Sol koalisyonun hükümet kurulmasına destek karşılığı Katalanlara af konusunda anlaşması, İspanya siyasetinde yeni bir döneme kapı açarken kutuplaşma tehlikesinin arttığı ülkeyi zorlu bir yol bekliyor.

Hükümet anlaşması
Katalanlar, 2 Ekim'de bağımsızlık referandumunun 6'ncı yılında sokaklara inmişti. (Fotoğraf: Depo Photos)

Dış Haberler

Sosyalist Parti (PSOE) ve sol ittifak Sumar, azınlık koalisyon hükümetine destek karşılığında bağımsızlık yanlısı Katalan ve Bask partileriyle başta ‘af’ olmak üzere birçok konuda anlaştı.

Sol koalisyon, Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ile af yasası ve Katalonya özerk yönetimine tanınacak bazı finansal ayrıcalıklar üzerinde anlaşmaya varmıştı.

İspanyol yargısının 2017’deki ‘tek taraflı’ bağımsızlık girişiminin ardından hakkında tutuklama kararı verdiği ve Avrupa Parlamenteri olarak Belçika'da ‘sürgünde’ yaşayan, eski Katalonya özerk hükümet başkanı Carles Puigdemont'un liderliğini yaptığı Katalonya İçin Birlik (Junts) Partisi de PSOE ile anlaşmaya vardı.

ÇOĞUNLUĞU GARANTİLEDİ

PSOE, dün de Bask Milliyetçi Partisi (PNV) ile sol hükümete destek vermeleri karşılığında İspanya'nın kuzey bölgesine daha fazla özerklik verme sözü veren bir anlaşma imzaladı. Kanarya Adaları’ndan küçük bir partiyle de anlaşmaya varan PSOE, partinin lideri ve Başbakan Pedro Sanchez’in 350 koltuklu parlamentoda düzenlenecek güven oylamasında 179 oyla çoğunluğu sağlamasını garantiledi.

Puigdemont, Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında anlaşmayı “İspanya ile Katalonya arasındaki tarihi ihtilafın çözümü yönünde bir adım” olarak niteledi. Hiçbir suç işlemediklerinin altını çizen Puigdemont, Madrid’den özür dilemek zorunda olmadıklarını söyledi.

Junts’un önerdiği, kasım ayında tekrar görüşülecek anlaşma şartları arasında Katalonya yönetimine vergilerde daha geniş yetkiler ile bağımsızlığa ilişkin referandum düzenlenmesi de bulunuyor.

ÖNEMLİ BİR FIRSAT

Junts ile müzakereleri yöneten PSOE yetkilisi Santos Cerdan da, “Junts ile hâlâ derin görüş ayrılıklarının bulunduğunu” belirtse de, “anlaşmazlığı gidermek için tarihi bir fırsat olduğunu” söyledi. Cerdan, siyasi affın 2012’den bu yana olan süreci kapsayacağını kaydetti.

AB'nin adaletten sorumlu komiseri Didier Reynders, İspanyol bakanlardan, "komisyonla temasa geçen çok sayıda vatandaşın ciddi endişeleri" nedeniyle olası af yasası hakkında daha fazla bilgi talep etti.

İspanya'da Katalan af getirilmesine karşı Madrid'de yapılan gösteri ise olaylı sona erdi. Temmuz’daki seçimde sandıktan birinci çıkan muhafazakâr Halk Partisi (PP) ve aşırı sağcı Vox’un çağrısıyla anlaşmayı protesto etti. Kalabalığın dağılmasıyla harekete geçen aşırı sağcı gruplarla polis arasında çatışmalar yaşandı. Polis, 15 kişiyi gözaltına aldı.

PP’nin eski Katalonya bölge başkanı ve Vox partisinin kurucularından 78 yaşındaki Alejandro Vidal-Quadras ise Madrid’de silahlı saldırıya uğradı. Yüzünden vurulan Quadras hastaneye kaldırılırken durumunun ağır olduğu belirtildi. Saldırıyı kimin ve hangi amaçla düzenlediğinin bilinmediği aktarıldı.

‘SÜRGÜNDEKİ HÜKÜMET’ PUİGDEMONT

İspanya’da 2017'de Katalonya'nın bağımsızlığı için düzenlenen tek taraflı referandumun ardından eski Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Puigdemont, Belçika'ya yerleşmişti. İspanya'da mahkeme, Puigdemont hakkında "Avrupa çapında tutuklama emri" çıkartmış ancak avukatları Katalan liderin İspanya'ya iade edilmesine karşı mücadeleyi sürdürmüştü. Kendisini “sürgündeki hükümet” olarak tanımlayan Puigdemont, 2019 yılında Avrupa Parlamentosu’na seçildi. Avrupa Parlamentosu ise 2021 Mart’ta Puigdemont’un dokunulmazlığını kaldırdı.

Carles Puigdemont

AVRUPA BASINI BÖYLE GÖRDÜ

Olası af yasası ve sonuçları, Avrupa basınında da geniş yer buldu.

EL PAIS: “Propaganda tantanası sona erdi” başlığı atan İspanyol El Pais gazetesinin, uzlaşma kültürüne geri dönülmesinden duyulan memnuniyetin aktarıldığı haberinde “Meseleyi körükleyenler gizlemeye çalışsa dahi, koalisyon anlaşmalarında her iki taraf da tavizler verir. Artık propaganda tantanası biter, siyaset bilimi konuşur. İyi yapıldığı, daha iyi açıklandığı ve sonuçlarla desteklendiği sürece her şey fayda sağlayabilir. Siyaset ve diyalog bir kez daha çatışmaları çözmenin tek yolu haline gelmeli” denildi.

EL MUNDO: İspanyol El Mundo gazetesi ise “İktidar değişse daha iyiydi” başlıklı haberinde anlaşmayı “demokratik bulmadığını” aktardı. PSOE’nin “iktidarını kaybetmektense devleti zayıflatmayı tercih ettiği” belirtilen haberde, “Anlaşma, İspanyolların refahını artıracak bir tane bile tedbir içermiyor; aksine tek hedef bölünmek. Özgürlük, eşitlik ve dayanışma gibi demokratik değerlere tezat teşkil eden bu anlaşmayı hükümet yurttaşlara ve AB’ye nasıl izah edecek?” denildi.

LA STAMPA: İtalyan La Stampa ise Başbakan Sanchez’i “ip cambazı” olarak niteleyerek “başbakanlığa devam etmek için göze almayacağı bedel olmadığını” yazdı. Haberde hukukçuların anayasaya uygunlukla ilgili tartışmalarının yanı sıra “affın pişmanlık içermediği ve isyancıların eski davaları dönebileceği” konusunda endişeler olduğu iddia edildi.

FAZ: Alman FAZ gazetesi de “Beklentiler olumlu değil” başlıklı haberinde siyasi kutuplaşmaya dikkat çekerek “Her iki tarafın kelime seçimleri kötüye işaret. Sağcı ve aşırı sağcı muhalefet anayasal devlet temellerinin iktidarda kurma keyfiliğine kurban edildiğini söylüyor. Siyasi normalleşmeyle övünen diğer taraf ise bağımsızlık yanlılarının hukuku ve düzeni hiçe saymasına değinmiyorlar” diye yazdı.