Patronlar IMF çıpasıyla borçlarını kurtarmak istiyor. AKP seçim harcaması peşinde. Uzun süredir dünyanın gözünden düşmüş olan IMF ise yine pençelerini çıkarmış bekliyor...

Pazar günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan patronlara IMF üzerinden gözdağı verdi: “IMF ile görüşmediğimizi kim söylüyor? Biz, sizin talimatınızla mı IMF ile masaya oturup, karara bağlayacağız? IMF ile zaten görüşmelerimizi yapıyoruz. Görüşmelerimiz yapılır. Bu bir karşılıklı menfaat hesabına dayalıdır. Benim menfaatlerim de eğer yerine getirilirse, oturur anlaşmalarımızı yaparız. Yoksa bugüne kadar IMF’ye karşı olmamış olan bir iktidar şimdi niye karşı olsun?"

Gerçekten de bugüne kadar IMF"ye hiç karşı olmamış bir iktidarla karşı karşıyayız. Ancak bu krizde AKP"nin IMF konusunda biraz daha ağır davrandığını düşünenler de var.  Bunların başında  da TUSİAD geliyor. Patronlar IMF çıpasının bir an önce kullanılmasından yana. Konuyla ilgili görüştüğümüz Hayri Kozanoğlu, "TÜSİAD IMF çıpasını özel sektörün borçlarının karşılanması umuduyla istiyor. Halbuki bugün IMF ile yürümenin sistem açısından da hiçbir anlamı yok" diyor.

 

IMF GERİ DÖNDÜ

IMF tartışmaları ne zamandır kapanmışş fon adeta çaptan düşmüştü. Hatta pek çok ekonomist IMF"ye başka roller biçiyordu. Ergin Yıldızoğlu bir makalesinde, "Yeni iş tarifine göre, IMF"ye ""sorunlu"" ülkelerin ekonomilerini düzenleme yerine, küresel mali sistemi düzenleme, yaklaşan mali krizi engelleme görevi veriliyor. İlk bakışta müthiş bir terfi, ama ilk bakışta... IMF"nin, İngiltere Merkez Bankası gibi bağımsız (bu kez dünyadaki ülkelerden bağımsız) bir kurum olması, mali piyasaların aktörleriyle daha doğrudan eşgüdüm içine girmesi isteniyor (IIF bunu kolaylaştırmak için, uluslararası bankaların, yatırımcıların ve kimi gelişmekte olan piyasalardan maliye bakanlarının katılımıyla yeni bir danışma kurulu oluşturmuş); hem de giderek artan ulusalcılık ve korumacılık ikliminde. IMF"ye, adeta, uluslararası mali sermayenin çıkarlarını, bu kez büyük güçlerin jeopolitik reflekslerine karşı koruma görevi veriliyor, ama yetki verilmiyor: IMF, aslında dünya ekonomisini ve mali sistemini düzenlemeyecek (buna izin yok!) yalnızca gözlemleyecek ve aralarında mali/ticari dengesizlikler olan ülkelerin görüşmelerinde kolaylaştırıcılık yapacak. Sözünü dinletemezse, bir rapor yazarak, bu ülkeleri mali sermayeye şikâyet edecek" diyordu.

Ancak IMF tartışmalarıyal birlikte geri döndü. Ekonomi gazetesi Financial Times, yüksek gelirli ülkelerde bankacılık krizinin reel sektöre yayılırken başka aktorlerin sahneye çıkmak zorunda kaldığını belirterek sahnede yükselen ekonomiler ile uzun bir süreden beri pek ortalıkta görünmeyen oyuncu IMF’nin boy göstermeye başladığını kaydetti. Gerçekten de son krizle birlikte müşterisiz IMF"nin kapısını arşınlayanların sayısı giderek artıyor. 30 yıl sonra ilk kez bir gelişmiş ekonomi, İzlanda IMF kapısında... Ukrayna anlaşma imzaladı, Macaristan ve Pakistan sırada.

 

HÜKÜMET HARCAYACAK

AKP iktidarı IMF ile köprüleri atma taraftarı değil. Ancak seçim döneminde yapacakları harcamaların denetlenmesinden de yana gözükmüyorlar. Hayri Kozanoğlu, "Yerel seçimler geliyor. böyle bir durumda hükümet harcama yapmak istemekte" diyor. Ancak bu harcamaların halka yatırım olarak dönmeyeceği kesin. "Kömür" gibi kısa vadeli seçim harcamaları krizde halkın derdine deva olmayacak.

