3 Aralık 2007’de yayın hayatına başlayan Hayat TV’nin ekranı “bölücü içerikli yayın yaptığı” iddiasıyla karartıldı. Televizyon yetkilileri, muhalif basının temsilcilerinin de katıldığı…

Hayat Televizyonu"nun yayını "bölücü içerikli yayın yaptığı” iddiası ile durduruldu. “Hayatın Tüm Renkleri” sloganıyla 3 Aralık 2007 yılında yayın hayatına başlayan Hayat TV"nin ekranı, önceki gün öğleden sonra karartıldı. İngiltere merkezli Hayat Media Şirketi adına, Türksat uydusu üzerinden yayın yapan Hayat Televizyonu"nun frekansı “Bölücü içerikli yayın yaptığı” iddiası ile iptal edildi. Ancak, herhangi bir mahkeme kararına dayanmayan ve somut bir gerekçe içermeyen bu kararda, iddia edilen suça dair hiçbir bilgi ya da kanıt gösterilmedi. Hayat TV Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu, AKP"nin bütün medyayı teslim aldığını belirterek, “Hükümet kendinden olmayan Tv ve gazeteleri böyle kapatarak kendince cezalandırıp yanına çekmeye çalışıyor. Bizler temsil ettiğimiz kitlenin sesini birilerinin hizmetine koymayacağız” dedi.

Dün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti" nde düzenlenen basın toplantısına katılan yazarlar, sendika üyeleri, gazeteciler ve milletvekilleri karardan duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Basın açıklamasını okuyan Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu, yola emekçilerin, kadınların, Kürtler"in ve bütün ezilenlerin sesi olmak için çıktıklarını belirtti. Bugüne kadar özelleştirmelerden, iş cinayetlerine, Kürt halkı üzerindeki baskılardan, çevre katliamlarına kadar pek çok konuya eğildiklerini ifade eden Çubukçu, “Bütün bunlara tutarlı ve bilimsel yayıncılık anlayışıyla karşı çıktık. Engellenmemizin tek gerekçesi şu anda yayında bulunan en tutarlı ve muhalif medya organlarından biri olmamız"" şeklinde konuştu. Hayat Televizyonu" nun varlığının demokrasinin ölçütlerinden biri olduğuna değinen Çubukçu, ""Kanalımızın sahipleri, kurucuları ve destekleyenleri yasal yollardan bu karara karşı mücadele edecektir"" dedi.

 

VAHİM HATA

Basın toplantısının ardından konuşan DTP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel Hayat Televizyonu" nun  emekçiden yana tavır almasının önemini vurgularken televizyonun kapatılması ile bu kesimlerin sesinin kısıldığını vurguladı. Tuncel ""Bir an önce bu vahim hatadan vazgeçilmeli. Bu uygulama Türkiye" deki demokrasi söylemlerinin altının boş olduğunu ortaya koyuyor “ dedi. Farklı seslere tahammül olmadığını ifade eden Tuncel, “Eğer bu farklı sesler bir zenginlik olarak görülseydi bırakın kapatmayı Hayat gibi daha bir çok yayın organı açılırdı” şeklinde konuştu. Türkiye"nin krizli bir süreçten geçtiğini belirten Tuncel, DTP olarak bu krizlerin çözümünde ve çeteci anlayışın yıkılmasında Kürt sorununun çözülmesinin çok önemli olduğunu düşündüklerini belirtti. Tuncel, Hayat Tv" nin Kürtlerin seslerini duyurabildiği bir yayın organı olduğunu söyledi. Demokrasi ve özgürlükten söz edebilmek için Hayat Tv"nin yanında olduklarını bildiren Tuncel, “Daha önce de yaşanan yayın organlarının kapatılmasının insan hakları ve demokrasi açısından ciddi problemler yaratıyor. Hayat Tv"nin karartılması Türkiye"nin karartılmasıdır” dedi.

 

BİRGÜN DESTEĞİ

Birgün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Tulgar,  “Kapatılma kararını duyduğumda bizim gazetemize bir şey olmuş gibi hissettim. Hayat Tv benim hem gazeteci olarak hem de vatandaş olarak haber aldığım, yararlandığım bir organdı. Varlığı bize de güç veriyordu.”dedi. Günümüzde medyanın egemen sınıfların yayın organılarına dönüştüğünü söyleyen Tulgar Hayat Tv"nin bunlara karşı bir blok oluşturmak için bir umut olduğunu dile getirdi. Tulgar, sözlerine şöyle devam etti: “Biz Birgün olarak Hayat Tv "nin vereceği mücadelenin her zaman destekçisi olacağız, birinci gündemimiz budur. Birlikte mücadeleyle Hayat Tv tekrar yayına geçecek.”

