İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, İbrahim Özkan ve 7 kişinin partiden ihracı ile ilgili, "Meclis üyeleriyle ilgili yaptığımız işlemin altında kendi düşüncelerine dair bir tavrımız söz konusu değil. Usulsüzlüğe dair yapmış olduğumuz bir disiplin sürecidir” dedi.

Kaynak: ANKA
İYİ Partili Coşkun'dan ihraçlarla ilgili açıklama: Usulsüzlüğe dair yapmış olduğumuz bir disiplin sürecidir
Fotoğraf: ANKA

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki (İBB) İYİ Parti Grup Başkanvekilliği görevinden istifa eden İbrahim Özkan'ı ve yeniden aynı göreve seçen partili meclis üyelerinin kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilmesinin ardından konuştu.

Coşkun, İl Başkan Yardımcıları ve bir grup partili ile beraber, İBB İYİ Parti Grubu'na yaptığı ziyarette ihraçlarla "Bir parti bir karar aldığında buna katılmayabiliriz. Ama kalkıp partiyi zor durumda bırakacak açıklamaları yazılı ve görsel medyada yapmayız. İçeride tartışmaları yaparız. Birbirimizi ikna etmeye çalışırız. Ama bu karar, dediğim gibi meclis üyeleriyle ilgili yaptığımız işlemin altında kendi düşüncelerine dair bir tavrımız söz konusu değil. Usulsüzlüğe dair yapmış olduğumuz bir disiplin sürecidir" dedi.

"Bir il başkanının bir toplantı, seçim talebi olmamasına rağmen böyle bir toplantıyı gündeme almaları zaten usulsüzdür" diyen Coşkun, "Karar defterine yazdıkları gizli oylama, açık tasnif konusu tamamen arkadaşlar tarafından yalanlanıyor. Açık oylama yaptık diyor her biri. Bunu geldiklerinde ifade ettiler" diye konuştu.

Toplantıda olmayan birinin toplantıdaymış gibi gösterilerek imzasının aldındığını ifade eden Coşkun, şöyle devam etti:

"Kendisine de bu toplantının içeriği belirtilmeden alındı. O ayrı bir iddia ama buradan gidip bir Bayrampaşa'da bir evden imza alınıyor olması. Dört, bu tür karar defterleri bulunduğu yer dışına çıkartılmaz bu da bir usulsüzlüktür. Onun için bu usulsüzlük tespitleriyle beraber kararın geçersizliği, mevcut grup başkanvekilimizin istifası sonrası alınan kararın geçersizliğiyle onun grup başkan vekilliği zaten istifasıyla düşmüş. Ama grup sözcümüz olarak Suat Sarı'nın grup sözcüsü olarak devamı söz konusudur. Diğer arkadaşlarımızın da durumunu, disiplin kurulu belirleyecektir. Biz tedbirli olarak disipline verdik. İnceliyoruz. 7 arkadaşla alakalı işlem yapıyoruz. Ama bir arkadaşımızın beyanı böyle olduğu için diğerlerinden teyit almaya çalışıyoruz. Kendi beyanı bu. 

İbrahim Bey imzaları alıyor dışarıda akşam arabasında. Defteri dolaştırıyor. Bunlarla alakalı  tedbir kararımız var. Bize  gelen bilgi böyle. Şimdi İbrahim'le de  kalkıp böyle mi yaptın? Şöyle mi yaptın? Değil. Söyleyen bu. Kaldı ki dün karar defteri zaten kendi arabasında. Eğer kendi götürmediği, yanındaki yardımcı şoförle götürdüyse o bambaşka bir sıkıntı zaten partimiz açısından da. Suç teşkil eden konular. Tedbir dediğimiz konu da şu, Tedbir işleme girdi evet disiplin kurulu bunların savunmalarını ister.  Savunmaları sonrası verecekleri karar bir zaman dilimi içerisinde olur. Ama tedbir kararı alındığında biz disipline hemen gönderir, hızlıca onların toplantısıyla üç gün içerisinde bu karar çıktığında artık parti adına görev yapamazlar. Biz de bu süre zarfında mevcut meclis üyelerimizle seçimimizi yapacağız. Bir grup başkan vekilimizi bir grup sözcümüzü ilan edeceğiz. Seçimlere kadar burada partimizi grupsuz bırakmamaya özen göstereceğiz."

