Yargıda yaşanan güç savaşlarının ardından iktidar krizi fırsata çevirme derdinde. ‘Şimdi ne olacak’ sorusuna cevap veren Hukukçu Ruşen Gültekin iktidarın tuzağına karşı “Muhalefete büyük bir sorumluluk düşüyor” dedi.

Muhalefet bu kez tuzağa düşmemeli

Öncü DURMUŞ
 
AKP iktidarı döneminde tamamıyla siyasallaşan yargı düzeni Yargıtay’ın Anayasa mahkemesi’ne (AYM) yönelik saldırıları ile içeride yaşanan güç savaşlarını bir kez daha ortaya çıkardı. Ancak Yargıtay’ın bu hamleleri salt bir şekilde içerideki çatışmaların sonucu değil.

Bir tarafta MHP’nin yargı içerisindeki konumu, diğer tarafta AKP içerisindeki grupların güç mücadeleleri yaşanırken özellikle AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla beraber tüm bu yaşananlar rejimin yeni dönemi açısından da kullanışlı hale getirilmeye çalışılıyor.

Erdoğan’ın önce Yargıtay’ı destekleyip AKP içerisindeki AYM taraftarlarına verdiği mesaj, sonrasında ‘Biz bu meselenin hakemiyiz’ söylemine evrildi.  Böylelikle ‘yeni Anayasa’ fitili bir kez daha ateşlendi.

Yargıtay’ın müdahaleleri bir hukuk krizi haline getirilmeye ve tek çözümün ise Anayasa değişikliği olduğu vurgulanmaya başlandı.

Servis edilen bu ‘hukuk krizi’ ise şimdiden muhalefetin yoluna koyulmuş bir tuzak.

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın AYM kararına rağmen tahliyesinin gerçekleşmemesi ve ortaya çıkan hukuksuzların ardından iktidar bloku tarafından ardı ardına gelen açıklamalar ise Anayasanın fiili olarak ortadan kaldırıldığının göstergelerinden biri. Krizin sonucu ise yeni döneminhazırlıklarının işareti. MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarındaki AYM hedefi de bunu açığa çıkarıyor.

Yönter, önceki akşam katıldığı canlı yayında AYM’yi hedef aldı. Yönter, “Bizim dağda, taşta başını ezdiğimiz teröristler, AYM’ye arka kapıdan giriyor. Ya kapatacağız ya yeniden yapılandıracağız" dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise AYM’yi hedef aldı, ‘‘yetki krizi’’ ifadelerini kullandı.

Tunç, sorunun çözümü için yeni Anayasa’ya işaret etti. Şu ifadelere yer verdi: “Anayasa’nın birbiriyle çelişen birçok maddesi var. Mahkemeler arasında astlık üstlük ilişkisi yok. Sorunun çözümü yeni bir Anayasa yapmaktır’’  Muhalefete de göz kırpan Tunç, “TBMM’de grubu bulunan partilerimizin, milletvekillerimizin artık bu sorun karşısında duyarlı olacaklarına yürekten inanıyorum” dedi.

İşaret edilen Anayasa değişikliği için iktidar blokunun Meclis’te bir çoğunluğunun olmayışı ve Yargıtay’ın verdiği kararların hukuki açıdan bir yaptırımının olmayışı ise ‘Şimdi ne olacak?’ sorularını sordurmaya başladı.

TEK ADAMIN YANSIMASI

Hukukçu Ruşen Gültekin bundan sonraki süreci BirGün’e değerlendirdi:

‘‘AKP iktidar tarihinde sıkça karşılaştığımız bir kriz aslında bu. 2007 Cumhurbaşkanı seçimleri, 2010 Ceza Mahkemesinin ‘Balyoz’ kararı, 2017 ‘HSK’ krizi bunlardan bazıları. Ancak iktidar artık tamamıyla devletin tüm imkânları ile ayakta kalmayı başarabiliyor. Otoriterleşen rejim ülkede hala tahkim olamadı. Halkın neredeyse yüzde 60’ı bu iktidara hala direniyor. Aslında muhalefetin bile tam olarak farkına varamadığı bu durum AKP’yi iktidarda tutuyor. Bugünkü yaratılan krizle beraber de muhalefetin önüne yine ‘buyrun’ krizi aşalım imaları getiriliyor. 2010 Referandumunda sol liberallerin desteğini aldıkları dönemki taktiklerini bugüne uyarlıyorlar. Ancak artık her şeyi tek adama bağlayacak ve önüne bir engel bile çıkmasını istemeyecek bu rejimin böyle bir kırılmada başarılı olması çok zor. Öte yandan iktidarın mevcut yapısı, ekonomik ilişkileri de buna müsaade edecek gibi durmuyor. Son olarak emperyalizmin hedef aldığı ülkelerde sıkça yaşanan bu durumda muhalefete de çok iş düşüyor. Sırbistan, Polonya, Romanya, Tunus gibi ülkelerde rejimin tek adamlaştırılmasının ülkemizdeki yansımalarından birisini yaşıyoruz.’’

KARAR BİLDİRİLMEMİŞ

Gezi Davası tutuklusu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın AYM kararına rağmen tahliye edilmemesinin ardından Yargıtay’ın AYM’ye yönelik saldırılarıyla gelişen süreçte Atalay’ın durumu da merak konusu oldu. Hukuka aykırı bir şekilde cezaevinde tutulan Atalay hakkında ne karar verileceği tartışma konusu. Atalay’ın avukatı Deniz Özen yaşanan süreci BirGün’e değerlendirdi.

Özen, yaşanan çatışmaların hukuka uyan hiçbir tarafının olmadığını belirtti. Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararının ise henüz tebliğ edilmediğini söyledi.

Özen şu ifadelere yer verdi: “Basında çıkan kararlar hakkında henüz Can’ın davasına bakan hiçbir avukata tebliğ gelmedi. Hatta ‘UYAP’ sistemine dahi daha yeni girilmiş bir karar var önümüzde. Karar tebliğ edilir edilmez bizler de neler yapabileceğimizi konuşacağız. Henüz bize gelen bir durum bile yok.”