Prof. Dr. Aziz Konukman, “Hükümet, TÜİK’in bin 893 TL olarak belirlediği asgari ücretin de altında bir zammı emekçiye reva gördü. AKP, enflasyon artışını, gizli zamları yok sayarak kaşıkla verdiği zammı 2018’de kepçeyle alacak” dedi

Kaşıkla verilen zam kepçeyle alınacak

BURCU CANSU burcucansu@birgun.net @burcu_cansu

AKP hükümeti ve işverenine el ele vererek işçiye reva gördüğü 2018 yılında uygulanacak olan asgari ücret, AGİ dahil bin 603 TL olarak belirlendi. 2018 yılında uygulanacak olan asgari ücretin açlık sınırının altında kalarak milyonlarca emekçiyi açlığa mahkûm etmesi tepkilere sebep oldu.

Gazi Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyon artışının ve gizli zamları yok sayılarak yapılan zammın bir rezalet olduğunu belirterek, devletin kaşıkla verdiği zammı 2018’de kepçeyle alacağını vurguladı.

TÜİK yok sayıldı
Konukman, patronları ve AKP hükümetini temsil edenlerin oyları ile geçen karara yandaş Türk-İş’in dahi şerh koyduğuna değinerek, “TUİK’e bir kişinin geçinmesi için ne lazım diye soruluyor. Bilimsel bir çalışma yürütülüyor. Hemen hemen her asgari ücret görüşmelerinde TUİK’in açıkladığı rakam daha yüksek oluyor. Bu yıl da öyle oldu. TÜİK’in Komisyon’a gönderdiği rakam bin 893 TL. Normalde bu rakam üzerinden pazarlık yapılması gerekir. Bin 893 bilimsel olarak geçinilebilecek rakam ama bir yandan da enflasyon var, büyüme var... Devletin kurumu TÜİK’in geçinme için önerdiği rakam dahi yok sayıldı” diye konuştu.
“Yüzde 11,2 büyüme payı açıklamışsanız emekçinin de bu büyümeden pay alma hakkı vardır. Oysa Çalışma Bakanı yaptığı açıklamada, ‘fedakârlık’ yapılması gerektiğini söylüyor. Fedakârlık ekonomi küçüldüğünde istenir” diyen Konukman sözlerini şöyle sürdürdü:

“Krizin bedelini her zaman emekçiler öder. Gerekçe de pastanın küçülmesidir. Bu ahlaksızlıktır. 11.2 büyümeden bahsederken dahi emekçilerden fedakârlık bekleniyor. Türk-İş Başkanı toplantıda TUİK’in verdiği rakama razı olduğunu söylüyor oysa rakam bunun üzerine çıkmalıdır. Komisyon burada TUİK’in belirlediği bilimsel rakamın üzerine bir rakam eklemesi gerekirken, bu rakamın da altında bir tutar veriyor. Komisyon TUİK’in önerdiği rakamın üzerinde uzlaşmak için varken bunun dahi altına iniyor olması utanmazlıktır. O zaman komisyon niye var?”

Emekçi açlığa mahkûm edildi
Türk-İş’in Aralık 2017 ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasına değinen Konukman, “4 kişilik ailenin açlık sınırı bin 608 TL, yoksulluk sınırı ise 5 bin 238 TL’dir. Yine aynı araştırmaya göre bir kişinin aylık geçim maliyeti bin 989 TL’dir. 2018 yılında uygulanacak olan asgari ücrete bakıldığında işçi tarafının taleplerini karşılamak bir yana açlık sınırının altında kalarak milyonlarca emekçiyi açlığa mahkûm etti” diye konuştu.

Hükümetin “asgari ücrette yüzde 14,2’lik artış sağladık, böylece işçiyi enflasyona ezdirmedik” iddiasının gerçeği yansıtmadığının altını çizen Konukman, “Hayat pahalılığı arttı. Her bir güne farklı zam haberleriyle uyanıyoruz. Ekonomik kötüleşmenin faturası emekçilere çıkartıldı. Emekçiler yine asgari ücret görüşmelerinden istediğini alamadı. Zamları, enflasyonu düşündüğümüzde zammın eridiğini görüyoruz. Emekçi kesim yoksulluğa mahkûm ediliyor” dedi.

