Berrak Güngör Trump’ın Golan Tepeleri kararının yaklaşan İsrail seçimleri öncesinde adı yolsuzluk iddialarına karışan Başbakan Benjamin Netanyahu’ya destek verilmesi olarak yorumlanabileceğini söyleyen Ortadoğu uzmanı araştırmacı Faik Bulut, “Hakkında çıkan yolsuzluk iddialarının ardından her diktatör gibi Netanyahu da milliyetçi söylemlerini daha da sertleştirdi. Daha sağa yönelen, dinci, ırkçı bir görüşle bu tepelere el koymak istiyor. Bu […]

“İlhak içinde ilhak, işgal içinde işgal”

Berrak Güngör

Trump’ın Golan Tepeleri kararının yaklaşan İsrail seçimleri öncesinde adı yolsuzluk iddialarına karışan Başbakan Benjamin Netanyahu’ya destek verilmesi olarak yorumlanabileceğini söyleyen Ortadoğu uzmanı araştırmacı Faik Bulut, “Hakkında çıkan yolsuzluk iddialarının ardından her diktatör gibi Netanyahu da milliyetçi söylemlerini daha da sertleştirdi. Daha sağa yönelen, dinci, ırkçı bir görüşle bu tepelere el koymak istiyor. Bu nedenle Netanyahu ABD’nin bu tutumunu tarihi bir karar olarak yorumladı” diye konuştu.

Söz konusu çıkışın BM’nin 1967 Altı Gün Savaşları ardından aldığı 242 sayılı; “Orta Doğu’da âdil ve kalıcı bir barışın sağlanması, İsrail’in son savaşta işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi” ve “bölgedeki tüm devletlerin güvenli ve tanınmış sınırlar dahilinde var olma hakkına saygı duyulması” şeklindeki karara tamamen aykırı olduğunu vurgulayan Bulut, “Bu Birleşmiş Milletler (BM) kararına aykırı bir çıkış. Bu zamana kadarki bütün ABD liderleri BM kararını kabul etmişti. Golan Tepeleri tüm uluslararası camiada Avrupa Birliği de dâhil Suriye toprağı olarak kabul görmüştür. Dolayısıyla Trump’ın çıkışı sonrası birçok ülkeden itiraz açıklamaları gelmeye başladı. Yine de Trump’ın bütün bu itirazlara kulak asacağını sanmıyorum, kendisi ne yaptığı öngörülemez bir adam. Diğer taraftan da şu an bu çıkışa tepki gösteren uluslararası toplum ve ülkelerin kınamaktan öteye gideceğini de düşünmüyorum” dedi.

İsrail düzlüklerine hâkim bir bölge olan Golan Tepeleri’nin Ortadoğu için kilit bir konumda olduğunu kaydeden Bulut, “Golan Tepeleri, İsrail için askeri anlamda oldukça önemli bir yer. Tepeler İsrail’in düzlüklerine oldukça hâkim bir bölgede konumlanıyor. Bu da İsrail’in Golan Tepeleri’ne verdiği önemi artırıyor. Bunun dışında, verimli toprakları ve zengin su kaynaklarının bulunduğu söz konusu bölge İsrail için bir başka öneme daha sahip, çünkü tarihte de Araplar ve İsrail arasında çıkan savaşların önemli bir nedenidir su kıtlığı. İsrail, Golan Tepeleri’ndeki bütün su kaynaklarına el koymuş durumda ve bu bölgenin İsrail’in elinden çıkması demek, hem tarımsal faaliyetler açısından hem de askeri açıdan İsrail’in istemeyeceği bir durum olur” ifadelerini kullandı.

Yıllardır işgal altında olan Golan Tepeleri için uluslararası düzeyde kınama dışında bir tepki geleceğini zannetmediğini belirten Bulut, “ABD’nin bu kararı için itiraz eden devletlerin kınama dışında fiili olarak bir tepki göstereceklerini düşünmüyorum. Rusya muhtemelen BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye lehine oy kullanacaktır ama fiili olarak oradan çok fazla bir şey çıkacağını zannetmiyorum. Çünkü, 50 yıllık süreçte de hep benzer tutumlara tanık olduk. Ben oradaki halkın da sivil itaatsizlikten öteye gideceğini sanmıyorum. 67’den beri zaten sivil itaatsizlik içindeler. Hep kendi kabuklarında kendi köylerini korumaya çalışıyorlar ama İsrail o köylerden bazılarını da almış ve Yahudi yerleşim birimleri kurmaya çalışıyor. Golan Tepeleri’ndeki durumu işgal içinde işgal, ilhak içinde ilhak olarak yorumlamak yerinde olacaktır” dedi.