‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ filmi Altın Portakal Film Festivali’nin ön jürisinden geçmesine rağmen festival programından çıkartılması karşısında jüri ve SİYAD üyeleri karardan vazgeçilmesini talep etti

Gezi sansürüne ortak duruş

Bu yıl 51.’si düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin geçen günlerde ortaya çıkan sansür kararına tepkiler büyüyor. Başlamasına günler kala, önceki gün festivalin çeşitli dallarında jüri olan üyeler bir basın açıklaması yaparak Reyan Tuvi’nin yönettiği ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ belgesel filminin yarışma programından çıkarılmasına ilişkin Altın Portakal Film Festival Komitesi’nin yaptığı açıklamadan tatmin olmadıklarını belirtiler. Üyeler bildiride Türk Ceza Kanunu’nun 125. ve 299. maddelerine aykırı ifade ve içerik ihtiva ettiği gerekçesiyle çıkartıldığını öğrendiklerini açıkladı.

Açıklamada jüri üyeleri: “Biz ön jüri olarak, bir belgesel filmin içeriği ne olursa olsun TCK’ya göre değerlendirilmesini ve listeden çıkarılmasını bir sansür olarak niteliyoruz. Böyle bir durumu kabul edilemez bulduğumuzu festival yönetimi ile paylaşmamıza ve bu durumun düzeltilmesini talep etmemize rağmen, festival yönetimi bu kararını değiştirmemiştir” demişti.

***

11 jüri üyesi ayaklandı
Festivalin çeşitli bölümlerinde görev alan 11 jüri üyesiyse dün yaptığı açıklamada filmin yarışma listesinden çıkarılmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini söyledi. İçinde Belmin Söylemez (Ulusal Yarışma, Ana Jüri), Can Candan (Ulusal Belgesel Film Yarışması, Ana Jüri Başkanı), Ayla Kanbur (Ulusal Belgesel Film Yarışması, Ana Jüri), Zeynep Dadak (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, Ana Jüri), Belma Baş (Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, Ana Jüri), Emre Akay (Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, Ana Jüri), Mehmet Açar (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Evrim Kaya (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Kaya Özkaracalar (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Fırat Yücel (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi) ve Metin Gönen’in (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi) içinde bulunduğu jüri açıklamasına “Bir film festivalinden beklenen, filmlerin gösterim hakkını, seyircininse filmlere erişim hakkını savunmak ve filmin yaratıcılarının sanatsal ifade özgürlüğünü korumaktır. Bir filmin Türk Ceza Kanunu gerekçe gösterilerek yarışmadan ihraç edilmesi ise, festivalin kendini bir sanat kurumu değil, hukuki bir ceza mercii addederek hareket ettiğini gösterir.

Altın Portakal yönetiminin, yarışmasına başvurmuş ve ön elemeyi geçmiş bir filmin yaratıcılarını zan altında bırakması son derece vahimdir.

Halihazırda birçok festivalde gösterilmiş olan ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’, festival yönetiminin bu tutumuyla sadece yarışmadan çıkarılmış olmuyor, aynı zamanda söz konusu sanat eserini kriminalize etme anlamına geliyor.

Filmin ileride başka etkinliklerde seyirciyle buluşmasının önünü kesebilecek ya da belli bölümlerinin sansürlenmesine zemin hazırlayacak bir uygulama. Tüm bu nedenlerden, bu açıklamayı sadece filmin Ulusal Belgesel Film Yarışması’na geri alınması için yapmıyoruz. Aynı zamanda festivalden, Reyan Tuvi’nin sanatsal ifade özgürlüğüne sahip çıkan bir açıklama bekliyoruz” diyerek devam etti.

Jüri üyeleri açıklamalarında bu kararın sanat eserlerinin suç unsuru olarak görülmesine davetiye çıkartığı vurgusunu yaparken filmin Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda, sanatçının kurguladığı özgün haliyle gösterilmesini talep etti. Üyeler, açıklamalarını “Festivalde jüri üyeliği yapmak üzere davet edilen bizlerin, bu uygulamanın ardından karar irademizi güvence altında hissetmesi mümkün değil. Festival yönetiminden, film gösterimlerinin her türlü baskıdan muaf bir şekilde yapılacağını ve seçici kurulların kararlarının manipüle edilmeyeceğini garanti eden, tavizsiz bir açıklama bekliyoruz” diyerek bitirdi.

***

Sinemamızın 100. yılında sansüre hayır
Sinema Yazarları Derneği de (SİYAD) yarışmanın jüri üyelerinin açıklamasından sonra yaptığı açıklamada 100 yaşındaki sinemamızın en köklü festivalinin uyguladığı sansürü protesto ettiğini duyurdu.  İçinde Mehmet Açar, Kerem Akça, Erkan Aktuğ, Okan Arpaç, Tunca Arslan, Alkan Avcıoğlu, Cüneyt Cebenoyan, Şenay Aydemir, Burcu Aykar, Senem Aytaç, Janet Barış, Abbas Bozkurt, Banu Bozdemir, Yeşim Burul, Cumhur Canbazoğlu, Sungu Çapan, Tuncer Çetinkaya, Ayça Çiftçi, Atilla Dorsay, Senem Erdine, Murat Erşahin, Engin Ertan, Talip Ertürk, Övgü Gökçe, Berke Göl, Burak Göral, Çağdaş Günerbüyük, Selin Gürel, Yusuf Güven, Ayla Kanbur, Evrim Kaya, Ali Koca, Serdar Kökçeoğlu, Nil Kural, Esin Küçüktepepınar, Gözde Onaran, Nadir Öperli, Murat Özer, Ceylan Özçelik, Özge Özdüzen, Fatih Özgüven, Kaya Özkaracalar, Olkan Özyurt, Barış Saydam, Fırat Sayıcı, Selin Sevinç, Necati Sönmez, Zeynep Tül Akbal Süalp, Uygar Şirin, Yeşim Tabak, Müge Turan, Alper Turgut, Ali Ulvi Uyanık, Uğur Vardan, Burçin S. Yalçın, Deniz Yavuz, Rasih Yılmaz ve Fırat Yücel’in imzalarının bulunduğu duyuruda ön jüriden onay almış bir filmin programın dışında bırakılmasını kabul edilemez bulduğunu ve sorunun çözümü için tüm sinema kamuoyunun ortak hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Filmle dayanışma içinde olduğunu bildiren sinema yazarları olarak festivale ilk yılından itibaren çeşitli boyutlarda katkıda bulunduklarını söyleyerek festivalde 35 yıl aradan sonra bir kez daha sansür utancı yaşamamasını dileyip yönetiminin bu karardan vazgeçmeye çağırdı.