Mülteci meselesi derinleşirken krizin bizzat sorumlusu olan iktidar, günü kurtarma peşinde. Elinde somut bir çözüm önerisi bulunmayan hükümet rüzgârın yönüne göre tutum alıyor, plan üstüne plan ortaya atıyor.

Günü kurtarma telaşına düştüler

Haber Merkezi

Suriye’deki savaşın en başından bu yana taraf olan iktidar, uyguladığı politikaların faturasını tüm ülkeye ödetiyor. Bölgedeki 11 yılı geride bırakan çatışmalar milyonlarca göçmenin ülkeye girişine mal olurken Türkiye, her geçen gün derinleşen mülteci kriziyle karşı karşıya geldi. 4 milyona yakın mülteci, kimi kentlerin demografik yapılarını dahi değiştirirken milliyetçi, ırkçı gruplara da gün doğdu. Ayrımcı nefretin beslendiği ülkede zaman zaman göçmenlere karşı linç girişimleri de yaşandı. Özellikle son birkaç aydır ülkenin en can yakıcı sorunlarından biri haline gelen kriz, tehlikeli boyutlara doğru hızla ilerliyor.

Krizin ortaya çıkışında bizzat rol oynayan iktidarın ise meseleye dair hiçbir makul çözüm önerisi bulunmuyor. Toplumda itirazlar yükselirken oy kaygısıyla hareket eden iktidar günü kurtarma arayışlarına giriyor. Rüzgarın yönüne göre sürekli yeni planlar ortaya atılıyor. Son birkaç ayda iktidar kanadından dillendirilen açıklamalar bile birbiriyle çelişiyor. İktidarın yakın dönemde konuyla ilgili bazı projelerini hatırlayalım.

•Erdoğan, 15 Mart’ta ‘Suriyeli misafirler’ konusunda “Muhalefet gelirse göndereceğiz diyor, biz göndermeyeceğiz” dedi. Ancak tepkilerin ardından bu açıklamanın üzerinden henüz bir buçuk ay geçmişken bu kez de muhalefetle mültecileri gönderme yarışına girdi. Erdoğan, geçtiğimiz günlerde U Dönüşü yaparak bu kez de “Gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için çalışıyoruz” diye konuştu.

•Suriyelilerin bayramlarda ülkelerine gitmeleri kamuoyunda çok tartışıldı. Bu tartışmalar üzerine iktidarın bulduğu formül, mültecilerin bayramda memleketlerine gitmelerini engellenmek oldu. Giden göçmenlerin geri alınmayacağı duyuruldu. İktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak gazetesinin manşetinde verilen haberde karar eleştirildi. Akrabalarını ziyaretine gidemeyen Suriyelilerin yaşadıklarını “El öpüp gelecektik” başlığıyla birinci sayfasına taşıdı.

•İçişleri Bakanlığı, geçtiğimiz şubat ayında yabancıların mekânsal yoğunlaşmasını önlemek için 'seyreltme' projesinin başlatılacağını açıkladı. Buna göre İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya başta olmak üzere 16 ilin Suriyeliler için kayda kapatıldığı söylendi.

•3 Mayıs’ta video mesaj ile katıldığı Suriye’deki İdlib Briket Evleri Açılış Töreni’nde konuşan Erdoğan, 1 milyon Suriyelinin gönderilmesi için çalışmalara başlandığını belirtti. Erdoğan, “Azez-Cerablus-El Bab-Tel Abyad ve Resulayn ile 13 bölgedeki proje geniş kapsamlı. Konuttan hastaneye kadar, tarımdan sanayiye kadar tüm ekonomik altyapı projenin içinde yer alacak. Suriye’nin diğer kısımları da güvenli hale geldiğinde gönüllü geri dönüşler için gereken zemini hazırlamanın gayreti içinde olacağız" ifadelerini kullandı.

•Dün TGRT yayınına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “1 milyon mülteci gidecek. İlk önce iş insanları isyan edecek" dedi. Soylu, "Türkiye'de 3 milyon 760 binin üzerinde Suriyeli kesinlikle söz konusu değildir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından iktidara yakınlığı ile bilinen Sabah Gazetesi’nde dün 8 maddede İdlib planı yer aldı. Haberde, “Suriyeli mültecilere ilişkin gönüllü dönüş projesi kapsamında 8 aşamalı plan devreye girecek. Öncelik, istikrarın sağlandığı 5 bölgede 13 mahalli meclisin hakim güç olduğu noktalarda siyasi ve askeri istikrarın güvencede tutulduğu alanlara verilecek” denildi. Daha önce güvenli bölgelerde savaş mağdurlarının başlarını sokacak evleri olması için briket ev projesi başlatıldığı ifade edilen haberde 50 bin olarak belirlenen hedef genişletilerek 100 bin briket ev yapımı planladı. Bugüne kadar da 67 bin civarında briket eve Suriyeliler yerleştirildi” ifadeleri yer aldı.

Ankara ile Şam yönetimi arasında gerilim sürerken hükümetin İdlib planı da gerçekçi bir zemine oturmuyor. Hükümetin bölgede sünni bir sınır inşa etmeye çalıştığı değerlendiriliyor. Öte yandan Suriye topraklarında bulunan İdlib’e kurulacak yerleşim için Suriye hükümeti ile anlaşmaya gidilmemiş olması başka krizlere kapı aralayacak gibi görünüyor. Gitmek istemeyen göçmenlere ilişkin nasıl bir yol izleneceği de bir başka tartışma konusu.