Şehir Tiyatroları 100’üncü yılını önceki akşam Cemal Reşit Rey Konser Salon’unda kutladı. William Shakespeare ve Turan Oflazoğlu’nun tiratlarını sahnede Cihan Ünal konuşturdu

Her dönemin tiratları

CANAN AYDIN - canan1aydin@gmail.com

...Son bir kez bakayım sana
eyy bu domuzlar kentini çevreleyen kale duvarı. Yıkıl!
yerin dibine geç de; Atina'yı koruma artık!
Yaşlı kadınlar şehvete versin kendini, evlatlar söz dinlemek nedir unutsun.
Esirlerle soytarılar, kelli felli senatörleri alaşağı edip ülkeyi yönetsin. Bakireler günâh işlesin, ana babaların gözü önünde.
İflas bayrağını çekenler, borçlarınızı ödeyecek yerde çekin bıçaklarınızı da alacaklılarınızın gırtlağını kesin! Güvenilir emekçiler çalın çalabildiğiniz kadar...
Ağırbaşlı efendileriniz daha büyük hırsızlıklar yapıyorlar kitabına uydurarak...
Kargaşa altını üstüne getirsin bu kentin.
insanlığın baş belası veba, o amansız, o bulaşıcı, o ateşinle kavur Atina'yı.
Kötü siyatik ağrıları, senatörlerimizi kötürüm et! Bacakları da kafaları kadar sakat olsun!....
(William Shakespeare)


Şehir Tiyatroları'nın 100. yılını kutladığı geceye Cihan Ünal'ın Shakespeare'in 'Atinalı Timon'undan okuduğu tirat damgasını vurdu. Cihan Ünal, yukardaki tiradı sahnelemeden önce Moliere'in yaşamından söz edip, onun 'Cimri' ve daha birçok oyununun hala oynandığını ancak onu aforoz eden din adamlarının adının bile hatırlanmadığını anlattı.

 

Devlet adamlarından da örnek veren Ünal, 'Winston Churchill', 'Gandhi' gibi isimleri 'Hitler', Çavuşesku' gibi isimlerle karşılaştırarak 'kıymetli ölüler' ve 'kıymetsiz ölüler’ örneklerini verdi.
 

Turan Oflazoğlu'nun 'IV. Murat'ında yer alan “kullarım, derim ki/kendinize gelin/iş işten geçmeden!” sözleriyle biten tiradını da okuyan Ünal, izleyicilerin çığlıkları arasında oyuyunu sahneledi. Bu iki evrensel yazarın bugün hâlâ güncelliğini koruyan eserlerinde yer alan tiratlar seyirciden büyük alkış aldı.

İSTANBUL SAHİPSİZ

Ardından sahneye çıkan Torun Karaca ise içinde “İstanbul sahipsiz kaldı” dizelerinin geçtiği 'İstanbul' adlı şarkıyı sinevizyon eşliğinde söylemesi seyircilerden coşkulu alkışlar alırken protokolde oturan 'Kadir Topbaş'ın ne yapacağıysa merakla beklendi.
 

Gecenin bir diğer dikkat çeken isimleriyse 1973'te yoğun ilgi gören 'Lüküs Hayat'ın delikanlıları oldu. Aradan geçen uzun yıllara rağmen Zihni Göktay, Sezai Altekin ve Funda Postacı aynı performansla müzikali bir kez daha sahneledi. Müzikale, seyircinin coşkulu alkışı eşlik etti.
 

Müziğin ve oyunun iç içe geçtiği gecede Erol Evgin ise 'Hisseli Harikalar Kumpanyası' adlı müzikalini seslendirdi.
 

CRR Konser Salonu'nda gerçekleştirilen 100. yıl galasında tiyatronun görünmez kahramanları; figüranlar da unutulmadı. Figüranlar için bestelenen şarkıyla onların tiyatrodaki emeğine ve yaşamına göndermeler yapıldı. Kadir İnanır, Erdal Özyağcılar, Perihan Savaş, Sezai Yılmaz, Çiğdem Tunç gibi sanatçılarla çok sayıda Şehir Tiyatrosu sanatçısının katıldığı gecede sahne alan Nükhet Duru ise 'Yedi Kocalı Hürmüz' oldu. 'Ey Tanrım' şarkısını seslendiren Duru, Tanrı'dan “ihale isteyene ihale, para isteyene para” kendisineyse “koca” istedi.

HİTLER HALAYDA

Yönetmenliğini Arda Aydın'ın yaptığı gecede sahne alan 'Burak Kut' ise şarkısı sırasında sahneye gelen 'Hitler'le halay çekti.

Şehir Tiyatroları sanatçılarının birlikte seslendirdiği 100. yıl şarkısıyla sonlanan gecede
Hakan Aysev, Emre Altuğ da sahneye çıktı.

***

TİYATROCULAR ANLATTI

Aliye Uzunatağan: Bu kurumların ayakta kalması için ne pahasına olursa olsun var olduğum sürece mücadele ederim. Vahşi bir toplum olduk. Gençlerin ruhunu ancak sanatla iyileştirebilir yaraları sanatla sarabiliriz.

Emel Göksu: Heyecan verici ve inşallah yüzyıllarca da yaşar.

Gülriz Sururi: Hayal görüyorlar; Şehir Tiyatrosu’nu veya Devlet Tiyatrosu’nu yok etmek çok uzak. Bunlar gelip geçecektir. Bu kuruluşlar baki kalacaktır.

Hakan Bilgin: Sahnede olduğum 30 yıldır Türkiye’de çok şey oluyor ama biz yine yolumuza devam ediyoruz. Değişik dönemler yaşayacağız ama yine oynamaya devam edeceğiz.

Şencan Güleryüz: Tiyatroda bir laf vardır ‘konuşma yap’ diye biz de onu yapıyoruz

Jülide Kural: Mücadele sanat yapmaya devam edince anlamlı. Küsüp reddedip, terk etmek yerine içinde bulunup mücadele ederek yönetmeliği değiştirme kararımızı her gün yineliyoruz.

Özge Özder: Oyunculuk yeteneğinden önce aydınlıktan yana savaşçı bir ruha sahip olmak gerekli. Günümüz koşullarında bazı şeylerin sona gidiyor gibi gözükmesi bazen yeni başlangıçlara sebep olur. Bu da iyi bir başlangıçtır. 100 yıl da bana onu ifade ediyor.

Zeliha Berksoy: Tiyatro izleyiciyle doğrudan sıcak bağ kurar. 1914’te kurulmuş. 100. yılın kutlanması şahane bir şey. Bundan büyük bir onur, iftihar edilecek bir şey yok. Ancak bugün 1000’li ve 2000’li yılları ayrı ayrı yaşayanlar var.  Bugün desteklenmiyor, budanıyor, itilip kakılıp hor görülüyor. Bu çok acı.

Deniz Gökçer: Bu yaşadıklarımıza inanamıyorum. AKM’ye ayrı sansüre ayrı içim yanıyor. Bugünkü durumuna üzülmemek mümkün değil. Teknik ve manevi daha büyük destekler verilmesi gerekirken bugünleri görmek çok acı.

Zihni Göktay: Tiyatronun bütün sanat yönetmenleriyle çalıştım. Tiyatroyu politikadan soyutlamak mümkün değil tabii zaman zaman bizlerin de sıkıntıları oldu. Ama eleştiri hakkımız her zaman saklıydı ve hakaret yoktu. Bugün ise dozunu kaçırdık. Siyasiler de bize başka gözle bakmaya başladı.