Kızıltepe davasında karar. Ahmet Kaymaz ile oğlu Uğur Kaymaz'ı öldüren polisler beraat etti. Davayı izleyen sivil toplum örgütleri "karar politik. Cinayet örtüldü" açıklaması yaptı...

Eskişehir'de dün Kızıltepe davasının karar duruşması vardı. İl il dolaşan dava 3 sürdü. Olay Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım 2004'te meydana gelmişti. Özel tim polisleri tarafından düzenlenen operasyonda baba Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz öldürülmüştü. Olay basında geniş yer buldu. Olayda bir çok soru işareti vardı. Baba ve oğulun ayağında terlikle çekilmiş fotoğrafları. 12 yaşındaki çocuğun üzerinden 13 kurşur çıkması. Silahlı çatışma olmadığı kurşunların aynı silahtan çıtağı balistik raporlarıyla belirlermişti. İşte bu gerekçeler nedeniyle sivil toplum örgütleri hukukçular ayağa kalktı. Tepkiler üzerine özel timci 4 polis hakkında dava açıldı.

HER DURUŞMADA OLAY
Dava güvenlik gerekçesiyle Eskişehir'e alındı. Ancak Müdahil avukadar Kaymaz ailesinin yakınları davayı takip etmekte bile çok zorlanıyordu. Çeşitli illerden getirilen bindirilmiş kıtalar, hear duruşma öncesi gösteri yapıp, Kaymaz ailesi ve avukatlarına saldırıyorlardı. Eskişehir Ağır Ceza Mahkeme-si'nde önceki gün görülen duruşmada tutuksuz yargılanan sanık polisler Salih Ayaz, Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz ve Şeydi Ahmet Döngel ile Ahmet Kaymaz'ın kardeşleri Reşat ve Murat Kaymaz hazır bulundu. 8 müdahil ve 6 sanık avukatının yanısıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de duruşmayı izledi.

GERÇEKLER KARARTILDI
Duruşmada söz alan müdahil avukadardan Tahir Elçi, gerçeğin ortaya çıkması için uğraştıklarını belirterek, olay yerinde keşif yapılması yönündeki taleplerini yineledi. Mahkemeden, sanıklara yön verdiğini belirttiği Mardin Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Dönmez ile Özel Harekat'ta görevli Rıza Murat Yiğitoğlu'nun da dinlenmesini isteyen Elçi'nin bu talebi reddedildi.

ANNENİN ACISI BİLE KULLANDILAR
Sanık polislerin avukatlarından Veysel Güler'in savunmasında, ölen Ahmet Kaymaz'ın eşi Makbule Kaymaz'ın hiçbir duruşmaya gelmediğini ve davayla ilgisini göremediklerini iddia etmesi tepkilere neden oldu. Eşi ve çocuğu yaşamını yitiren bir annenin Mardin'den Eskişehir'e nakledilen davayı takip edememesinin savunmaya konu edilmesini

kınayan müdahil avukadardan Kemal Aytaç, bunun akla getirilmesinin bile bir avukat adına üzülecek ve acınacak bir durum olduğunu ifade etti.

TEK SİLAHTAN 13 KURŞUN
Ailenin Mardin'de yaşadığını hatırlatan Aytaç, "Aile zaten davayı takip ediyor ama her duruşmada bütün ailenin Mardin'den Eskişehir'e mi gelmesi gerekiyor? Bu meslektaşımız hangi ruh haliyle bunu akıl edip beyan edebiliyor anlamak mümkün değil. Bunun davaya ne gibi bir katkısı olur merak ediyorum" diye kaydetti.

Uğur Kaymaz'a sıkılan 13 kurşunun bir polis memuru tarafından otomatik olmayan tek bir silahtan ve teker teker sıkıldığını dile getiren Aytaç, bunun bile kastı aşarak adam öldürme kapsamında değerlendirilmediğine dikkat çekti.

KARARI ALKIŞLADILAR
Savcının sanık polis memurları için beraat talebinde bulunmasının ardından duruşmaya 30 dakika ara verildi. Aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, 4 polis memurunun beraatine karar verdi. Bu kararı sanık avukatları alkışlarla karşıladı.

HAKİM BASKI ALTINDA KALDI
MÜDAHİL avukatlarından Selahattin De-mirtaş, bu karardan tatmin olmadıklarını belirterek, "Bu nedenle kararı daha duruşma salonunda temyiz ettik. Gerekçeli kararın yazılmasını bekleyeceğiz. Gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edildikten sonra temyiz başvurusu yapacağız. Dosyanın Yargıtay Ceza Dairesi'nden döneceği ve kararın bozulacağı umudunu taşıyoruz" diye konuştu. Yaşamını yitiren Ahmet Kaymaz'ın kardeşi Murat Kaymaz da kararı kamuoyunun taktirine bıraktıklarını belirterek, "Karar adil değil. Hakim baskı altında kalıyor" dedi.

SDP: KARAR TAM BİR HUKUK SKANDALI
KARARA tepki gösteren Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) MYK Üyesi Günay Ku-bilay, sanıkların serbest bırakılması ile ilgili yazılı bir açıklama yaparak, verilen kararın bir hukuk skandali olduğunu söyledi. Eskişehir Ağırceza Mahkemesi'nde görülen davada, tutuksuz yargılanan polislerin, "görev sınırları içinde savunma yaptıkları" gerekçesiyle beraat etmelerinin hukukla ilgisi olmayan politik bir karar olduğunu ifade eden Kubilay, "Bu karar işlenen bir polis cinayetini yargı yoluyla örtbas etmek, sorumlularını koruyup kollamaktır. Bu davada bir kez daha 13 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz suçlanmış ve ölümü hak ettikleri söylenmiştir" diye konuştu. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Kubilay, "Bu karar bir hukuk devletinde değil, polis devletinde yaşandığını ibret verici biçimde bir kez daha gözler önüne sermiş bulunuyor. Bundan böyle devlet adına elinde silahla dolaşanlar hakkında böyle kararlar verdikçe, yeni Kaymazlar'la karşılaşmak hiç şaşırtıcı olmamalıdır" açıklamasını yaptı.

İHD: ADALET YARA ALDI
İNSAN Hakları Derneği (İMD) İstanbul Şubesi de kasten ve tasarlayarak adam öldürmekten yargılanan güvenlik güçlerinin beraat etmesini protesto etti. Yapılan yazılı açıklamada, "Bu adalet mekanizmasıyla adaletin sağlanması bir yana, ancak yeni yargısız infazlar için güvenlik güçlerine davetiye çıkarılabilir. Hukuk devletlerinde bu tür yargılamalarda, adil yargılama kuralı geçerlidir. Oysa daha duruşmaların başlangıcından bu yana yargı, duruşmayı başka bir kente taşıyarak olayın zanlısı polisleri adeta koruma altına almış, davayı izlemeye gidenler de polisin şiddetine ve güvenlik adı altında yarattığı teröre maruz kalmıştır. Bu kadar açık bir şekilde tarafı olunan bir yargılamadan da adil ve kamuoyunun vicdanını rahatlatacak bir sonuç beklenemezdi. Bu sonuç, hukuk ve demokratik devlet modeline bir karşı koyuştur. Bu kararla hukuk - adalet mekanizması ağır bir yara almıştır" ifadelerine yer verildi.

VOLKAN ŞAHİN