Motokuryelerin ücret ve güvence gibi birçok hak için düzenlediği eylemler hızlı sönümleniyor. EPSU’dan Kaya, “Sömürü çıplak, sendikalara ihtiyaç var” diyor.

Motokuryelerin sömürüldüğü ortada
Fotoğraf: AA

Dilan Esen

Motokuryeler, uzun süredir hakları için hem ülkede hem de dünyanın pek çok yerinde eylemler gerçekleştiriyor. Yetersiz ücretler, iş cinayetleri, mobbing ve baskı gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalan motokuryeler, Almanya’dan Fransa’ya, Türkiye’den Uzak Doğu e Yunanistan’a kadar direniyor.

Türkiye’de birçok şirkette çalışan motokuryeler, baskı ve yetersiz ücretlere karşı mücadele ederken Yunanistan’da iş cinayetlerine karşı eylem yapıldı. Almanya'daki Wolt işçileri ise aylardır ödenmeyen ücretleri nedeniyle işvereni mahkemeye verecek.

GÜVENCESİZLİK HAD SAFHADA

Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Konfederasyonu’ndan (EPSU) Can Kaya, Türkiye’deki dijital platformların 2015’te başka bir aşamaya geçtiğini söylerken “Daha önce kuryeler küçük restoranlarda birer birere çalışıyordu, şimdi aynı işyerinde çalışan güvencesiz işçilere dönüştüler” dedi. Dijital emek platformlarının internet ve konum bazlı olarak ikiye ayrıldığını belirten Kaya, yemek teslimatının ikincisine dahil olduğunu hatırlattı. Bunların her geçen gün geleneksel iş kollarından birini kendi içine katıp güvencesizleştirdiğini aktaran Kaya, şöyle konuştu: “Esnaf-kurye modeli platform ekonomilerindeki sömürünün ana kaynağı. İşveren izin vermek ya da araç sağlamak zorunda değil. İşverene her imkânı sağlayan bir sömürü modeli bu. İşçilerin ana talebi ücret oluyor. Platform eylemlerini derleyen Leeds Endeksi’ne göre ücret açık ara önde. Güvencesizleştirmenin temelinde de işçiye düşük ücretin dayatılması var. Sadece Türkiye’deki alım gücünün düşmesiyle ilgili değil, platform ekonomilerinde bu sömürü ana merkezde olduğu için ana talep ücret etrafında şekilleniyor.”

Dünyadaki platform işçilerinden bahseden Kaya, “Mücadele geleneklerine ve sosyal güvenlik mevzuatına göre örgütlenmeleri değişiyor. Asya’da daha çok işçilerin talebi ücret çünkü istihdam biçimine dair taleplerde bulunsalar da bir şey sağlamıyor. Yasal düzenleme yok. Sendikalar da aşırı güçsüz bu yüzden daha çok kendi kolektiflerini oluşturuyorlar, yasal grev de yapmıyorlar, kontak kapatıp çevrimdışı oluyorlar.  Avrupa’da işçilerin ücret ve istihdam biçimine dair talepleri başa baş gidiyor. Avrupa, işçi kabul edildiğin zaman birçok hakka erişebildiğin bir coğrafya. ILO’nun araştırmasına göre ücretler düşük olmasına rağmen yemek teslimatı yapan işçilerin yüzde 86’sı, taksi şoförlerinin yüzde 76’sı sadece platform ekonomisinden geçiniyor. 10 işçiden yaklaşık 9’u sadece buradan gelen gelirle geçiniyor.”

“Platform işçilerinin sayısını düşündüğümüz zaman örgütlülük oranı çok düşük” diyen Kaya, şunları dile getirdi: “Sektör çok güvencesiz. Sendikal bir örgütlenme olmadığı için kısa dönemli, vurucu, kısa sürede sönümlenen eylemlilik görüyoruz. Sendikalar, bunu kapsayamadığı için süreklilik göremeyeceğiz.  Çok karmaşık bir güvencesizlik modeli var. Platform ekonomisindeki bütün istihdam biçimleri, Sanayi Devrimi’nden beri çalışma hayatında var. İşçi olduğu çok belli ama işçi olduğunu kanıtlaması gerekiyor. Örgütlenme için ortak bir işyeri yok. Örgütlenmeyi başarsanız bile seneler alacak bir TİS sürecine gireceksiniz. Geleneksel sendikalar için oldukça farklı. Geleneksel olmayan araçların da kullanıldığı bir sendikal örgütlenme stratejisi geliştirilmesi gerekiyor. Sömürü çok çıplak ve işçiler çok öfkeli. İhtiyaç olan şey sendikanın mahareti.”