Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail’in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda (ICJ) açtığı davada ilk gün geride kaldı. Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Blinne Ni Ghralaigh, İsrail'in Gazze'deki soykırımının, dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kurbanlar tarafından canlı yayımlanan ilk soykırım olduğunu söyledi. Yarın yapılacak duruşmada ise İsrail heyeti savunma yapacak.

Kaynak: AA
İsrail'in yargılandığı davada ilk gün: "Kurbanların yardım umuduyla yayımladıkları ilk soykırım"
Fotoğraf: AA

Güney Afrika'nın İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davası Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda (ICJ) görülmeye başlandı.  

Merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde yer alan Divan'da tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma canlı yayınlanıyor.

İsrail'in soykırım suçlaması ile yargılandığı ilk gün Güney Afrika'nın ihtiyati tedbir talepleri dinlendi.

Yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.

Duruşma, Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçuların başında yer alan Profesör John Dugard’ın sunumuyla başladı.

Dugard, apartheid döneminde Güney Afrika'da yaşamış ve aktif şekilde apartheide karşı durmuş bir hukukçu olarak öne çıkıyor.

2001-2008 yıllarında BM Filistin İnsan Hakları Özel Raportörü olarak görev yapan Dugard, Divan'da çeşitli davalarda geçici yargıç olarak da görev aldı.

Daha önce iki saat olarak açıklanan duruşmaların süresi, İsrail’in talebi üzerine 3 saate çıkarıldı.

GÜNEY AFRİKA'NIN TALEPLERİ NELER?

Güney Afrika, 29 Aralık’taki yazılı başvurusunda, mahkemeden İsrail aleyhine 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep etti.

Güney Afrika'nın istediği ihtiyati tedbirler arasında İsrail’in, Gazze'deki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimlerini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması, soykırımın delillerini muhafaza etmesi ve verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan'a düzenli rapor sunması yer alıyor.

Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmaları ile uluslararası anlaşmalara konu sorunların çözümü konusunda BM yargı organı olarak görev yapıyor.

"DURUM BUNDAN DAHA ACİL OLAMAZ"

Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Max du Plessis, İsrail'in soykırımı engellemede ve cezalandırmada yetersiz kaldığının makul şekilde görüldüğüne işaret etti.

Du Plessis, Uluslararası Adalet Divanı'na şöyle seslendi:

"Mahkemenin geçici tedbir kararı vermek için soykırımın varlığına kesin şekilde karar vermesi gerekmez, soykırım tehlikesinin varlığı yeterli. Soykırımı engellemek, sözleşmeye taraf tüm devletlerin sorumluluğu. Biz de uluslararası toplum adına, topluca ve Güney Afrika adına bu sorumluluğumuz yerine getiriyoruz."

Du Plessis, Gazze halkının hayatının, bu mahkemenin diğer davalarda tedbir kararı vermeyi uygun gördüğü Rusya-Ukrayna davası gibi durumlardakilerden daha değersiz olmadığının altını çizerek Divan'dan koruyucu rolünün gereğini yapmasını istedi.

Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Blinne Ni Ghralaigh da Gazze’deki insani duruma işaret ederek kıtlığın yaklaştığını ve Gazze’nin yaşanılmaz bir yer haline geldiğini dile getirdi.

Bazı cesetlerin sokak hayvanları tarafından parçalandığını, insanların enkazdaki yakınlarını çıplak ellerle çıkarmaya çalıştığını söyleyen Ni Ghralaigh, Gazze’de yaralanan çocukların anestezi yapılmadan ameliyat edildiğini, evlerin yıkıldığını, sağlık çalışanlarının hedef alındığını anlattı.

Avukat Ni Ghralaigh, her gün ortalama bir sağlık personelinin öldürüldüğüne dikkati çekerek "BM'nin insani ateşkes çağrıları karşılıksız kaldı. Durum bundan daha acil olamaz" değerlendirmesinde bulundu.

"KURBANLARIN YAYIMLADIKLARI İLK SOYKIRIM OLDU"

Ni Ghralaigh, Divan’ın, tedbir kararına hükmetmemesi durumunda, bunun içtihadından uzaklaştığı bir durum olacağı ve terazinin öbür kefesinde uluslararası hukukun itibarının durduğu uyarısında bulundu.

Ni Ghralaigh, "Gazze'deki soykırım, cep telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve televizyon ekranlarımıza canlı olarak aktarılan Filistin halkına yönelik soykırımın dehşetine rağmen, kurbanlarının dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı olarak yayınladıkları tarihteki ilk soykırım oldu" dedi.

"HİÇBİR ŞEY SOYKIRIMI HAKLI GÖSTERMEZ"

Avukatlardan Vaughan Lowe de Gazze’ye insani yardımın ulaşmasının tek yolunun "İsrail’in Gazze'deki askeri operasyonları derhal durdurması" olduğuna işaret etti.

Güney Afrika’nın Divan'dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbirin önemini anlatan Lowe, İsrail’in eylemlerinin, işgali altındaki bir toprakta gerçekleştiğine ve bu durumun, İsrail’in iddia ettiği BM şartındaki 51. maddedeki "meşru müdafaa" hakkı kapsamına girmediğine işaret etti.

Lowe, Yahudiler veya İsrail halkının değil, İsrail hükümeti, ordusu ve yönetiminin soykırım söylemlerinde bulunduğunu ve soykırım niyetini açığa vurduğunu belirterek "Mesele şu ki soykırım yasağı mutlaktır, emredici bir hukuk kuralıdır. Hiçbir şey soykırımı haklı gösteremez." dedi.

Duruşmanın ilk günü, Güney Afrika'nın Amsterdam Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela'nın ülkesinin Divan'dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbiri okumasının ardından sona erdi.

Yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.