Yeni eğitim öğretim döneminin başlamasına sayılı günler kala, Eğitim Sen İzmir Şubeleri açıklama yaptı. Açıklamada, İzmir’de yaklaşık 3 yıl önce gerçekleşen depremin eğitime etkilerinin devam ettiği vurgulandı.

İzmir’de depremin eğitime etkileri sürüyor

BİRGÜN EGE

Eğitim Sen İzmir Şubeleri, okulların açılmasından önce yeni eğitim ve öğretim dönemiyle ilgili açıklama yaptı. Okulların büyüyen sorunların gölgesinde açılacağı belirtilirken, okul masraflarının çocuk okutan ailelerin bütçelerini sarstığı ifade edildi.

Öte yandan İzmir’deki okulların durumuyla ilgili açıklama yapan Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Özcan Çetin, "30 Ekim 2020 İzmir depreminden sonra özellikle yıkılıp yeniden yapılması gereken okullarla ilgili olarak bir gelişme sağlanamadı. İzmir Valiliği tarafından 20 Şubat 2023 tarihinde yapılan açıklamada, yıkım kapsamındaki 128 okuldan yalnızca 35’inin yapımının tamamlandığı, 47 okulun inşaatın devam ettiği, 20 okulun ihale sürecinin başladığı 25 okulun ise proje çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Bizim sahada gördüğümüz bu açıklamaların doğru olmadığı. İzmir’in birçok ilçesinde 2 okul hatta 3 okul birleştirilmiş durumdadır. Hasar gören okullar ile boşaltılan okulların, sağlam okullarla eşleştirmeleri sonucunda yaşanan fiziksel sorunlar nedeniyle okullar şube sayılarını azaltmışlardır. Birçok öğretmen arkadaşımız norm fazlası duruma düşürülerek mağdur edilmiştir" dedi.

Ekonomik kriz ve hayat pahalılığına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın önceliğinin öğrencilerin okul masrafı ve beslenme sorunlarının olmadığını vurgulayan Çetin, "ÇEDES projesi kapsamında okullarda ‘manevi danışman’ sıfatıyla imam ve vaiz görevlendirilmesi gibi politika ve uygulamalar bulunmaktadır. Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel ve inanç çeşitliliği eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Okullarda, özellikle eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmesinin ardından sınıfsal bölünmeler geçmişe oranla çok daha net bir şekilde yaşanmaya başlamıştır. Okullarda aidat veren sınıf, aidat vermeyen sınıf ayrımları yapılmakta, aidat veren öğrenciler fiziksel olarak daha temiz ve daha donanımlı sınıflarda okurken, aidat vermeyen öğrenciler daha az donanımlı sınıflarda ve sağlıksız koşullarda eğitim görmeye zorlanmaktadır" diye konuştu. 

"ÇEDES PROJESİ İPTAL EDİLMELİDİR"

Eğitim sisteminin dini kurallara göre biçimlendirilmek istenmesi kabul edilemez olduğunu belirten Çetin, "Türkiye’de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Çocuklarımızın siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesini istemiyoruz. Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tutum almak zorundadır. 16 Eylül Cumartesi günü yapacağımız laik eğitim, laik yaşam ve eşit yurttaşlık mitingine başta velilerimiz olmak üzere Laiklikten yana olan tüm toplum kesimlerini Gündoğdu Meydanına bekliyoruz" ifadelerini kullandı.