***

ÖDP: Emekçi açlığa mahkum edildi
ÖDP İşçi-Emekçi Çalışma Grubu: “2018 yılında uygulanacak olan asgari ücret bırakın işçi tarafının taleplerini karşılamayı açlık sınırının altında kalarak milyonlarca emekçiyi açlığa mahkum etti. Asgari ücret görüşmeleri ‘gizlilik’ adı altında emekçilerden gizlendi. Hayat pahalılığının arttığı, her bir güne farklı zam haberleriyle uyanıldığı, ekonomik kötüleşmenin faturasının emekçilere çıkartıldığı bu dönemde emekçiler yine asgari ücret görüşmelerinden istediğini alamadı. İnsanca bir yaşam için kazanılacak insanca bir asgari ücret ancak emekçilerin birleşik mücadelesi ile elde edilebilir. Bu yüzden şimdi emeğin birleşik mücadelesini büyütelim.”

DİSK: “Günde 53 TL ile sıkıysa siz geçinin”
DİSK Genel Başkanı Kani Beko: “Asgari ücret yine geçim ücreti olmadı. Asgari ücretli büyümeden pay alamadı. Hükümet işverenlerle kol kola girdi, işçiye 199 TL zammı reva gördü. Hükümetin ‘asgari ücrette yüzde 14,2’lik artış sağladık, böylece işçiyi enflasyona ezdirmedik’ iddiası gerçeği yansıtmıyor. İşçinin ve ailesinin geçimi sağlaması mümkün olmayan bir ücrete yüzde 14,2 zam yapmakla övünmek abesle iştigaldir. Asgari ücretin geçim ücreti düzeyinde belirlenmesi gerekmektedir. Hükümet, devlet kurumlarının verilerini dahi dikkate almadı. Saptanan asgari ücret TÜİK tarafından hesaplanan ve komisyona sunulan bir işçinin asgari geçim tutarının çok altındadır. Öte yandan asgari ücretin bin 603 TL olduğu iddiası yanıltıcıdır. AGİ hariç asgari ücret bin 451 TL’dir ve işverenlerin ödeyeceği miktar budur. Asgari ücretlinin eline geçecek bin 603 TL’nin 152 TL’si devlet tarafından ödenmektedir. Saptanan asgari ücret işçilerin ekonomik büyümeden pay alamaması anlamına geliyor. Bunun anlamı asgari ücret artışının maliyetini işverenlerin sırtından alıp halkın, emekçinin sırtına yıkmak demektir. Devam eden işverenlere dönük 100 TL asgari ücret desteği ve 5 puan SGK prim indirimi ile asgari ücretin işverenlere maliyeti iyice düşürülmüş olacak. Asgari ücretliye ve ailesine ayda bin 603 TL, günde 53 TL ücreti reva görenlere, sıkıysa siz bu ücretle bir ay veya bir gün geçirin diyoruz.”

Ağbaba: “Zam emekçinin eline geçmeden eriyor”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Veli Ağbaba: “İktidar asgari ücretin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında yüksek olduğunu söyleyerek gerçekleri saptırıyor. Bir asgari ücretli İrlanda’da 7 bin 100 lira, Almanya’da 6 bin 800 lira, Slovenya’da 3 Bin 600 lira, Yunanistan’da 3 bin 100 lira alıyor. Asgari ücretin satın alma gücüne göre bakıldığında ise Türkiye 26 OECD ülkesi arasında 17. Sırada yer alıyor. Şiddetli kur artışları da, asgari ücretlinin alım gücünü alabildiğine düşürdü. Asgari ücretin 2016 da 493, 2017 de 432 , 2018 de 352 avroya karşılık geldiği düşünüldüğünde, asgari ücrete sözde zam yapılıyor ama görünen o ki son 3 yılda asgari ücretlinin maaşları eridikçe eriyor. Yapılan zamlar emekçinin eline geçmiyor. AKP hükümeti ekonomideki beceriksizliğini emekçinin sırtına yükleyerek zamlarla ülkeyi yönetiyor. Emekçiye büyük bir lütuf gibi gösterilen ve kaşıkla yapılan zam, kepçeyle geri alınıyor. Benzinden, doğalgaza, elektrikten suya, meyveden sebzeye, en temel ihtiyaçlara kadar her şeye zam gelirken, asgari ücretin açlık sınırının altında tutulması kabul edilemez.”