapıldı. Yıldırım’ın öldürüldüğü olayda 27 farklı silah kullanılmasına rağmen tek bir sanıkla dava yürütüldü. 2016’daki karar duruşmasında Çiftçi beraat etti. Gaziantep Bölge Adliyesi Mahkemesi, sanığa verilen beraat kararını bozdu. 2017’de yeniden başlayan davanın yeni duruşması 22 Ekim’de görülecek.

► Ali İsmail Korkmaz: Eskişehir’de polis ve sivil giyimli eli sopalı kişilerce darp edilen 19 yaşındaki Ali İsmail, Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde görevli doktorlar tarafından önce polise ifade vermeye gönderildi. Ali İsmail’in ölümüne ilişkin dava ‘güvenlik’ gerekçesiyle Kayseri’ye taşındı. 8 sanıklı davada 1’i polis 5 kişi tutuklu yargılandı. Mahkeme Mevlüt Saldoğan’ı ‘kasten insan öldürme’ suçundan sonuç ağır olduğu için 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Polis Yalçın Akbulut’a 10 yıl hapis, Fırıncılar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever yaralama suçundan 6 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırıldı. Ebubekir Harlar’a 3 yıl 4 ay hapis cezası veren mahkeme, tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alarak tahliyesine karar verdi. İki polisin beraatına hükmedildi.


► Berkin Elvan: Berkin’in ölümüne yönelik iddianamenin hazırlanması 3 buçuk yıl sürdü. İddianamede sanık polis Fatih Dalgalı’nın ‘olası kastla öldürmek’ suçundan müebbet hapisle yargılanması istendi. Hâlâ devam eden davanın bir sonraki duruşma 19 Aralık’ta görülecek.

► Hasan Ferit Gedik: Maltepe’de uyuşturucu satıcılarına karşı yapılan protesto yürüyüşünde, gruba silahla ateş açılması sonucu Hasan Ferit’in öldürülmesine ilişkin görülen 35 sanıklı davada, Şahin Eren, Hakan Taşhan ve Doğukan Çep, ‘kasten öldürme’ suçundan 25’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, 3 sanık hakkında örgüt yöneticisi olmalarına ilişkin yeterli delil bulunamadığını bildirdi.