İngilizler yakın tarihin en korkunç savaşını ve insani dramını destekliyorlar. Suudilerle kurulan ittifak, Yemenlilerin yaşamlarını hiçe sayıyor.

İngiltere, Yemenlilerin ölüm fermanını imzaladı

Zarah Sultana

8 Ağustos 2018 günü, Yemen’in Dahyan şehrinde bir grup çocuk okul gezisine çıkmışlardı. Otobüs, ihtiyaç molası verdi. Çocuklar heyecan içinde, günün keyfini çıkarmaya hazırdılar. O esnada otobüs bir hava saldırısıyla vuruldu.

En az 40 çocuk, yaklaşık 12 yetişkin öldü. 63 kişi yaralandı. Bomba, Suudi jetler tarafından atılmıştı. Yetkililer daha sonraları bu bölgede askeri hedef bulunmadığını kabul ettiler ve saldırının bir hata olduğunu itiraf ettiler. Savaşta şu ana kadar çeyrek milyon Yemenli hayatını kaybetti. Savaşın ‘dünyanın en acı insani krizini tetiklediği’ çokça dillendiriliyor.


Yemen’de Suudilerin İngiliz desteğiyle yürüttükleri savaşın altıncı yılını geride bıraktık. Düzinelerce çocuğun canını alan hava saldırısı, Suudi öncülüğündeki koalisyonun imza attığı aleni savaş suçlarından yalnızca bir tanesi. Sınır Tanımayan Doktorlar kuruluşu, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada ülkede salgın ile mücadele faaliyetlerinin bir önce güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Yaşanan tam bir skandal. Bu skandal, İngiltere’nin.

Uzmanların yazdıklarına bakılırsa atılan bombalar İngiliz yapımı, bombaları atan uçaklar İngiliz yapımı ve uçakları uçuran pilotları eğitenler İngiliz.

Uçakların bakımını da İngilizler üstleniyor. Yemen’de yaşanan savaş ve insani kriz, İngiliz desteği olmadan mümkün olmayacaktı. Savaşın başından bu yana Birleşik Krallık’ın Suudilere sattığı silahların değeri en az 6,8 milyar sterlin değerinde. Bizzat yazılı olarak parlamentoya sunduğum soru önergesine göre İngiliz Savunma Bakanlığı, Yemen savaşında uluslararası hukukun en az 516 defa ihlal edildiğini tespit etti. Yani her hafta iki savaş suçu işleniyor.

Buna karşın muhafazakârlar geçen yaz bir araya geldiler ve ihlallerin ‘sistematik olmadığına’ karar verdiler. Dolayısıyla Suudilere verilen desteğin devamı üzerine karar çıktı. O günden bu yana 1,4 milyar sterlinlik silah satışı yapıldı.

Bu insani skandalı her gün gazetelerin manşetlerinde görüyor olmamız gerek. Halbuki hükümetin savaş suçlarına karışması yanına kalıyor.

Parlamentoda geçtiğimiz ay konuşan Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bakanı James Cleverly, ‘Yemenlilerin yaşam koşullarını iyileştirmenin, hükümetin önceliği olduğunu’ söyleyecek kadar küstahlaştı. Fakat aynı günlerde Yemen’e yönelik yardım fonlarında yarı yarıya kısıtlamaya gidildi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği kararı ‘Yemenlilerin ölüm fermanı’ olarak niteledi ve kınadı. Silah satışları da bu esnada tüm hızıyla devam ediyor.

İnanılmaz bir çelişkiye tanıklık ediyoruz. Bu ikiyüzlülüğe dikkat çeken soru önergeme verdiği yanıtta Cleverly ‘Suudi Arabistan’ın da kurban pozisyonunda olduğunu ve yalnızca kendini savunduğunu’ söyledi. Hedefin, savaşı sonlandırmak olduğunu da ekledi. Gerçek hedefimiz bu olsa, yapmamız gerekenler açık.

İnsan hakları savunucuları bu senenin başında İtalyan hükümetine baskı yaparak İtalyan silah satışlarının kesilmesini talep ettiler. Biden yönetimi Suudilere silah satışını geçici olarak askıya aldı. Birleşik Krallık hükümeti ise aynını yapmamayı tercih etti ve şu an savaşın en büyük destekçisi pozisyonunda.
ABD dış politikası bile İngiltere’nin yanında masum görünüyorsa, işlerin ne denli kötü olduğunu bir düşünmek gerek. Muhafazakârlar İngiltere’nin dünya sahnesindeki rolünden kıvançla söz etmeyi seviyorlar. Birleşik Krallık’ın dünyada ‘adalet ve demokrasi timsali’ olduğunu iddia ediyorlar.

Bunun ne denli acı bir şaka olduğuna dair elimizdeki en güncel örnek, Yemen Savaşı. İnsan haklarını savunmak bir yana dursun, İngilizler yakın tarihin en korkunç savaşını ve insani dramını destekliyorlar.

Suudilerle kurulan ittifak, Yemenlilerin yaşamlarını hiçe sayıyor.

Savaşın başlangıcı üzerinden altı sene geçti ve sesimizi yükseltmeli, İngilizlerin desteğinin sona erdirilmesini talep etmeliyiz. Silah satışları, askeri destek ve diplomatik destek son bulmalı.

Savaş ve emperyalizm destekçiliği yerine, Birleşik Krallık adalet ve barışı savunmalı.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Tribune Mag