 

"AKP KENDİNE MÜSLÜMAN’

ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş, Hayat Tv’nin öteki Türkiye’ye bir ayna tuttuğunu ve yoksulların, emekçilerin, işçilerin sıkıntılarını yansıttığını belirtti. Taş kapatma ile ilgili olarak: “Zannediyorlar ki bu kapatmayla emekçilerin ve yoksulların hakları savunulmaktan vaz geçilecek, cins ayrımcılığına karşı verilen mücadele bitecek, gençlerin bağımsızlık taleplerinin önüne geçilecek, yıkım politikalarına karşı ekolojistlerin sesi bastırılacak. Ama yanılıyorlar. AKP’ nin kendine müslüman ve demokrat anlayışı zaten ortadaydı, şimdi teyit edildi” dedi.

 

MECLİS’E TAŞINACAK

DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, uygulamanın muhalif kesime yönelik baskı politikasının bir sonucu olduğunu belirtti. Buldan “Türkiye eğer bir hukuk devleti ise bu konularda gereken adımları atmalıdır” dedi. Buldan, konu hakkında mecliste de gerekeni yapacaklarının sözünü verdi.

 

DEMOKRASİYE DARBE

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, kararı demokrasiye vurulmuş bir darbe, ve muhalefetin sesini kesme girişimi olarak gördüğünü açıkladı. Hayat Tv’ nin devlet baskısına karşı özgürlük ve demokrasiden yana durduğunu ifade eden Yoleri, “Bu baskıcı yapı değişmezse insan hakları, özgürlük ve demokrasiden söz etmek mümkün olamaz” dedi.

 

‘KARAR SİYASİ’

EMEP Genel Başkanı Levet Tüzel, kararın tamamen siyasi olduğunu ve hukukla açıklanacak bir yanı olmadığını söyledi. “Bu saldırı karşısında gerçeklerin görülmesi ve Türkiye’nin geleceği için televizyonumuza sahip çıkacağız” diyen Levent Tüzel, hükümet ve bakanlığın keyfi bir biçimde hareket ettiğini dile getirdi. Karara karşı gerçek anlamda bir emek çalışması yapılması gerektiğini vurgulayan Levent Tüzel,  “AKP bu kararıyla hakl ve emek düşmanı olduğunu, yani gerçek yüzünü gösterdi. Bakıldığında bir demokrasi mücadelesi veriyor gibi görünüyorlar ama onların demokrasi anlayışı kendi sözlerine biat etmekle sınırlı” dedi.

 

BÜYÜK DESTEK

Basın toplantısından sonra söz alan Evrensel yazarı Ragıp Zarakolu, 24 Temmuz’da sansürün kaldırılışının kutlanacağını ancak bunun bir ikiyüzlülük olduğunu belirtti. Özgürlüklere verilen önem açısından iktidar ve karşıtları arasıdan bir fark olmadığını belirten Zarakolu, “Militarizm ile savaşmak için düşünce ve ifade özgürlüğünü tanımak zorundayız” dedi.Sinesen Genel Başkanı Yusuf Çetin ise özgür ve bağımsız medyaya karşı yapılan bu uygulamalarda birlik olup mücadele etmenin gerekliliğini vurguladı. KESK İstanbul Şubesi’ nden Feyzullah Coşkun ise kamuoyunun gündeminin yoğunluğu arasında emekçilerini demokrasi taleplerinin boğulduğunu Hayat Tv’ nin bu kesimin sesi olduğunu söyledi. Haber- İş sendikası üyesi İbrahim Ballıkaya, 44 günlük Telekom grevinde Hayat Tv’nin kendilerini hiç yalnız bırakmadığını ve seslerini tüm Türkiye’ ye yaydığını vurguladı.

