ABD'de öğrencilere polisin şiddet uygulamasını kınayan üniversitelerin sicili kabarık. Türkiye’de öğrencilerin yılbaşı kutlaması bile engelleniyor. Öğrenci ve akademisyenler kendi karşılaştıkları şiddeti ve soruşturmaları örnek göstererek üniversite yönetimlerinin ikiyüzlülüğünü vurguladı.

İkiyüzlü kınama
2017’de KHK ihraçlarına karşı Ankara Üniversitesi'ndeki protestoya köpekli polisler müdahale etmişti. (Fotoğraf: Tamer Arda Erşin)

Kayhan AYHAN

Birkaç gün önce ABD'de Columbia Üniversitesinde başlayan ve farklı eyaletlerdeki üniversitelere yayılan Gazze eylemlerinde ABD polisi, öğrencileri ve akademisyenleri şiddet uygulayarak gözaltına alıyor. Türkiye'deki üniversitelerden bu öğrenci ve akademisyenlere destek açıklaması yapıldı.

Üniversitelerin kurumsal sosyal medya hesaplarından Türkçe ve İngilizce yayımlanan açıklamada "Üniversite öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepkiye karşı gösterilen orantısız tepkiyi temel insan hakları ve akademik özgürlüğe vurulmuş bir darbe olarak kabul ediyor, derin bir üzüntü duyuyor ve şiddetle kınıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Ancak üniversitelerin yapmış oldukları kınama açıklamasının aksine manzara burada da farklı değil. Türkiye'de birçok öğrenci ve akademisyen haklarını aramaları, düşüncelerini ifade etmeleri nedeniyle şiddete uğruyor, gözaltına alınıyor ve haklarında soruşturma açılıyor. Öğrenciler ve akademisyenler kendi karşılaştıkları şiddet ve soruşturmaları örnek göstererek üniversiteleri ikiyüzlülükle suçladı.

ABD’deki protestolarda gözaltılar dün de sürdü.
(Fotoğraf: dailyyummah)

ODTÜ PAYLAŞIMINI SİLDİ

ODTÜ’nün resmi Twitter hesabından da ABD’deki öğrencilere şiddet kınandı. Öğrenciler, ODTÜ’deki şiddeti ve hukuksuzlukları hatırlatarak yorumlarda ve alıntılarda paylaşıma tepki göstermişti. ODTÜ, söz konusu paylaşımı silerek metni yorumla kapalı olarak tekrar paylaştı.

Üniversitelerin ABD'deki şiddeti kınaması akıllara Türkiye'deki polis şiddeti ve soruşrumaları getirdi. Son dönemde üniverse öğrencilerin karşılaştıkları şiddet ve soruşturmaların bazılar şöyle:

• Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) bugün gerçekleşecek mezuniyet töreni öncesi polis 4 öğrencinin evine baskın yaptı. Öğrenciler gözaltında.

• ODTÜ’de 2019 yalında düzenlenecek mezuniyet töreni öncesi 4 öğrenci, evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Geçen yılki törenin ardından 'Tayyipler Alemi' pankartı nedeniyle 4 öğrenci tutuklanmıştı.

• Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ocak 2021'de Prof. Dr. Melih Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak atamasının ardından düzenlenen protestoların ardından İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, 38 ilde 528 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı. Bu kişilerden 2'sinin tutuklandığını belirten Çataklı, 108'i adli kontrolle, 498 kişinin ise serbest bırakıldığını söylemişti. Boğaziçi Üniversitesi'nin rektörlük binasının bulunduğu Güney Kampus'a giren polis, oturma eylemi yapan bazı öğrencileri de gözaltına almıştı. Yine atamayı protesto eden akademisyenlerden bazıları görevden alınmış ve haklarında soruşturma açılmıştı.

• Aydın Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda asansörün düşmesi sonucu Zeren Ertaş’ın yaşamını yitirmesini yürüyüş ile protesto etmek isteyen öğrencilere müdahale eden polis, öğrencileri ters kelepçeyle gözaltına almıştı.

