Michigan Üniversitesi akademisyeninden Barış Akademisyenlerine dayanışma mesajı

Türkiye’deki Barış akademisyenlerin uğramış olduğu baskıya karşı enternasyonal destek verenler arasında ön sıralarda bulunan Michigan Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat ve Almanca Profesörü Silke-Maria Weineck, Türkiye’deki davalarla ilgili dayanışma mesajı yayınladı.

Yayımladığı videoda "meslektaşlarımla sonsuz bir dayanışma içindeyim. Düşündükçe kalbimi parçalayan bir nokta daha var ki, o da bir zamanlar Avrupa‘dan kaçmak zorunda kalan akademisyenlerin sığındığı ülkenin kendisi, şu an da kendi akademisyenlerini baskı altına almış durumda. Benim Türkiye‘deki meslektaşlarım biliyorlar ki, dünya çapında akademisyenler ve bilim insanları onların yanında durmaktadır" diyen Weineck'in açıklaması şöyle:

"Ben Silke-Maria Weineck, ben Michigan üniversitesi karşılaştırmalı edebiyat ve Almanca profesörüyüm. Bizler toplumun sadece bireylerin, sadece ve sadece özgür olduğunda gelişebileceğini biliyoruz. Düşünce, ifade ve yazı yazma özgürlüğü, bilgiyi paylaşma ve özgürce siyasi mücadeleye katılabilme bir Cumhuriyetin içinde yaşamanın hem de tüm modern toplumlarda bir haktır. Kendi akademisyenlerini ve düşünürlerini baskı altına alan toplum asla özgür bir toplum olamaz. Ben meslektaşlarımla sonsuz bir dayanışma içindeyim. Düşündükçe kalbimi parçalayan bir nokta daha var ki, o da bir zamanlar Avrupa‘dan kaçmak zorunda kalan akademisyenlerin sığındığı ülkenin kendisi, şu an da kendi akademisyenlerini baskı altına almış durumda. Benim Türkiye‘deki meslektaşlarım biliyorlar ki, dünya çapında akademisyenler ve bilim insanları onların yanında durmaktadır. Bizler bugün belki istediklerimizi yapamıyoruz ama bizler beraber duracağız."

Silke-Maria Weineck kimdir?

Almanya doğumlu olan Silke-Maria Weineck felsefe ve edebiyat çalışmalarıyla tanındı. Felsefe ve edebiyat arasındaki metaforlarla ilgilenen Silke-Maria, bilhassa 18. Ve 20. Yy arasındaki döneme ağırlık vermektedir. İşlediği ana konulardan biri güç ilişkisi ve baba figürüdür. Babalık tarihin en eski ve yıkılması en zor olduğu kadar iyi ve haklı bir iktidarı da temsil etmektedir. Babalık makamı aile ile geliştirmiş olduğu ilişkisini metaforunu monoteizmin baba tanrılarında ve monarşik devletlerin babacan hükümdarlında kendini bulmuştur. Tam da bu ilişki ağı içinde babalık bir trajedi figürüdür. Birbiriyle rekabet altındaki iktidar söylemlerinin içinde trajik bir yapılanmadır bu. Babalık figürünü Aristoteles, Freud, Kafta ve Kleist, Lacan‘ın metinlerinde araştırır. 2015 yılında karşılaştırmalı edebiyat ödülü olan ‘Also and Jeanne Scaglione Prize’‘yi kazanır. Yazdığı kitaplardan bazıları: Babalığın trajedisi (The Tragedy of Fatherhood), Yukarıdaki uçurum: Platon, Hölderlein ve Nietzsche’de Felsefik ve şiirsel Delilik’ (The Abyss Above: Philosophy and Poetic Madness in Plato, Hölderlin, and Nietzsche