Tam 100 gün sonra yapılması olası seçimlerin pek çok açıdan tarihi bir sınav olacağını, hemen her gün tüm siyaset yorumcuları yazıp - çizip - konuşuyor.

Halkın vereceği karar, bu ülke topraklarında belki de en uzun süreyle tek başına at koşturan, Türkiye Cumhuriyeti’ni her anlamda yıkmaya adeta yemin etmiş ceberut bir iktidarın sandıkla kovalanmasının yanısıra başka anlamlar da taşıyacak.

Özgürlükleri boğazlamak için 20 yıldır elinden gelen her şeyi yapan, en başta da insanların haber alma ve basının insanlara haber verebilme özgürlüğünü ortadan kaldırmaya gayret eden bugünkü iktidara da bir ders verme fırsatıdır, 14 Mayıs seçimleri.

Bu seçime giderken, en çok üzerinde durmamız gereken şeylerden biri, "oy kullanma ve oy tasnifi işleminin adil ve eşit koşularda yapılması" kadar, seçim öncesinde farklı siyasi görüş ve taleplerin, "halka adil ve eşit biçimde aktarılabileceği, tartışılabileceği ve kanaat oluşturulabileceği" bir ortamdır.

Bu maksatla, başta siyasi parti, dernek TV, radyo, gazete, internet sitesi kapatmak olmak üzere, her türlü yönteme başvurarak, muhalif her tür propaganda faaliyetinin, iktidar tarafından engellenmesine, bastırılmasına kısıtlanmasına dönük çabalara karşı da, yaygın bir direnişin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Gerek yazılı, gerek elektronik medyaya yönelik, kimi zaman akıl almaz boyutlara varan engelleme girişimleri, baskılar cezalar, medya mensuplarına yönelik sindirme girişimleri ortadadır. Kurumlara sudan gerekçelerle verilen yayın cezaları, gazetelerin mali kaynaklarına, basımına ve dağıtımına yapılan engellemeler, demokratik bir sistemin doğası ile taban tabana zıt, tarihi baskı ve zulüm boyutlarına ulaşmış bulunmaktadır.

***

Tam da bu nedenlerle ve tam da bu seçim sürecinde, bu "stratejik boğazlama harekatına" karşı durabilmek için halkın, "Biat etmeyen, boyun eğmeyen, emir almayan ve doğrulardan-gerçeklerden yana tavır alan basın - yayın kuruluşlarına sahip çıkması" çok önemlidir.

BirGün Gazetesi’nin, "FAŞİZME KARŞI HER GÜN BİRGÜN" sloganı ile başlattığı abonelik kampanyası çok önemlidir.

Kampanyanın önemini anlatan dünkü duyurumuzda, "Ülkece bir değişimin şafağında olduğumuz" vurgusunun yapılması da çok isabetlidir. "Gücünü patronlardan, sermaye gruplarından ve siyasi odaklardan değil, sadece okurlarından ve onların bize duyduğu güvenden aldığımızı" da hatırlatan duyuruda, şu isabetli tespit de yapıldı:

"Haber olmadan demokrasi olmaz..."

Başka bir deyişle, özellikle seçim döneminde "Sağlıklı habere ve adil yoruma erişimi engellenen" bir toplumun, sandıkta da sağlıklı karar verebilmesi zordur. Çünkü bu, sağlıklı bir demokrasinin olmazsa olmazıdır. BirGün okurlarının, bugüne kadar olduğu gibi, gazetemize daha sıkı bir şekilde sahip çıkması, abonelik kampanyasına destek vermesi, elden ele bu çağrıyı ileterek, bir çığ gibi büyümesini sağlaması, aslında "demokrasiyi yükseltmek" anlamında, tarihi bir görev niteliği taşımaktadır.

Unutmayın, "karanlıkta bırakılmış bir kamuoyu" 14 Mayıs’ta ya da başka herhangi bir seçimde, sağlıklı bir karar veremez. Seçim döneminde olup biten herşeyi, söylenen, söylenmeyen, halktan gizlenmeye çalışılan her türlü gelişmeyi ve "dürüst - namuslu analiz ve yorumları" bu ülke medyasının yüz akı BirGün’den düzenli olarak almayı sürdürmek için, abonelik kampanyasına destek olmak çok önemlidir.

Bu mesajı elden ele, kulaktan kulağa yayalım ki, 15 Mayıs sabahı yepyeni umutlarla ve daha iyi bir geleceğe yürüyebilmek için, bizim de "boyun eğmeyi reddeden kitleler" olarak bu çorbada bir tuzumuz olsun.

BİR TEŞEKKÜR BORCU

Geçtiğimiz Salı günü, 3 yıl önce beraat ettiğim ama istinaf mahkemesinden dönen bir dava ile ilgili olarak yargı önündeydim. Davanın konusu, yıllar önce "6 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilebileceği" yönünde sözde fetva nitelikli konuşmalardan birine verdiğim sert tepkiydi. Mahkeme öncesi yaptığım konuşmada da belirttiğim üzere "Gazetecilerin, mahkemelerde süründürülmek suretiyle uğratılmaya çalıştığımız mağduriyet, bu ülkenin dezavantajlı bireylerinin; kadınların, çocukların, özellikle kız çocuklarının, farklı cinsel yönelimlerdeki bireylerin mağduriyetleri yanında önemsizdir."

Bu anlamda, (3 Mayıs’a ertelenen) mahkemenin görüleceği gün, Adliye’ye gelen, salonu doldurup taşıran, bana destek veren onlarca değerli avukatın, meslektaşın, sivil toplum örgütlerinin, siyasi parti temsilcilerinin, çok sayıda BirGün okuru ve TV izleyicisi vatandaşların desteğine topluca teşekkürü bir borç bilirim.

Binlerce mesajla sosyal medyadan ve telefonla desteğini beyan eden güzel insanların, benim nezdimde, toplumsal bir davaya, "ortaçağ karanlığına karşı laik ve demokratik bir ülke mücadelesine" destek verdiğinin bilincinde olarak, bu mücadelenin mutlaka kazanılacağına inancımız daha da güçlenmiştir.

Bu destek, daha güzel günlerin habercisi ve müjdecisidir. Var olun.