MERVE AKGÜL - CEYLAN KAYA

 

***

Muhalif ve sol basın: AKP’nin maskesi düştü

BirGün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü

Ahmet Tulgar: AKP"nin bir taraftan Ergenekon soruşturması üzerinden demokrasicilik oynarken,  diğer taraftan her fırsatta özgürlüklere darbe vurduğunu söyleyen BirGün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Tulgar, "Kapatma davası öncesinde Ergenekon soruşturmasıyla demokratlık maskesi takan AKP hükümeti, SSGSS eylemleri ya da 1 Mayıs kutlamaları sırasında gösterdiği emekçi düşmanı yüzünün, Kürt siyasetine yaklaşımındaki hukuk tanımazlığının altını Hayat Tv"ye yapılan müdahale ile bir kez daha çizmiştir" dedi. AKP"den Türkiye"deki özgürlük, demokrasi ve hukuk yoksunluğuna çözüm getirmesini bekleyenlerin Hayat Tv"nin kararmış ekranına bakması gerektiğine dikkat çeken Tulgar, "AKP korktuğu resmi ve atanmış güç odaklarına, sola ve Kürtlere zulüm ederek ortak teklif ediyor. Hayat Tv operasyonu da bunun göstergesidir" dedi.

Evrensel Gazetesi Yazı İşleri Müdürü  Fatih Polat: Kapatmayı basın özgürlüğüne vurulmuş bir AKP darbesi olarak değerlendiren Evrensel Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Fatih Polat ise, "Bir televizyona İçişleri Bakanlığı"nın müdahale ediyor olması AKP"nin Ergenekon meselesindeki samimiyetini de tartışmaya açmıştır. Bütün demokrasi güçlerinin sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum" diye belirtti.

Gündem Gazetesi Haber Müdürü: Nuri

Fırat: Nuri Fırat, Hayat Tv"nin kapatılmasının son 2 yıl içinde Türkiye"de özellikle basın-yayına yönelik yürütülen sindirme politikasının bir devamı niteliğini taşıdığına dikkat çekti. Hayat Tv"den önce 14 gazetenin 33 defa kapatılması olayının benzer bir nitelik taşıdığını ifade eden Fırat, Hayat Tv"nin yayının hiç bir somut dayanağı olmadan "örgüt propagandası yapmak" gerekçesi ile kapatılmış olmasının televizyonculuk açısından bir ilki ifade ettiğine dikkat çekerek, "Gün Tv"ye yönelik benzer uygulamalar vardı. Şimdi Hayat Tv de buna dahil oldu. Bu kabul edilir bir durum değildir. Bir skandaldır gerçekten. Tüm demokratik çevrelerin Türkiye"nin bu anti demokratik tutumuna karşı çıkması lazım" dedi.

Alternatif Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ragıp Zarakolu: Hayat Tv"nin kapatılmasını Türkiye"de devam eden düşünce ve ifade özgürlüğü kaygısının başka yansıması olarak değerlendiren Alternatif Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ragıp Zarakolu da, "Erdoğan hükümetinin ne yazık ki düşünce ve ifade özgürlüğünü sadece kendisine yontmaktadır" dedi. Bu özgürlüklerin Türkiye"de herkese gerekli olduğunun altını çizen Zarakolu, AKP"nin buna çok yakında ihtiyaçları olduğunu hissedeceklerini söyledi. Zarakolu, "12 Eylül Askeri darbesinden sonra başlayan ve 1982 Anayasası ile yerleşen her türlü hak ve özgürlükleri kısıtlayan anlayış değişmediği sürece Türkiye"de yaşayan meşruluk krizi herkesi bir bir kurbanlaştıracaktır. Bu meşruluk krizinden çıkmanın tek yolu ise Türkiye"de yaşayan herkesin demokratik katılımı ile yeni bir toplumsal sözleşmenin imzalanmasıdır. Yoksa Türkiye krizden krize darbeden darbeye sürüklenip duracaktır" diye konuştu.

 

***

KESK’ten karatmaya tepki

AyŞe Dİkdere

 

KESK Genel Başkanı Sami Evren, Hayat Tv’nin yayınının durdurulmasına tepki gösterdi. Evren, “Emek ve demokrasi mücadelemizde halkın bağımsız ve gerçek haber alma hakkına önemli katkılar sunan Hayat Tv ekranları 16 Temmuz itibariyle karartılmıştır. Engellemelerin hiçbir haklı nedeni olamaz. Bu arada Türksat’ın mahkeme kararı olmadan televizyonun frekansını iptal etmesi de kabul edilemez” dedi. AKP Hükümetinin ısrarla ‘kendine demokrat olma’ politikasını sürdürdüğünü ifade eden Evren, “Farklı seslere tahammülsüzlük örneklerine her gün bir yeni ekleniyor. Oysa bu tutum ve politikaların ülkeyi çıkmaza soktuğunu, yeni krizlere sürüklediğini, meydanın çetelere kalmasına neden olduğunu hepimiz yaşayarak gördük, görüyoruz” diye konuştu