Yücel'in kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

"İbrahim Özkan Meral hanımın talebi doğrultusunda gidiyor. Hani siz mi istediniz? Genel başkan mı istedi?

Şimdi onu dün de izah ettim. İbrahim de dün bu konuya dair açıklamasını yaptı. Birbiriyle çok da çelişen bir açıklamalar değildir. Şöyle biz kendisine tebliğ ettik. amma velakin İBB grup başkan vekilinin istifasını bir İl Başkanı tek başına istemez Türkiye gündeminde konuşulacak bir konuyla alakalı. Genel Başkana tabii ki bu sorulur. Kaldı ki yine İBB bu yaşananlarla alakalı da kendisine sorarız, sonrasında soracağımız gibi.

Peki bu süreçte bir telefon trafiği oldu mu aranızda İbrahim Bey'le, çok ciddi bir kriz olduğu için?

İbrahim bizim daha önceden bir sık sık telefon trafiği yaptığımız bir arkadaşımız, beraber de bir araya geldiğimiz için, dünkü meseleye kadar herhangi bir sorun yoktu. Biz İbrahim'in istifasını partiden istifa olarak istememiştik. Grup Başkanvekilliğinden istedik. Yani dışarıda şöyle bir algı olur. Yani düşünün, İBB Grup Başkanvekilisin ‘Ben Hür ve Müstakilciyim’ dediğinde dışarıdan millet der ki İYİ Parti öyle söylüyor da böyle davranıyor. Grup Başkanvekilim böyle konuşuyorsa demek ki siz alttan başka bir pazarlık yapıyorsunuz. Meral Akşener'e veya partimize bu yakıştırma yapılmasının önüne geçmeye çalışıyoruz. 

Peki İstanbul'da ittifak olacak mı CHP ile köprüler atıldı anlamına mı geliyor?

Partide soranları ihraç ediyoruz bak. Sizle de röportajı keseriz. Şöyle partide ittifak veya işbirliği dün de arkadaşlarımızın görüşleri toplantıda söylendi ilçe başkanlarımızında. Biz genel başkanımıza bir ifade de bulunduk. Ne kararı çıkarsa bu karar doğrultusunda hareket edeceğiz karar böyle çıktı. O çalışmalarımızı önceden de başlatmıştık  devam ediyor. Yani bu karar yine tekrarı düşüyorum daha önceden ortada olmayan bir karardı Hür ve Müstakil kararımız vardı. Peşine, kongreler sonrası önümüze çıkan bir senaryo Sayın Özgür Özel'in gelip Genel Başkanımıza yapmış olduğu konuşma, bir daha oylayalım dediklerinde red kararı çıktı. Yani ilk kararın tastiği çıktı. Biz o oylamaya kadar da hür ve müstakil  sahadaydık. O karardan bir şey çıkmış olsaydı bize dönük çalışmalarımızı ona göre yapardık. Tabi hür ve müstekil dediklerimizi de şöyle bir dünya yok. Ekrem Bey'e veya herhangi birine kazandıralım değil. İYİ Parti burada bir faydalı olacak mı diye bakıyorlardı. Hür ve Müstakilci arkadaşlarımızın da bakışı oydu. Şu anda görüyoruz sosyal medyada yazanları, çizenleri de işte bunu AK Parti'ye kazandırmak diye... yo biz kazanmaya odaklanacağız veya birine kazandırmak, birine kaybettirmek değil. Bunu sadece İBB açısından niye değerlendiriyoruz? İlçeler var ilçelerde bile hür ve müstakil giriyoruz. Şimdi takıldık İBB'ye ya ilçelerin durumu.”