Halbuki pek çok ülke IMF"den kurtulmayı başardı. Önce Rusya, daha sonra Nijerya, Arjantin, Güney Kore Brezilya ve son olarak Venezüella borçlarını ödeyip IMF ile ilişkilerini kestiler. Ancak Türkiye"deki iktidarlar AB"nin ve ABD"nin ekonomik düzenlemelerinin uygulayıcısılar. Burada da hala IMF"ye önemli görevler düşüyor. Hal böyle olunca hükümetin IMF söylemleri pazarlıktan öteye gitmiyor.

Barış İnce

 

***

‘IMF koşullarını yumuşatmalı"

Ünlü Financial Times Gazetesi"nde dün IMF ile ilgili bir yazı yayımlandı. Yazıda küresel krizin etkileri yayılırken IMF’ye başvuran ülkenin sayısı artması üzerine örgütün kaynaklarının yetmeyebileceği söyleniyor. Financial Times gazetesi, IMF’nin gerçekleştirmesi gereken kurtarmaların küçük ekonomilerle sınırlı kalması halinde kaynaklarının yetebileceğini vurgularken “Ancak Fon’un birkaç büyük ekonomileri, örneğin Brezilya ve Türkiye, aynı anda ele alacak kadar kaynağı olmayabilir” yorumunu yaptı. Bu arada, Asya ve petrol üretici ülkelerin rezervlerinin kullanılmasını öneren gazete, IMF’nin artık geçmişte borçlanan ülkelerden talep ettiği katı koşulların artık sürdürülemez olduğunu belirterek Fon’un tutumunu yumuşatması gereğinin altını çizdi.

Şimdiye kadar yükselen ekonomilerin borçlarını döndürmek için uluslararası kredi piyasalarına dayandığını belirten gazete, ancak kredi muslukları kururken birçok ülkenin fonlanma sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını, yatırımcılar geri çekilirken de para birimlerinin hücuma uğradığını yazdı. Gazete şöyle devam etti:

“1980 yılları başında Latin Amerika’da, 1990 yıllarında da Asya’da yaşanan krizler hala hatıralardır. Ülkeler, IMF’ye başvurmaya isteksiz çünkü geçmişte krediler için getirilen katı koşullardan korkuyor. IMF’ye yönelmeden önce Izlanda Rusya ile, Pakistan ise, ABD, Çin ve Suudi Arabistan ile görüştü.”

 

"KATI KOŞULLARDAN VAZGEÇECEK"

Ancak ABD ve Avrupa’nın kendi finansal sektörleri kurtarmaya çalıştığını ve başka ülkelere yardım etmeye isteksiz olduğunu belirten gazete, geçmişte IMF’nin sert bütçe kesintileri, özelleştirme ve pisaya liberalizasyonunu talep ettiğini anımsattı.

İngiliz Financial Times gazetesi“ IMF, tutumunu yumuşatmalı ve bunu yapmaya hazır olduğu yolunda cesaret verici işaretler var” görüşünü dile getirdi.

 

***

Şimdilik IMF’ye ihtiyaç yok

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, şu anda ciddi bir dolar likiditesi sorunu yaşandığını, bu sorunun aşılması için mutlaka birtakım tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek, "Bu aşamada, Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim IMF"nin parasına ihtiyacımız yok" dedi.

Türk Lirası tanıtım toplantısı için KKTC"de bulunan Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, gazetecilerin, IMF ile görüşmelere ilişkin sorusu üzerine, "Şu anda ciddi bir dolar likiditesi sorunu yaşıyoruz. Bu sorunun aşılabilmesi için birtakım tedbirlerin alınması mutlaka gerekli. Bu aşamada, Türkiye Cumhuriyeti olarak IMF"nin parasına ihtiyacımız yok ancak, önümüzdeki dönemde neyle karşılaşacağımız konusunda belirsizlikler var, o nedenle herhangi bir şekilde uluslararası piyasalara güven verebilmek açısından birtakım düzenlemelerin yapılmasında biz fayda görüyoruz ama sonuç itibariyle bu, siyasi bir karardır. Hükümetin takdirindedir" dedi.

 

"DÖVİZLE İŞLEM YAPMAYIN"

Durmuş Yılmaz, döviz kurunun inebileceğini de çıkabileceğini de ifade ederek, bunu, yaşanmakta olan mali krizin alacağı şeklin belirleyeceğini söyledi. Dövizle geliri olmayanlara, dövizle işlem yapmamaları uyarısında bulunan Yılmaz, ""Yaşanmakta olan mali çalkantının derinleşmesi, boyutu, alacağı yön, döviz piyasaları üzerinde etkili olmaya devam edecektir"" dedi.