Ergenekon iddianamesinin açıklanmasının ardından 2455 sayfayı tarayan aydın ve siyasetçiler sürecin derinleştirilmesi gereğinde birleştiler. Evrensel Gazetesi Yazıişleri Müdürü…

Evrensel Gazetesi Yazıişleri Müdürü Fatih Polat: Türkiye"nin demokratikleştirilmesini isteyenlerin bu sürecin derinleştirilmesi talebini dillendirmeleri önemli. Ama öbür taraftanda ortaya çıkan iddianame görev başındakileri kapsamıyor, sadece emeklilerle sınırlı kalıyor. Ergenekon"la ilişkili olduğunu bildiğimiz Hrant Dink cinayetinin iddianamenin dışında tutulması, işi son derece Laiklik-AKP didişmesi etrafında çeviren ve AKP"nin kendi önünü temizlediği şüphesini güçlendiriyor. Oysa Türkiye"de faili meçhul cinayetlerin açığa çıkartılması, aydınlanması en azından Hrant Dink olayına dair daha açık bir tutum olsaydı bu iddianame de daha umutlu olacaktı. Dolayısıyla gerekli kadar yürekli bulamadığımı belirtmek isterim iddianamenin bu halini. 

 

Hrant Dink"ın Avukatı Erdal Doğan: Hrant Dink"in defalarca Veli Küçük tarafından tehdit edildiği bilinmekteydi. Ayrıca Veli Küçük, Oktay Yıldırım, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol"un içinde bulunduğu grup Dink"ı adliyenin önünde linç etmek istemişti. Hrant Dink, Malatya Zirve Yayınevi, Santoro ve Danıştay cinayetlerinin bu  grup tarafından işlediğini olasılığı yüksek olmasına rağmen, savcı Öz iddianemede bu grubun cinayetlerle  bağlatılı olabileceğini söylüyor fakat Dink ve Malatya davalarının tam olarak araştırılmadığı ortaya çıkıyor. Neden mi? Çünkü mesele Malatya sanıklarından Emre Günaydın"ın gayri meşru işlerle uğraşan dayısı Ergenekon sanığı Sedat Peker ile ilişkili olduğu tanıklar ve sanıklar tarafından belirtiliyor. Yine Malatya sanıklarından birinin  telefon kayıtlarında halen görevde olan savcı Refik Hakan Başverdi ile defalarca görüştüğü ortaya çıktı. Başverdi Ergenekon soruşturması kapsamında yakalama emri çıkarılan Emekli General Levent Ersöz ile birlikte Silopi"de jadarma komutanlığında görev yaptığı sırada  HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ile HADEP İlçe Sekreteri Ebubekir Deniz"in jandarma komutanlığına çağrıldıktan sonra kaybetirilmesinden sorumlu tutulmuştu. Aynı şekilde Malatya şüphelilerden Varol Bülent Aral isimli şahısın ajandasında Kemal Kerinçsiz"in telefonları ve adressi bulundu. Sizce bunların hepsi tesadüf mü? Bunlar üstüde durulması gereken tesadüfler.

 

Yayıncı ve yazar Ertuğrul Kürkçü: İlk kaba gözlemimle Ergenekon iddianamesi bize bu oluşumun devletle bağı olmadığı sonucuna getirmek istiyor ki bence iddianamenin en kuşku duyulacak ve konuşulması gereken tarafı da budur.

 

Alper Taş (ÖDP Genel Başkan Yardımcısı) : Adı çetecilikle, darbecilikle anılanların geç de olsa yargılanmaları önemlidir. Ama düzen Ergenekon yargılamasıyla kendisini aklayamaz. Ergenekon yargılansın ama çeteciliğin, siyasal İslam"ın, piyasacılığın zeminlerini güçlendiren 12 Eylül ve 12 Eylül generallerinin de yargılanması gerekmektedir.

