Muhalefetin çekildiği, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Nedenlerinin Araştırılması Komisyonu’nda Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hedef haline geldi. İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Genel Sekreteri Kurt, kanunun değişmesi gerektiğini ve kadın için tehdit oluşturan erkekler hakkında verilen uzaklaştırma kararlarının süresinin çok uzun olduğunu ifade etti.

Kadına düşman komisyonda sıradan bir gün: Uzaklaştırma kararları çok uzun, kadının beyanını esas tutmak bir yere kadar makul!

Hüseyin Şimşek

CHP, HDP ve İYİ Parti’nin üyelikten çekildiği TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Nedenlerinin Araştırılması Komisyonu’nda tartışmalı ifadelere imza atan “uzmanlar” dinlenilmeye devam ediliyor. AKP ile MHP’nin baş başa kaldığı komisyonda, İstanbul Sözleşmesi’nin ardından kadınların elindeki tek kazanım olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hedef haline geldi.

TBMM Araştırma Komisyonu’nda, ilk olarak Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Emine Erdem bir konuşma gerçekleştirdi. Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranının çok düşük olduğunu, çalışmayan kadın sayısının Avrupa ülkelerinin toplam nüfusunu geride bıraktığını kaydeden Erdem, “İş gücüne katılmayan kadın nüfusuna baktığımız zaman 21,8 milyon. Bu rakam, 17,4 milyonluk bir Hollanda nüfusu, 8,5 milyonluk bir İsviçre nüfusunun neredeyse 3 katı ve ülkemizde ne yazık ki 15 yaş üstü ne eğitimde ne istihdamda olan genç kadın nüfusu var. Bu, OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada olduğumuzu gösteriyor” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan Erdem, “Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ve onaylayan devlettir. Böyle bir noktada bir insan hakları ihlali olan şiddetle mücadeleyi kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararından geri dönülmesi temel görüşümüz ve talebimizdir” diye konuştu.

DAYAK ATAN EVDE KALSIN

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Genel Sekteri Ali Kurt ise kadın düşmanı ifadeler kullandı. İstanbul Sözleşmesi’ne başından beri karşı olduklarını ve çok daha önce vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Kurt, “Refleksif olarak alınan her karar, maalesef, istenmeyen sonuçları doğuruyor çünkü o şartların değişmesiyle birlikte hiç arzu etmediğimiz sonuçlarla karşılaşıyoruz. İstanbul Sözleşmesi bu noktada, maalesef, toplumda da karşılığını bulmayan ve acı tecrübelerle kadına yönelik şiddetin daha da arttığı bir tabloyu, bir manzarayı önümüze koymuş oldu” dedi.

Kadın için tehdit oluşturan erkekler hakkında verilen uzaklaştırma kararlarını da hedef alan Kurt, şöyle konuştu:

“Evden uzaklaştırma kararları… Tedbir manasıyla verilmesi gereken bu kararın en nihai hududunun mahkemelerde çekinmeden verilmesinin tehlikesini özellikle vurgulamak istiyorum. Bakın, batı dünyasında ben bu dosyaların nasıl takip edildiğini özellikle kontrol ettim, iki üç günlüğüne verilen… Hani, bizde de bir hadisi şerif vardır, ‘Öfkelendiğiniz zaman ayaktaysanız oturun, Meclisi terk edin’ yani ‘Psikolojik ortamı bir dağıtın’ manasındaki bir şey. Batı dünyası bunu kendi değer yargıları içinde iki üç günlük evden uzaklaştırmalarla verirken bizim hukuk sistemimizde hakim arkadaşların altı ayı, verilebilecek maksimum uzaklaştırmayı tek kalemde verdiklerine şahit oluyoruz. Doğrudur, sistem erkeğe yönelik bir itiraz hakkı tanıyor fakat bu itiraz hakkına yönelik mahkemenin kararı kesin ve itiraz yolu kapalı. Tabii, kadının beyanını esas tutmak gibi, bir yere kadar makul ama bir yerden öte, yanlış olabilecek bir kısım suistimallere dikkat etmemiz lazım geldiğine ben özellikle bu noktada vurgu yapıyorum. Ben şahsen 6284 sayılı yasanın da bu dediğimiz çerçevede tekrar gözden geçirilmesinde fayda mülahaza ediyorum.”

“KIZLIĞINI, BEKÂRETİNİ VERMİŞ”

Yönetiminde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi Fatmanur Altun’un yer aldığı KADEM de komisyonda dinlendi. KADEM Hukuk Komisyonu Başkanı Canan Sarı, nafakayı destekleyen konuşmasında, “Üç aylık bir evlilik için örneğin, ülkemizde çok önemlidir, kızlığını, bekaretini vermiş bir kadın söz konusudur. O üç aylık boşanmanın sonunda ve artık asla hiçbir şekilde ilk evliliğini yaptığı şartlarda evlilik yapması beklenemez” dedi.