Muğla’nın Datça ilçesinde, Mülkiyeliler Birliği Datça Şubesi tarafından düzenlenen panelde, Türkiye’deki siyasi krizler tartışıldı. Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele, CHP 24’üncü dönem milletvekili İlhan Cihaner katıldı. 31 Mart seçimlerinden sonra KHK’li belediye başkanlarına yönelik haksızlıklara karşı etkili muhalefet geliştirilemediğini belirten Cihaner, bu durumun AKP’nin cüretini artığını ifade etti. Türkiye’nin krizlerden hiç kurtulamadığını hatırlatan Cihaner, […]

İstanbul’a odaklandık, KHK faciası yaşandı

Muğla’nın Datça ilçesinde, Mülkiyeliler Birliği Datça Şubesi tarafından düzenlenen panelde, Türkiye’deki siyasi krizler tartışıldı. Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele, CHP 24’üncü dönem milletvekili İlhan Cihaner katıldı. 31 Mart seçimlerinden sonra KHK’li belediye başkanlarına yönelik haksızlıklara karşı etkili muhalefet geliştirilemediğini belirten Cihaner, bu durumun AKP’nin cüretini artığını ifade etti.

Türkiye’nin krizlerden hiç kurtulamadığını hatırlatan Cihaner, “Parlamentoda, dış politikada, eğitimde, ekonomide kısaca yaşanan her krizin tabanında aslında başka bir şey var. O da sosyoekonomik durumu belirleyen kapitalizmin özgün halidir. Öncelikle bunu daha cesaretle sorgulamaya başlamalıyız” dedi.

Gelecek 4 yıllık sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Cihaner, “Belki erken seçimi düşleyenler olabilir ama önümüzdeki dört yılda seçimsiz bir süreç var, daha sorgulayıcı, daha köklü çözümler yaratacak birtakım tartışmalar yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

31 Mart seçimlerinin hukuka aykırı bir şekilde gasp edildiğini hatırlatan Cihaner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buralarda güçlü bir şekilde set oluşturulamadığı zaman, iktidar tarafından bir mevziiye dönüştürülmüş oluyor. Biz İstanbul seçimlerine odaklanmış iken, gene bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) faciası yaşandı. Güneydoğu’da HDP’nin aldığı 4 belediyede adaylar KHK’lı olduğu için mazbataları alındı. Oralarda seçim de yenilenmedi, Kendisinden sonra gelen AKP’li adaylara mazbataları verildi. Bu çok ağır bir uygulamadır. Küçük ilçelerde olmasıyla, İstanbul’da olması arasında bir farkın olmaması gerekir. Bu iktidarın hem kendisini test ettiği, hem cüretini artırdığı, hem de toplumun buna karşı geliştirdiği reflekslerin tepkilerin, kendisine çok da engel olamayacağını görerek, cüretini artık demokrasinin belki de en ilkel formu olan sandığa kadar gerilettiği dönemler oldu.”