 

Emekli Cumhuriyet Savcısı Mete Göktürk: Çok emek verilmiş bir iddianame. Bunca verilmiş emeğe rağmen içeriği ne derece gerçeği yansıtır yargılama sonucu ortaya çıkacak.Önemli olan,Türkiye"de bazı şeylerin değişmeye başlamış olması. Önceden soruşturma konusu yapılamayan şeyler soruşturulmaya başlandı bu iddianameyle. Belki iddia edilen hiçbir şey kanıtlanamaz ama insanlar bu iddianameyle şunu düşünecek: Mevkimiz ne olursa olsun soruşturma açılabilir hakkımızda. Şu yaşadığımız olayların nedeni, zamanında çetelerle, darbecilerle yüzleşilmemesi. Danıştay saldırısının Ergenekon"la bağlantısı kuruldu ama Hrant Dink cinayetiyle bağlantısı kurulmamış olabilir. İddianamenin isminden haberi olmayan insanlar, idddianameye hemen karşı çıktılar. Pervasızca üzerine gidildi soruşturmanın. Hiçbir şey bilmeden karşı çıkmak yanlış. Dileğimiz, en kısa zamanda hukuka uygun şekilde ve kişilik hakları zedelenmden bu işin içinden çıkılabililsin. Haklarında somut delil bulunmayanlar ise tutuksuz yargılanmalı.

 

Eski Kültür Bakanı ve yazar Fikri Sağlar: Bence önemli bir iddianame. Bugüne kadar yazılı basının iddianame ile ilgili bilgileri parça parça kamuya aktarmaları,davanın kabul edildiği gün gerekli olan uyarıyı gerçekleştiremedi. Ayrıca toplumun kapanma davası ile Ergenekon davası arasında taraf olmaya zorlanması bu desteği tam olarak göstermesini engelledi. Toplumun Susurluk olayı sonrası gösterdiği tepkiyi bu olayda göstermemesinin nedeni karşısına kapatma davasının konması. Toplumda infial uyandıran, düzeni sarsan faaliyetlerle ilgili olarak olayların arkasını araştıran bir çalışma olmalı. Hükümetin de toplumda oluşan ayrışma oyunundan vazgeçmesi gerekir. İddianamede  Oral Çelik  ile İlhan Selçuk isminin yan yana gelmesi beni şaşırttı.

 

DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık: Bu Ergenekon"u sadece Türkiye coğrafyasına yansıyan boyutuyla biliyoruz. Ama Kürt coğrafyasına ya da Fırat"ın doğusunda olup bitenlerden halen iddianameye yansıyan birşey yok. Ergenekon"un nemalandığı, büyüdüğü, yeşerdiği yer Kürt coğrafyasıydı. Bu iddianamede butün şahısları incelediğimizde, özellikle apoletli olanları, geçmişte nasıl Kürtleri katlettikleri, nasıl faili meçhullere imza attıkları, sürgünlere neden oldukları ortada. Apoletlilerin geçmişte çalıştıkları bölgelerde nasıl katliamlar yaptıklarını çok iyi biliyoruz.İddianame ile Ergenekon"un nasıl acımasız bir örgüt olduğunu görüyoruz. Kendi elemanlarını nasıl katlettiklerini görüyoruz. Hepimize düşen bir tek görev vardır, demokrasiden ve hukuktan yana tavır almamız gerekir. İşe hemalandıkları alan ne ise oradan başlamamız lazım.

 

Emekli Askeri Hakim Ümit Kardaş: İddianame basına yansıyandan çok farklı değil, bence gayet ciddi. Kayıtlar, fotoğraflar, belgeler iddiaların ciddiyetini pekiştiriyor. Tabi ki bu yeterli değil, oluşumun Susurluk, 12 Eylül bağlantılarını da tespit edip, o tarihlerle de hesaplaşmak- yüzleşmek gerekiyor çünkü Cumhuriyetimiz demokrasiye ancak bu yollardan evrimleşecek.