Elinde silah olan Kürt kadınları sadece cephede savaşmıyorlardı, kadın düşmanı erkeklerce uydurulmuş cinsiyetçi hurafeleri de yerle bir ediyorlardı. Cennete gitmek için şehit olmayı arzulayan IŞİD’ci erkeklerin önünü kesenler de Kürt kadın savaşçılardı. Kadınlar IŞİD’cilere her iki dünyayı dar ediyorlardı.

Kobanê’de zafer kadınların

GÜLFER AKKAYA @gulferakkaya

Nihayet Kobanê IŞİD adlı emperyalist maşası, kadın düşmanı, İslami erkek çetelerinden kurtarıldı. IŞİD’in Kobanê’den atılması, yenilmesi son derece önemli bir gelişme. İki açıdan önemli olan bu gelişme aslında kadınlar, Kürtler, sosyalistler, seküler çevreler ve eşitlik, özgürlük mücadelesi veren her kesim için önemli bir kazanım olarak görülmeli ve böyle sahiplenilmeli.

İlk olarak Kabanê’deki kazanım, emperyalistler ve onların uşakları, kuklaları olan devletler tarafından birkaç yıldır özenle ve gizlice beslenip büyütülen siyasal İslam’a karşı sağlanmıştır. Önceleri sadece PKK’ye karşı kullanılmak için beslenen bu çeteler, Suriye’ye müdahale planıyla daha da önemli hale gelmiş ve bunlara ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Dünyanın dört bir yanından toplanıp getirilen, besleyip büyütülen, eğitilip silahlandırılan radikal İslamcı çeteler, Suriye’de köy basıp Arap Alevileri boğazlarken buradaki Müslüman kamuoyundan fazla itiraz gelmedi (Burada her konuda sesi çıkan birkaç saygın kişiyi elbette unutmuyorum, onlar hariç söylüyorum). Çünkü içerde AKP, dışarıda ABD-İsrail bu planın böyle yürümesini istiyorlardı. Bir hesapları vardı. Bizim kendine Müslümanlarımız bu hattan memnundu. Çıkarları vardı.

Suriye’ye saldırırken savaşta “ustalaşan” İslami çeteler artık birkaç cephede kullanılabilirlerdi. Bölünerek ve nicel olarak artıyorlardı. Böylece ABD ve İsrail çıkarları doğrultusunda, AKP desteğiyle Kürtlere, Ezidilere, Ermenilere, Süryanilere, Hıristiyanlara, Araplara, Türkmenlere, Alevilere yönelik topyekûn bir saldırı başlattılar.  

Suriye’deki Arap Alevilerinden sonra Ninova’da ve Şengal’de Ezidi ve Süryanilere yönelik saldırılar başladı. Vahşi IŞİD’nin toplu katliamlarından kurtulabilen yediden yetmişe herkes dağlara sığınarak hayatta kalmaya çalıştı. Çokça insan dağlarda açlıktan, susuzluktan hayatını kaybetti.

Sonra Kobanê’de savaş yükseldi. IŞİD’ci emperyalist uşağı İslami çetelere karşı Kürt halkı tam anlamıyla ayaklandı. Kürt halkının bu onurlu duruşuna Türkiye’den ve dünyadan çok fazla destek yağdı. Dünya IŞİD’ye karşı savaşanların yanındaydı. Kobanê’deki savaşı duymayan kalmadı. Türkiye’de sosyalistler, kadınlar, demokratlar, laiklik yanlıları, Aleviler ve daha çok çeşitli çevreler bu mücadeleye sahip çıktı.

İşte Kobanê böyle güçlü bir birliğin, azmin zaferi olarak şeriat isteyen, emperyalist güdümlü, eşitlik, özgürlük düşmanı ve bu kez karşımıza IŞİD kılığıyla çıkan siyasal İslam’a karşı kazanılmış devasa bir zaferdir.

İkinci olarak Kobanê kadın savaşçıların, kadın direnişçilerin zaferidir. 

