Çalışma Bakanlığı, ILO Konferansı’nda Türkiye’deki çalışanları, uluslararası sendikal örgütlerin bağımsız bir sendika olarak bile kabul etmediği Memur-Sen’in temsil etmesine karar verdi

ILO Konferansı’nda çalışanları artık Memur-Sen temsil edecek

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 5-16 Haziran’da Cenevre’de düzenleyeceği 106’ncı Uluslararası Çalışma Konferansı’nda, Türkiye’deki tüm çalışanları Türk-İş’in yerine Memur-Sen’in temsil etmesine karar verdi. Bakanlık ayrıca, konferansa Memur-Sen, Türk-İş, Hak-İş ve Türkiye Kamu-Sen’in iki, DİSK ve KESK’in ise bir teknik danışmanla katılacağını duyurdu.

Yandaş Memur-Sen’in, Bakanlığın açıkladığı son üye istatistiklerine göre en fazla üyeye sahip sendika olmasının ardından, ILO konferansında Türkiye’deki çalışanları hangi konfederasyonun temsil edileceği bir süredir tartışılıyordu. Söz konusu istatistiklere göre Türk-İş’in üye sayısı 890 bin iken, Memur-Sen’in üye sayısı AKP’nin iktidarda olduğu son 14 yılda ‘yüzde 2 bin 200’ artarak 956 bine yükseldi. Bakanlığın bu kararıyla, Türk-İş’in 1952’den bugüne devam eden ILO’nun Uluslararası Çalışma Konferansı’nda çalışanları temsil etme hakkı sona ermiş oldu.

ITUC ve ETUC kabul etmiyor

Emek, sermaye ve hükümet temsilcilerinden oluşan üç taraflı bir örgüt olan ILO’nun en üst organı olan Uluslararası Çalışma Konferansı’na her ülkeden bir işçi, bir işveren ve iki hükümet delegesi katılıyor. ILO Anayasası’nın 3/5 maddesine göre, üye devletler hükümet dışı delegeleri “en çok temsile sahip çalışan ve işveren örgütleriyle” anlaşarak belirlemek zorunda. Memur-Sen de ILO Anayasası’nın söz konusu hükmüne dayanarak ILO’nun temsil yetkisinin kendisine verilmesini talep etmişti.

Bakanlığın bu talebi kabul etmesi, yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Çünkü ILO’da işçi ve işveren delegeleri kendi ülkelerini değil, emeği ve sermayeyi temsil ediyor. İşçi delege grubunu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) koordine ediyor. Ancak ITUC, Memur-Sen’i bağımsız bir sendikal örgüt olarak görmüyor, hükümet güdümlü bir örgüt olarak değerlendiriyor. Bu nedenle hem ITUC hem de Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), Memur-Sen’in üyelik başvurularını birkaç kez geri çevirdi. Dolayısıyla ne dünya çapında ne de Avrupa çapında sendikal örgütlere üye kabul edilen Memur-Sen, Türkiyeli çalışanların tümünü temsil etme hakkına kavuşturulmuş oldu.

Öte yandan uzmanlara göre, ILO Anayasası’nda yer alan ‘en çok temsile sahip çalışan ve işveren örgütleri ile anlaşarak’ ifadesi, en çok üyesi olan örgütün temsil edileceği anlamına gelmiyor. Uzmanlar, “Öyle olsaydı doğrudan ‘en çok üyeye sahip işçi ve işveren örgütü ILO’da temsil edilir’ şeklinde bir düzenleme yapılırdı. Burada amaç, ilgili ülkenin işçi ve işverenler açısından en uygun ve yaygın temsilini sağlamak” diyor. Memur-Sen’in bir memur konfederasyonu olması ve işçileri temsil etmemesi de kararı tartışılır hale getiriyor.

*****

Türk-İş konferansa katılmıyor: ‘Karar büyük talihsizlik’

Bakanlığın bu kararıyla Uluslararası Çalışma Konferansı’nda 1952 yılından beri sahip olduğu temsil yetkisini yitiren Türk-İş, karara tepki gösterdi. Türk-İş’ten yapılan yazılı açıklamada, şöyle denildi: “Haziran ayında Cenevre’de yapılacak 106. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda özelde ve pek çok sektörde üyesi olmayan ve kamu görevlilerinin bir bölümünü temsil eden Memur-Sen’in çalışan kesimi temsil etmesi beklenmektedir. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda işveren vekili konumunda olan kamu görevlilerinin temsil yetkisine sahip kılınması, Türk çalışma hayatı açısından büyük bir talihsizliktir.

Türkiye’de meydana gelen iş kazalarında binlerce işçi hayatını kaybetmiştir. Sendikalaşmanın önünde engeller vardır, taşeronlaşma emek sömürüsü haline gelmiştir.

İşte bu ortamda, çalışma yaşamı açısından uluslararası düzeyde en önemli kuruluş olan ILO ve Uluslararası Çalışma Konferansı’nda Türk İşçi Hareketi’nin en büyük temsilcisi ve çalışan kesimin sorunlarını gerçek anlamda Konferansa taşıyabilecek olan Türk-İş’in yerine, Memur-Sen’in işçi delegesi olarak gösterilmesi, Türkiye’de sosyal diyalogu, endüstriyel ilişkileri ve çalışma yaşamını olumsuz etkileyecek büyük bir talihsizliktir.

Mutabakat sağlanmadı

Uluslararası Çalışma Konferansı’nda işçi delegesinin nasıl belirleneceği, ILO Tüzüğü’nde bellidir. Ne yazık ki bu karar, tüzüğe uygun bir şekilde çalışan kesimi temsil eden ‘en fazla temsile haiz kuruluşlar’ arasında mutabakat sağlanmadan verilmiş bir karardır.

Mevcut şartlar altında TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu 106. Uluslararası Çalışma Konferansı’na katılmama kararı almıştır.”