Hatay’da yurttaşlar Gezi’nin yıl dönümünde sokaklarda: Mücadelemiz bitmedi, hesap vereceksiniz!

Hatay’da, Gezi Direnişi’nin 8. yıl dönümünde protestolar sırasında polis tarafından atılan gaz fişeği ile hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in vurulduğu sokakta bir araya gelen yurttaşlar, hayatını kaybeden ve yaralanan yurttaşların ‘hesabı hala sorulmadı’ dedi, “mücadeleye devam” mesajı verdi.

DİSK Genel İş, Eğitim-Sen, Tüm Mekliler Sendikası, HDP, CHP, SYKP, EMEP, SOL Parti, SODAP, İnsan Hakları Derneği, Halkların Demokratik Kongresi ve KIRKYAMA Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla toplanan yurttaşlar yaptıkları ortak açıklamada şunları kaydetti:

“Tam 8 yıl önce bugünlerde Taksim Meydanı’nda, Gezi Parkı’nda, Armutluda ve ülkenin dört bir yanında direnişe geçenler, yaşamımız ve yaşam alanlarımıza, insanlığa, bilime, hukuka, barışa ve sevgiye amansız bir şiddetle saldıranların karşısında omuz omuza verdiler, insanlık oldular! Barış oldular! Sevgi oldular!

Evrensel dayanışma karşısında çaresizlerin, halkından korkanların, günden güne daha da kirlenen politikalarına, günden güne tırmandırılan şiddetine, adaletsizliğine, vahşice saldırılarına karşı direnmek için meydana çıkan; silahları barış, sevgi ve umut olan Abdullah Cömert, Ahmet Atakan işte bu sokaklarda katledildiler.

Tüm dünyaya örnek olan, milyonlarca yurttaşın güzel bir geleceğe dair umudunu yeşerten Gezi Direnişi, en zor zamanlarımızda dahi bizlere yaşam enerjisi olurken; iktidarlarının devamı uğruna bütün insani değerleri yok etmeye çalışan siyasi iktidarın kâbusu olmaya devam edecektir.

‘ARKA ARKAYA AÇTIKLARI DAVALARLA GEZİ’NİN ADINI KİRLETEBİLECEKLERİNİ ZANNDEDİYORLAR’

Gezi direnişine katılanlara karşı açılan ilk dava, 29 Nisan 2015’ te tüm sanıklar beraat kararı ile sonuçlandı. 18 Şubat 2020 de ikinci Gezi davası da beraat kararı ile sonuçlandı. 21 Mayıs 2021’de Gezi’nin 3. davası görüldü.

Şehrimizde onlarca arkadaşımıza tam 6,5 yıl sonra dava açıldı. Arka arkaya açtıkları davalarla Gezi’nin adını kirletebileceklerini, barış çağrılarını engelleyebileceklerini zannediyorlar.

70 binden fazla öğrencinin, 42 medya çalışanının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve on binlerce siyasinin tutuklu olduğu; onlarca gazete, televizyon ve basın organının kapatıldığı veya baskı altında yayın yaptığı; KHK’larla yüz binlerce insanın ihraç edildiği, atanmış rektörlerle akademinin siyasallaştırıldığı, üniversitelerin niteliksizleştirildiği, fabrikaların, tersanelerin, limanların satıldığı, mega projeler, enerji ve altyapı inşaatları adı altında kıyılarımızın, ormanlarımızın, tarım alanlarımızın, derelerimizin talan edildiği, işçi ve kadın cinayetlerinin, tacizlerin, tecavüzlerin sıradanlaştırıldığı, devletin mafyalaştırıldığı ve cemaatlerle iş tuttuğu, Demokrasiden, hukuktan, adaletten, insanlıktan, barıştan ve doğadan yana her türlü sesin giderek artan baskı ve şiddetle kısılmaya çalışıldığı bu günlerde; yaşamın sesi gürleşiyor ve bir umut iklimi ülkemizi sarıyorsa bu dayanışmamızın ve direnişimizin gücünden ve haklılığındandır.

GEZİ 8 YAŞINDA

Ahmet Atakan’ı vuranlara hala dava açılmadı. Ali İsmail’ i, Abdocan’ ı katledenlere gerekli cezalar verilmedi. Katledilenlerin, yaralananların hesabı sorulmadı! Gezi direnişinde katledilen canlar, bizlere Gezi’yi emanet ettiler.

Gezi’den dayanışma doğdu, umut doğdu, paylaşmak doğdu, kararlılık doğdu, sevgi doğdu… Söz veriyoruz!

Gezi’de doğan bütün güzelliklere gözümüz gibi bakacağız! Bu güzellikleri yasaklarınıza, baskılarınıza, zulmünüze rağmen büyüteceğiz! İşte meydanlardayız! Güçlüyüz ve her yerdeyiz! Yine bir aradayız! Bitmedi mücadelemiz, bitmeyecek! Hesap vereceksiniz!

Barış ormanının insanları, Gezi’nin yoldaşları; İnanın, umut edin ve gülümseyin, Marşlar ve türküler söyleyin, Çünkü biliyoruz ve eminiz ki… Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Gezi’de şehit edilen tüm canlarımız hala bize bakıyor… Çünkü biliyoruz ve eminiz ki… Güneş yüzlü çocukların son nefesiyle yıkanmış İnsan selinden kalan kumdur GEZİ… Çünkü biliyoruz ve eminiz ki… Karanlık Gider, Gezi Kalır!”