Aylarca Ninova’da, Şengal’de İslami erkekler çetesi olan IŞİD tarafından kaçırılan kadınlara dair haberleri okuduk. IŞİD, kadınlara tecavüz ve işkence ediyor, kurduğu pazarlarda köle olarak erkeklere satıyordu. Küçücük yaşta olan çocuklardan, yetişkin kadınlara dek geniş bir yelpazesi vardı. Bu kadınların satışlarından kazandığı paralarla silah alıyor, kendisini güçlendirerek yeni yerlere saldırıyor, oralardan da kadınları getirip yine bu pazarlarda satıyordu. 

Bütün dünyanın gözü önünde yapılıyordu bunlar. Kadınların satıldığı pazarların görüntüleri vardı. Tıpkı kafası kesilen insanların görüntüleri olduğu gibi...

Afrika’da Boko Haram adlı İslami bir diğer örgütle IŞİD’nin en sansasyonel işleri kadınları kaçırmaktı. Onları köle yapmaktı. Onların bedenlerini erkeler için metalaştırarak erkekliklerini yüceltmekti. Tüm bunlar yaşanırken buradaki ve dünyadaki İslami ülkeler, Müslümanlar doğru dürüst hadi eylemi, protestoyu geçtim, açıklama dahi yapmadılar. Sustular. En son diye diye “Ama İslam bu değil ki!” diyebildiler. Sanki esas dert İslam neydi sorusuymuş gibi…

Charlie Hebdo saldırısı olunca bu kesimlerin dili çözüldü. Bu kez mevzuu “İslamofobi”ydi. Müslüman çetelerin Ortadoğu’da ve Paris’teki sivillere yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için bir koro haline dönüşüp parmak sallaya sallaya “İslamofobi” diyerek herkesi susturmaya, korkutmaya çalıştılar.

Kimse korkmadı onlardan ya, en çok da Kobanê direndi, mücadele etti. Kobanê’nin bir de önemli sırrı vardı. Kadın savaşçılar. Özel olarak kurulmuş, savaşan kadın birlikleri.  IŞİD’ci çetelerin kâbusu oldular. Kadınları insan olarak görmeyen IŞİD’ci çeteler kadınlar tarafından öldürülürlerse cennete gidemeyeceklerine hayıflanıyorlardı.

 Cennete gidecekleri kesin ya! Cihat yaparken şehit düşüyorlar ya! İşte kadınların varlığı bu denklemi bozuyordu. Elinde silah olan Kürt kadınları sadece cephede savaşmıyorlardı, kadın düşmanı erkeklerce uydurulmuş cinsiyetçi hurafeleri de yerle bir ediyorlardı. Cennete gitmek için şehit olmayı arzulayan IŞİD’ci erkeklerin önünü kesenler de Kürt kadın savaşçılardı. Kadınlar IŞİD’cilere her iki dünyayı dar ediyorlardı.

Erkeklerin kurdukları kadın esir pazarlarını, Kobanê’yi işgal eden, yüz binlerce insanı kamplarda yaşamaya mahkûm eden, o kamplarda kadınları seks işçiliğine zorlayan bu sistemi tuzla buza dönüştürdü Kürt kadın savaşçılar.

Ninova, Şengal ve Kobanê’de en çok kadınlara eziyet etti IŞİD. Neyse ki karşılarında hep kadın savaşçıları buldular. Bu kadınlar tüm hemcinslerine yaşatılanların hesabını soruyordu. Bu nedenle Kobanê benim için kadınların zaferidir. 

Özgürlükleri için IŞİD’ye karşı savaşan kadınlar laikliğin, eşitliğin ve özgürlüğün en güçlü teminatıdır. Çünkü bu kadınlar savaşı kazanmasalardı arkasına AKP’nin sonsuz desteğini alan IŞİD bugün Türkiye’de yeni cephesini açmış ve savaş burada devam edecekti. Bu, sır değil. Bilinmeyen, kimsenin aklına gelmeyen bir gerçek de değil. 

Bu nedenle Kobanê burasıdır. Kobanê Türkiye’dir. 

Ve kadınlar bu başarının gerçek sahipleridir.

Hiçbir şey bize sunulmuyor. Her şeyi biz mücadele ederek kazanıyoruz. Bu zaferi kadın erkek herkes saygıyla selamlamalı. Yaşasın Kobanê. Yaşasın kadınlar! Her bijî Kobanê! Her bijî jinan.