Başta İçişleri Bakanı olmak üzere yetkililer, son günlerde yükselen şekilde “uyuşturucuyla mücadele” açıklamaları yapıyor, baskınlar art arda geliyor.

Geliyor da yakalananlar kim?

Kullanıcılar.

Bunu ben söylemiyorum, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 2022 yılı raporu* söylüyor. Resmi internet sitesinde yer alan rapora göre, “2020 yılında olduğu gibi 2021 yılında da pandemiye rağmen olaylara müdahale ve şüpheli yakalamalarında artış eğilimi sürmüş”.

Rapora göre, güvenlik güçleri, Türkiye genelinde 2020 yılında 159 bin 268, 2021 yılında ise yüzde 35,5 artışla 215 bin 771 olaya müdahale etti. Bu olaylarda bir önceki yıla göre yüzde 27,2 artışla 294 bin 604 şüpheli yakalandı. Bir yılda 3 kat artış var…

2021 yılında müdahale edilen olayların suç türlerine göre dağılımına baktığımızda ise yüzde 80,9’unda Türk Ceza Kanunu’nun “kullanma amaçlı uyuşturucu madde satın almak/kabul etmek/bulundurmak” suçunun düzenlendiği 191. maddesinden işlem yapıldığını görüyoruz.

Müdahale edilen olayların sadece yüzde 16,7’si “uyuşturucu madde imal ve ticareti” suçundan.

Yani, güvenlik güçlerinin yakalama/baskın gibi müdahalede bulunduğu olayların sadece yüzde 16,7’sinde “satıcılar” denilen grup yakalanmış.

Benzer oranı, Türkiye’de 2021 yılında yakalanan 294 bin 604 şüphelinin suç türlerine göre dağılımını açıklayan istatistikte de görüyoruz. Uyuşturucu suçlarından yakalanan 224 bin 292 şüpheliden yüzde 76,1’i kullanıcı, yüzde 22’si üretici/satıcı.

Tabii son dönemin medyatik maddesi metamfetamin’deki artış da çok yüksek: 2021 yılında metamfetamin olay sayısı, bir önceki yıla oranla yüzde 70,3 artmış. 2021 yılı metamfetamin olaylarında yakalanan şüpheli sayısında da bir önceki yıla göre yüzde 61,5 oranında artış var.

Dolayısıyla Emniyet de “Olay ve şüpheli sayılarındaki artış, metamfetamin açısından ülkemizin transitin yanında hedef olduğunun da göstergesidir” tespitini yapıyor.

Bu başlıktaki yakalamalara baktığımızda ise neredeyse hepsi kullanıcı. 2021 yılında metamfetamin olay sayılarının suç türlerine göre dağılımı incelendiğinde; yüzde 85’i “kullanma amaçlı uyuşturucu madde satın almak/kabul etmek/ bulundurmak”, sadece yüzde 15’i “uyuşturucu madde imal ve ticareti”nden.

Tabii ki, sayısal olarak kullanıcıların istatistiklerde daha fazla oranda bulunması normal. Ancak yine son açıklamalarda, uyuşturucu ticareti yapanlara dair bilgi olmaması, uyuşturucuyla mücadelenin son durakta yürüdüğüne dair soruları da beraberinde getiriyor.

Ayrıca tamam, kullanmak da suç ve kullanıcılar yakalanıyor. Peki, sonra ne oluyor? Bağımlılar tedavi ediliyor mu, yoksa kısa süreli bir hapishane macerasından sonra hayata kaldığı yerden devam mı ediyorlar?

Tedaviye dair bir istatistik var mı bilmiyorum ama İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerinde, bir sağlık çalışanının Konya Beyhekim Alkol ve Madde Tedavi Merkezi’nde (AMATEM) uyuşturucu satıldığı iddiasını aktardı.

Tüm dünyada olduğu gibi tedavi merkezlerinin, uyuşturucu satıcıları için “kolay hedef” olması anlaşılır ama son günlerdeki uyuşturucuyla mücadele propagandasında, bunu engellemek için ne yapıldığına dair bir açıklama duymadım. Daha da önemlisi, bağımlıların tedavisine dair herhangi bir açıklama da yok.

Memlekette henüz pek konuşulmayan büyük tehlikelerden biri de fentanil gibi NPS’ler. ABD’de bir bağımlılık dalgasına neden olan opioid’ler de dahil, Emniyet raporunda “Yeni Psikoaktif Maddeler (NPS)” başlığı altında incelenen bu gruptaki maddelerin, daha fazla talep olması için küresel uyuşturucu pazarlarına sıklıkla yasal psikoaktif maddeler olarak sunulduğu bilgisi yer alıyor. Şu anda medyanın ilgisini çekmese de gelecekte epeyce konuşacağımız bir başlık olabilir.

Ancak bu sorun, sadece konuşarak çözülmüyor.

*https://www.narkotik.pol.tr/kurumlar/narkotik.pol.tr/TUB%C4%B0M/Ulusal%20Yay%C4%B1nlar/Turkiye-Uyusturucu-Raporu-2022.pdf