Ekonomik kriz yoksulluğu derinleştirirken işgücüne dahil olan çocukların sayısı her geçen gün katlanıyor. İktidar, çocukları ucuz işgücü olarak patronların önüne sunuyor. Çocuklar fabrikada işçi, berberde çırak oluyor.

İktidar, yoksullaşan çocukları ucuz işçi yapıyor: Fabrikada işçi, berberde çırak
Fotoğraf: DepoPhotos

Dilan ESEN

Manisa’da Alaşehir Sümer Oral Mesleki Eğitim Merkezi’ne kayıtlı 16 yaşındaki Zekai Dikici’nin çalıştığı inşaattan düşerek ölmesi, ülkede ucuz işgücü olarak kullanılan çocukları akla getirdi.

Yoksulluk derinleştikçe çocuk işçiliği artıyor, çocuklar eğitimden uzaklaşıyor, iş aramaya başlıyor. Çocuklar ucuz işgücü olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın projesi Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM), protokoller eliyle çalışmaya zorlanırken bir yandan da ekonomik krizin getirdiği yoksulluk da çocuklara çalışmaktan başka çare bırakmıyor. Hem kamu kurumlarının hem de birtakım platformların yayımladığı veriler ve araştırmalar da tüm bunları gözler önüne seriyor.

Çocukların kamu kurumları eliyle ucuz işgücü olarak çalıştırılmasının en net örneği MESEM. Çocuklar organize sanayi bölgeleri içinde açılan mesleki eğitim merkezlerinde, otellerde imzalanan protokollerle haftada 1 gün okulda, 4 gün ise işe gidiyor. Öğrencilerin ücretleri ise 9., 10. ve 11. Sınıflar için asgari ücretin yüzde 30’u; 12. Sınıflar için ise asgari ücretin en az yüzde 50’si kadar.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2017-2023 yılları için hazırladığı çocuk işçiliği ile mücadele ulusal programına rağmen derinleşen yoksulluk azaltmak yerine daha da artırıyor. Bakanlığın 2022 yılı faaliyet raporu da itiraf niteliğinde. İş Kanunu’na göre 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını tamamlamamış çocuklar ‘genç çalışan’ kabul ediliyor. Raporda da işyerlerinde tespit edilen çocuk işçiler ‘genç çalışan’ olarak yer aldı. Raporda, maden sektöründe 2, metal ve mobilya sektöründe 16 ve tekstil sektöründe 151 ‘genç çalışan’ olduğu saptanırken; metal sektöründe 2 ve yapı sektöründe 1 ‘çocuk çalışan’ olduğu kaydedildi. 8 bin 444 işyerine yapılan denetimde ‘çırak’ adı altında çalıştırılan 982 çocuğun bulunduğu bilgisi yer aldı.

VERİLER GÖSTERİYOR

2012 TÜİK Çocuk İşgücü Anketi’ne göre 890 bin olan çocuk işçi sayısı son olarak 4 yıl önce açıklanan 2019 tarihli TÜİK çocuk iş gücü anketine göre 720 bin. TÜİK’in 2022 yılı Hane Halkı İşgücü Araştırması’na göre ise 15-17 yaş arası çocuklarda işgücüne katılma oranı yüzde 18,7. Çalışan çocukların yüzde 34,3’ü ise okula devam etmiyor. Okulda olması gereken 964 bin çocuk, çıraklık eğitimi adı altında çalıştırılıyor. 2021 yılında 520 bin çocuk çalışıyorken bu sayı 2022 yılında 619 bine çıktı. 1 yılda sadece 15-17 yaş arasında çalışan çocuk sayısı 101 bin arttı. TÜİK’in 15-24 yaş arasındakilerin baz alındığı 2022 yılının gençlik istatistiklerine göre de gençlerde işgücüne katılma oranı yüzde 43,8 olurken işsizlik oranı ise yüzde 19,4.

İŞKUR’un 15-19 yaş grubuna yönelik verileri, Ocak-Ağustos 2023 döneminde 6 bin 269 çocuk ve gencin işsizlik ödeneğine başvurduğunu ortaya koydu. Başvuran genç ve çocukların yalnızca 298’ine işsizlik ödeneği bağlandı. İŞKUR’un, “Nitelikli işgücü temin etmekte zorlanan işverenlere karar verme imkânı sunmak” amacıyla hayata geçirdiği İşbaşı Eğitim Programı’na (İEP) da binlerce çocuk ve gencin başvurduğu öğrenildi. Verilere göre, aynı dönemde İEP’e kayıtlı çocuk sayısı 5 bin 156 oldu. 114 bin 599 kişiden 12 bin 423’ünün bir yıl ve bir yıldan daha fazla süredir iş aradığı belirtildi.

SÖMÜRÜYE İTİLİYORLAR

İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi İstanbul Koordinasyonu Üyesi Gökhan Turan, ülkede çocukların sömürü düzeninin içine itildiğine dikkat çekerek “Çocuk paha biçilemez bir değerdir” dedi. Çocukların, işverenlerin insafına bırakıldığına değinen Turan, iktidarın çocukların çalışmasını engellemediğinin de altını çizdi.

İLO’nun 2019 verilerini hatırlatan Turan, çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaş grubundakilerin, yüzde 15,9’unu 12-14 yaş grubundakilerin, yüzde 4,4’ünü ise 5-11 yaş grubundakilerin oluşturduğunu kaydetti. Çocukların yüzde 30,8’inin tarım, yüzde 23,7’sinin sanayi, yüzde 45,5’inin ise hizmet sektöründe yer aldığını belirten Turan İSİG Meclisi’nin verilerine göre de 2013-2022 yılları arasında 616 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini aktardı.

“Ülke genelinde çocuk ve genç işçilerin çalışma koşulları kanun ve yönetmeliklerle koruma altına alınmasına rağmen zorlaşan ekonomik koşullar da geçim derdinde olan halkın çocukları sömürü düzeni içine itildi” diyen Turan, şunları ifade etti: “MESEM diye adlandırılan sistemde ekonomik şartlara muhalefet edilmesinin önüne geçen iktidar, çocukları çalışma hayatının içine attı. Bu çocukların çalışma şartları, yaşam koşulları, beslenmedeki öncelikleri; özel hassasiyetleri işverenlerin insafına bırakıldı. Kanun ve yönetmeliklerle sınırları çizilen çalışma şartları ve koşullarının önemsenmemesi ileride yeni yetişen neslin sağlıksız ve bilinçsiz bir nesil olmasına neden olacak. Çocukların kazandığı paralarla günü kurtaran aile fertleri mücadeleye girmiyor. Çatı işi için yapılacak bir şantiyede kanun ve yönetmelikten ayrı olarak eğitimdeki yaş aralığı çalışabilecek. Önünde engel var mı? Onun çalıştığı alanda ona ait riskler tam olarak giderile biliyor mu? Beslenebiliyor mu? Yürüme yolları ona özgü oluşturulabiliyor mu? İşveren kendi işçisi için bunlarla uğraşmıyor. Kârı üst sınırlarda olmasa çocuklarla-gençlerle çalışır mı?”