• Kira ve yurt pahalılığını protesto etmek için üniversite öğrencilerinin başlattığı "Barınamıyoruz" eylemleri kapsamında Ankara'daki eyleme polis müdahale etmiş ve dokuz öğrenciyi gözaltına almıştı.

• İstanbul Üniversitesi’nin yerleşkelerinin kapılarının ziyaretçilere açılmasını protesto eden öğrencilere polis müdahale etmiş, polisin sert müdahalesi sonucunda bir öğrenci yaralanmıştı.

• Yükseköğretim Kurulu'nun 40. kuruluş yıldönümünü Ankara ve İstanbul'da protesto eden 11 öğrenci darp edilerek gözaltına alınmıştı.

BİLDİRİ NEDENİYLE İHRAÇ!

Birçok üniversiteden akademisyenler  "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza attıkları için 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edildi. Akademisyenler, mesleklerine geri dönebilmek için 8 yıl hukuk mücadelesi verdi. İhraç edilen 406 akademisyenden 167'si idare mahkemelerinde açtıkları davaları kazandı, ancak Ankara'daki bölge idare mahkemeleri üniversitelerin itirazı üzerine 39 göreve iade kararını kaldırdı. Böylece göreve iade sayısı 128'e düştü.

AFİŞE SORUŞTURMA

Ordu Üniversitesi`ne bağlı Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde görevli 7 öğretim üyesi, çalışma odalarının kapılarına "İnsan, Toplum, Doğa Yararına Üniversite" yazılı Eğitim Sen kokartı ve yine Eğitim Sen Yükseköğretim Bürosu tarafından hazırlanan YÖK afişini astıkları için haklarında Rektörlük tarafından soruşturma açıldı.

ÖZGÜR DÜŞÜNÜLMESİN DİYE

Taşra üniversiteleri üzerine çalışmalar yapan ve bu konuda “Taşra Üniversiteleri - AK Parti’nin Arka Kampüsü” kitabını kaleme alan gazeteci Tuğba Tekerek, ülkede üniversitelerde yaşanan yasaklar ve soruşturmalara değindi.

Tekerek, "2024'e girerken İstanbul Üniversitesi'nde çam ağacı süslemek isteyen öğrencilere özel güvenlik görevlileri müdahale etti. 2023 yılında Boğaziçi Üniversitesi yurt yönetmeliği, bir protestoya katılanların yurttan atılmasına imkân sağlayacak şekilde değiştirildi. 2016 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi'nde Roboski anması yapmak isteyen öğrenciler gözaltına alındı.  2015 yılında Bingöl Üniversitesi'ndeki öğrenciler haklarında açılan sayısız soruşturmaya karşı çareyi açlık grevine gitmekte buldu. Bunlar son 10 yılda Türkiye kampüslerinde öğrencileri zapturapt altına alma girişimlerinden yalnızca birkaçı" dedi.

Tuğba Tekerek 
Gazeteci

Özellikle 15 Temmuz 2016 yılından bu yana Türkiye'deki üniversitelerde muhalif öğrencilerin örgütlenmesi, eylem yapması ve ses yükseltmesinin çok zor olduğunu vurgulayan Tekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Küçük illerdeki Kürt öğrenciler için bu neredeyse imkansız. Türkiye'de üniversiteler zaten gençler özgürce düşünsün, tartışsın, gerektiğinde itiraz etsin, ses yükseltsin diye yapılandırılmıyor. Aksine, Türkiye'de üniversiteler gençleri bir kampüste toplama, onları zapturapt altına alma, mümkün olduğunca iktidar hizasına çekme politikası etrafından örgütleniyor. Böyle bir ortamda, rektörlerin akademik özgürlükten bahsetmesi, polis şiddetine karşı çıkması kelimenin tam anlamıyla ikiyüzlülük, pişkinlik, yüzsüzlük. 'Herkesi kör âlemi sersem' bile sanmıyorlar; yalan söylediklerini bizim de bildiğimizi biliyorlar ama yine de söylüyorlar. Üniversite’nin, akademik özgürlük gibi kavramların içi boşaltılalı bayağı olmuştu. Şimdi maalesef rektörler bu samimiyetsizlikleriyle Filistin meselesini de kirletmekten hiç utanmıyorlar."