İstanbul’daki kira ücretleri, tersine göçün en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Hükümetin yüzde 25 sınırlandırmasının gerçek hayatta bir karşılığı olmazken evden çıkmak zorunda kalanlar yeni ev bulamıyor.

Kiralar, İstanbul dışına sürüklüyor
Fotoğraf: Depo Photos

Oğulcan AYDIN

Artan konut kiraları, çalışan kesimleri daha küçük kentlere veya aile evlerine sürüklüyor. Yurttaşlar özellikle sosyal medyadan tepkilerini dile getirirken adliyeler de kira davalarıyla dolup taştı. Yüzde 25 zam sınırlamasının hayatta bir karşılığı olmazken evden bir şekilde çıkmak zorunda kalan kişiler de yeni ev bulmakta zorlanıyor. Bu durum da insanları megakentten göç etmeye mecbur bırakıyor. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre geçen yıl İstanbul’a gidenlerin sayısı 385 bin kişi olurken İstanbul’dan göç edenlerin sayısı ise 415 bini aştı. Bu veri içinde kira nedeniyle göç edenlerin sayısının bir hayli fazla olduğu tahmin ediliyor.

Selçuk Bağış da bu kişilerden biri. Bağış’ın İstanbul’da kirada oturduğu konut satıldı. Daha sonra yeni ev bulamayan Bağış, Tekirdağ’a taşınmak zorunda kaldı. Bağış şunları söyledi: “39 yıldır İstanbul’da yaşıyordum. Planlarımı İstanbul’a göre yapmıştım. Ancak artık bunların hükmü yok, sadece parası olduğu için birileri İstanbul’a yerleşti. Gezi Direnişi esnasında İstanbul’un parkı için dövüşmüştük, bir mühlet sonra uğruna dövüşülecek bir tarafı kalmayacak.”

YILLARA GÖRE DEĞİŞİM

DEPREM BÖLGESİNE GİDENLER VAR

Bu yaşam koşullarında İstanbul’da yaşamanın bir anlamı olmadığını ifade eden Bağış, “Oturduğum ev satıldı. Sürecin sonunda yasal olarak evden çıkmak durumunda kaldım. Yeni ev de bulamadım. 1800 lira kiram vardı, kiralar ölçüsüzce arttı, 20 bin liraları buldu. Kazandığım parayla, bu kirada oturmanın mantığı yoktu. Kira ve faturayı ödesem, ekmek alamıyorsun. İstanbul’da inat etmenin bir anlamı yoktu. Kulağımdan tutulup Tekirdağ’a itildim. Çalıştığım işten de çıktım” dedi. Konunun sadece kendisi ile sınırlı olmadığını ifade eden Bağış, “Bir arkadaşım deprem bölgesi olan Malatya’da hasarlı olan evine döndü. Çocuğuma yakın bir evde oturuyordum, çocuğumu sürekli görebiliyordum, bahsedilmeyen taraflardan bir tanesi bu. Görmek zorunda olduğun insanları geride bırakmak zorunda kaldım.” diye konuştu.

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz BirGün’e yaptığı değerlendirmede devlet hızlıca kiralık konut projesine geçmezse, ABD’de olduğu gibi sokakta yaşamaya başlayan aileler görüleceğini ifade etti. “Türkiye tarihinin en ciddi barınma krizi bu. Pandemi ile başlayan süreçte iktidarın ekonomik tutumları nedeniyle orta gelirliler konutlara ulaşamıyor. Çünkü Kadıköy, Şişli, Beşiktaş gibi bu kitlenin ağırlıklı yaşadığı yerleşim yerlerinde kiralar 30 bin TL bandına çıktı. Şehrin merkezinde esas olarak kalması gereken kitle orta sınıf çünkü işin merkezinde olmak zorundalar. Mevcut sistemse sizi şehrin dışına itiyor. Dolayısıyla yeni hayata atılmış ve çalışan orta sınıfın yaşadığı göç, dar gelirli grupların göçünden daha tehlikeli. Benim gördüğüm son dönemde en fazla yaşanan göç orta sınıfın. Devlet satılık konut üretmek yerine kiralık sosyal konut üretip dar gelirlilere vermeli.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce ise Avrupa ülkelerinde 1 yılda yüzde 4 kira artışı dahi olmadığını ancak, son üç yılda İstanbul’da kira bedellerinin yüzde 701 oranında arttığını söyledi. Gökce şunları dile getirdi: “TÜİK tarafından yayımlanan göç etme nedenine göre illerin verdiği göç istatistiği var, İstanbul 2022 verilerine göre 92 bin 330 kişi daha iyi yaşam koşulları ve konutları gerekçe göstererek göç etmiş. Bu veri İstanbul’dan göç eden her 5 kişiden 1’inin bu yüzden gittiği anlamına geliyor. Sorunu doğru tespit etmemiz gerekiyor. 2023 yılının ilk çeyreği itibarıyla dünyada konut fiyatlarının en çok arttığı üç şehir İstanbul, Ankara ve İzmir oldu. Önümüzde çok ciddi bir sosyal kriz var. Yeni işe başlayanlar, asgari ücretliler, emekçiler, çalışanlar, emekliler artık gelirleriyle kira ödeyemez bir noktaya gelmiş durumda.”

Buğra Gökce

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Gökce’nin bu konunun çözülmesi için sunduğu öneriler ise şöyle:

1- Sosyal Yardımlı Konut, Sosyal Kiralık Konut, Mülk Sosyal Konut ile Halk Konut olarak vatandaşlara farkı seçenekler sunulmalı.

2- Öğrenci evleri ve öğrenci sitelerinin geliştirilmesi ve inşası için özel teşvik ve destekler sağlanmalı.

3- Genişletilmiş Konut Finansman Sistemi uygulamaya konmalı.

4- Konut inşaat ve konut satın alma kredilerinin maliyetleri ucuzlamalı.

5- Konut Tasarruf Birlikleri, Konut Kooperatifleri, Konut Dayanışma Sandıkları, Sosyal Güvenlik ve Emeklilik Fonları sosyal konut üretimi için teşvik edilmeli.

6- Sosyal konut inşa edenle inşaat malzemesi üreten iktisadi teşebbüsler desteklenmeli.

7- Yerli inşaat sanayisinin rekabet düzeyi arttırılmalı.

8- Evini yenilemek veya güçlendirmek isteyenlere uzun vadeli birkaç yıl ödemesiz kredi ve faiz desteği verilmeli.

9- Esnek ve dayanıklı yapı malzemeleri ile inşaat yapılması özendirilip kolaylaştırılmalı.

10- Boş konut stoku etkin değerlendirilmeli, kademeli emlak vergisi ve evini riskli yapıdan çıkan yurttaşa veren ev sahibine vergi indirimi değerlendirilmeli.

11- Yabancılara konut satışı uygulaması durdurulmalı.