"Laiklik toplumla örgütlenmeli"
Fotoğraf: BirGün

Gökay BAŞCAN

İstanbul Kadıköy’de Barış Manço Kültür Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı “Disiplinlerarası Yaklaşımla Laiklik Sempozyumu” dün başladı. 3 gün sürecek olan sempozyumda laiklik ilkesi, felsefe, tarih, siyasal iktisat, eğitim bilimleri, kadın çalışmaları ve hukuk şeklinde oturum başlıkları altında ele alınıyor.

İki oturumun gerçekleştirildiği sempozyumun ilk gününde laiklik felsefe ve tarih disiplinleri açısında tartışıldı. Doç. Dr. Sevtap Metin’in kolaylaştırıcılığını yaptığı ilk sempozyumda Prof. Dr. Ateş Uslu, Doç. Dr. Bora Erdağı, Dr. Candan Badem konuşmacı olarak yer aldı.

İlk sözü alan Prof. Dr. Ateş Uslu ‘Laikliğin Aydınlanma Çağı’ndaki Tarihsel Kökleri’ başlıklı konuşma yaptı.

Prof. Dr. Uslu, özellikle Aydınlanma Çağı’nda filozofların ve düşünürlerin laiklik meselesine ilişkin tartışmalarına değinirken son bölümde toplumsal taleplerle laik mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Uslu, “Laikliğin yeniden kazanılması gibi hedeflerimiz var ise eğer ezilen, dışlanan inanç ve özellikle inançsızlık biçimlerinin talepleriyle şekillenen bir laikleşme sürecine ihtiyacımız var. Günümüzde de bu talepleri örgütleyerek toplumsallaştırmak laikliği tekrar kazanabileceğimizi düşünüyorum. Bu programa baktığımda da hamasi, altı doldurulmamış bir laiklik savunusundan ziyade, toplumsal iktisadi zemini dikkate alan, tarihsel ve güncel tartışmalarla laikliği somutlaştıran bir laiklik anlayışına kendimizi hazırlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Oturumda ikinci olarak sözü alan Doç. Dr. Bora Erdağı, ‘Marx, Engels ve Bir Formasyon Olarak Laiklik’ başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Marx ve Engels’in yazılarından laiklik perspektifi sunmaya çalışan Doç. Dr. Erdağı, din eleştirisi üzerine Marx’ın sözlerini hatırlattı: “Marx din eleştirisini politik eleştiriyle birleştirerek dinin oluşma koşullara yönelik bir mücadele perspektifi ortaya koymaktadır. Hakikatin ötesi diye bir şey kalmadığında, şimdinin ve buranın hakikatini kurmak tarihin görevidir der Marx.”

SOVYET DÖNEMİ

Oturumda son sözü alan Dr. Candan Badem ise ‘Sosyalist Devletlerde Din İle İlişkilenme Biçimleri’ni anlattı. Badem şu ifadleeri kullandı: “Laiklik yalnızca dinsizleri değil dindarları da korur. Çünkü egemen dinler, kendi tanımladıkları dinin dışındaki heteredoks ya da onların diliyle sapkın gördükleri dini anlayışlara karşı zalim davranmışlardır. Yani mümini müminin şerrinden koruyacak olan yine laikliktir. Bunu Sovyet Rusya döneminde de net görüyoruz. Sovyet Rusya'da en küçük, dar bir cemaatten dahi olsan özgürlüğü garanti altına alınmıştır. Sovyetler dönemi pratiğinde laiklik geniş anlamıyla hayata geçirilmiştir. "

İlk günün ‘tarih’ başlıklı ikinci oturumunda ise Dr. Berkant Özkün, Dr. Cemil Ozansü ve Dr. İklim Özdikmenli söz aldı.