NTV yeni yayın döneminde stüdyosundan program akışına, bir dizi değişikliğe gitti.

NTV yeni yayın döneminde stüdyosundan program akışına, bir dizi değişikliğe gitti. Uzay üssüne benzettiği yeni binasıyla saatlerce övünen NTV’de haber programı içeriği ise giderek zayıflıyor. Hükümeti rahatsız etme ihtimali bulunan, haber-yorum programlarına giderek daha az yer verilirken, en ufak muhalif ses çıkarma olasılığına sahip tüm gazetecilerin hızla kanaldan uzaklaştırıldığı dikkatlerden kaçmıyor.
MAGAZİNSEL HABERCİLİĞE GEÇİŞ
Yeni yayın döneminin anlatıldığı, Ntvmsnbc’de yer alan habere göre “NTV, bu yıl köklerine geri dönüp genlerindeki haberciliği daha da güçlendiriyor. Haber yayıncılığını, izleyicinin ihtiyacını en kapsamlı şekilde karşılayacak standarda yükseltiyor.” Ancak yeni yayın döneminde bir gün boyunca ekrana gelen haber kuşaklarında gözlemlenen, standardın yükseltilmesinden çok, haberlerin içinin boşaltılması ve programlara “magazinel” bir hava katılması oldu.
AZİZ’İN KONUŞMASI MAKASLANMIŞTI
Kanalın, son dönemlerde izlediği yayıncılık politikası ve Banu Güven, Can Dündar gibi muhalif isimlerin işlerine son verildiği düşünülürse yeni yayın döneminde yaşanan değişiklikleri anlamlandırmak güç olmuyor. Hatırlanacağı üzere yandaşlaşmanın son örneği Rutkay Aziz’in Altın Portakal Film Festivali’nde yaptığı, AKP iktidarını eleştiren konuşmasının makaslanması olmuştu. "Sanatta Sosyal Sorumluluk Ödülü"ne layık görülen Rutkay Aziz, konuşmasında AKP'yi eleştirmiş, sanatçı görevine çağrı yapmıştı. NTV’nin bu sansürü sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştu.
ERDOĞAN’IN FERİT KARDEŞİ
Başbakan’dan NTV’nin patronu Ferit Şahenk’e “Ferit kardeşim” hitabı
NTV'de bir süredir yaşanan bu değişim, Başbakan Erdoğan'ın "Ferit kardeşim" diye hitap ettiği kanal patronu Ferit Şahenk'in AKP'ye yakınlaşma arayışının sonucu olarak yorumlanıyordu. Erken "tatile çıkarılan" gazetecilerden Can Dündar, tam bu kararın verildiği günlerde Milliyet gazetesindeki köşesinde şunları yazmıştı:
"Son dönem asıl endişe verici gelişme ise, çoğu medya dışından gelen kimi patronların, ‘yukarı’nın artan baskısı karşısındaki dirençsizliği; o baskıyı kendi korkularıyla büyütüp kraldan fazla kralcı kesilen yöneticilerin acizliği...  Önümüzde zorlu bir dönem var: Hangi soru sorulabilir, hangi eleştiri yazılabilir, hangi manşet atılabilir, hangi konuk çıkarılabilir, hangi siyasi müdahale nasıl bertaraf edilebilir, medya bu ortamda nasıl işlev görebilir tartışmasını çok sık yapacağız. Ne kadar geç kalmış da olsak, bu mesleğin (kalan) itibarını korumak için hepimiz seferber olmalıyız."
BASIN ODASI SESSİZ SEDASIZ KALDIRILDI
Ruşen Çakır, Nuray Mert, Nazlı Ilıcak ve Sedat Ergin tarafından hazırlanan Basın Odası programı da tartışmaların odağındaydı. Programdan önce Ruşen Çakır ayrılmış, daha sonra da program sessiz sedasız yayından kaldırılmıştı. Nuray Mert’in seçimlerden önce Başbakan Erdoğan tarafından “Açık açık söylüyorum, bu mertlik değil, namertliktir. Böyle bir izansızlık, densizlik olur mu?” sözleriyle nasıl hedef gösterildiği düşünülürse, programın yayından kaldırılması da NTV’nin AKP ile uyuşmayan her türlü isimden ve programdan “kaçtığını” gösteriyor.
Bütün bunlar ortadayken, NTV’nin yeni binasına geçmesinin bir ‘habercilik devrimi’ gibi pazarlanması, akla “Boş başak dik durur” sözünü getiriyor. Biz ise okurlarımıza başka bir sözü rehber edinmelerini, ‘zarfa değil mazrufa’ bakmalarını öneriyoruz. soL, BirGün