Musul harekatı, IŞİD’i temizlemek ve hassas bir denge bulabilmek adına oldukça zor bir operasyon. Kent adım adım kurtarılırken şimdiden IŞİD sonrası kentin ne olacağı tartışılıyor. Çeşitli senaryolar dillendiriliyor

Musul harekatı, IŞİD ve Irak’ın hassas dengeleri

Geçen 27 Mayıs’ta Irak güçleri Musul’da al Shifaa, Zinjili ve al Saha al Oula yerleşkelerinde yer alan IŞİD’in önemli son üç cephesine de saldırı düzenledi. Irak’ın ikinci büyük şehri olan Musul Haziran 2014’ten beri terörist grupların kontrolü altındaydı. Ekim 2016’da Irak güçleri müttefikleriyle birlikte şehre saldırı başlattı ve böylece Musul taarruzu başlamış oldu. Mart ayında uluslararası koalisyonun hava desteğiyle başlatılan kapsamlı ‘’Fetih’’ operasyonu ile Ninova yerleşkesinin tamamının kurtarılması amaçlanıyor. Musul oldukça stratejik bir önem taşıyor ve bölgenin kurtarılmasını zorlaştıran bu durum Irak iç savaşında bir dönüm noktası oluşturuyor. Kentteki Arap ve Sünniler tarihte dış güçlere boyun eğmeyen yapılarıyla ön plana çıktı. Çok sayıda Şii ve Kürt’ün yer aldığı taarruz ittifakı bu nedenle önemli zorluklarla karşı karşıya.

Savaşanlar kimler?
Haziran 2014’ten beri Musul IŞİD’in kontrolü altındaydı ve bugün eski şehirde on kilometre karelik bir alana geri çekildi. IŞİD’e karşı düzenlenen saldırı da Irak’ın topraklarında şuana kadar gördüğü en yüksek sayılı olan yaklaşık 100 bin askeri kapsıyor. Bu durum çok heterojen bir kuvvet oluşturuyor. Bunların arasında ilk olarak Irak hükümet güçleri ile birlikte Irak ordusu, Irak federal polisi ve Irak terörle mücadele birimi de görev alıyor. Irak Bölgesel Kürt Hükümeti de 4 bin Peşmerge gücüyle operasyona destek sağlıyor. Kürt hükümetinin desteği kaçınılmaz, çünkü IŞİD o bölgeyi ele geçirdiğinde Musul’un Batısı ve Kuzeyinin büyük bir bölümünde Kürtler yaşıyordu. Onlarla birlikte, çoğu Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi örgütü de destek sağlıyor. Kataeb Hizbullah (Allah’ın Tugayları) gibi bazı gruplar da, İran tarafından destekleniyor. Ayrıca Sünni ve Hristiyan milisler de saflarda yer alıyor.

Bu Iraklı grupların yanı sıra ABD ve Fransa’nın dahil olduğu, 60 devleti kapsayan uluslararası bir koalisyon taarruzu destekledi. Toplam 7 bin askerle birlikte, koalisyon bölgede tavsiye, silah mühimmatı, teçhizat, eğitim ve hava bombardıman desteği sağlıyor.

Ekim 2017’de sabah saatlerinde Irak Başbakanı Haydar el-Abadi ulusal televizyonda Musul operasyonunun başladığını şu sözlerle dile getirdi: ‘’Zafer zamanı geldi ve Musul’u özgürleştirmek için operasyonlar başladı.” Irak hükümet güçleri, müttefikleriyle birlikte doğu ve güneyden gelerek önce çevredeki köyleri kurtarma girişimine başladılar. Taarruzun başından beri sadece Irak hükümet güçlerinin Irak’ın ikinci büyük kentinde nüfuz edeceği bekleniyordu. Bir yandan, Sünni Arap nüfusa karşı Şii milislere veya Kürtlere olası ihlallerden korkuluyor. Öte taraftan, Irak hükümeti çeşitli guruplar arasındaki şehrin paylaşımı tartışmalarını da önlemek istiyor. Ekim ayından beri saldırının ilerlemesi karşısında IŞİD Suriye’den savaşçılarını bölgeye getirdi.

1 Kasım’da Terörle Mücadele Özel Kuvvetleri’ne bağlı Altın Bölük Musul’a ilk kez girdi ve bu esnada Haşdi Şabi güçleri şehrin etrafından batıya doğru ilerledi. Bu durum Musul’da IŞİD’i kuşatmak açısından ve Suriye’yle bağını kesmek için gerekli bir adım. Kasım ortasında, HaşdiŞabi güçleri Musul’un batısına yüz kilometre uzaklıkta bulunan Telafer havalimanını IŞİD’in elinden geri aldılar. Kürtler ve Haşdi Şabi güçleri şehrin çevresine odaklandıkları sırada hükümet güçleri Musul’un doğusuna yöneldiler.

Harekat mecburen ağır ağır ilerliyor
Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Kurumu’nda (IRIS) araştırmacı olan Karim Pakzad’a göre, ‘’Yavaş ilerliyorlar, boyu aşan zorluklarla da karşı karşıya gelmiyorlar. Şehrin doğu kısmını esas olarak, yerleşim alanı oluşturuyor ve burası düzenli ordunun karşı koyabilmesi için daha elverişli bir yer.’’

Uluslararası koalisyon Musul’a gelenlere stratejik danışmanlık, malzeme yardımı, özellikle de hava bombalama desteği sağladı. Kasım ayında Batı ve Doğu Musul’u bir birine bağlayan köprü yıkıldı böylece şehrin Batısından IŞİD savaşçılarının destek sağlaması engellendi. Ocak ayı ortasında Irak hükümeti güçleri Musul’un tüm doğu bölgesini ele geçirdiler ve bölük Dicle noktasında durdu. Irak nehri Musul’u ikiye böler ve nehrin diğer tarafında, Musul’un batı kesimi IŞİD’in kontrolü altında. Bir ay boyunca, IŞİD ile Irak hükümet güçleri nehrin her iki yakasında karşı karşıya geldiler.
Kentin kurtarılması beklenenden daha uzun sürdü ve operasyon defalarca ertelendi. Bu durum Irak ve Arap dünyası uzmanı araştırmacı Myriam Benraad için hiç de şaşırtıcı bir durum değil. Musul operasyonunun 2015 baharından beri bildirildiğini ve bunun sürekli, ertelendiğini ve dolayısıyla bu operasyonun çok uzun sürmesinin beklenmesi gerektiğini hatırlattı.

Araştırmacıya göre, ‘’IŞİD savaşçılarının savaşma azmi de Irak hükümet güçlerinin ilerlemesini yavaşlatmaktaydı. Terörist grupların savaşma kararlılığı büyük ölçüde göz ardı edilmiştir. Dolayısıyla Irak’taki son mevkilerinden birini kaybetmemek için büyük bir direncin karşı koymasını beklemek gerekiyordu’’ sözleriyle dile getirdi.

Şubat ortasında Irak kuvvetleri Dicle’yi geçerek Batı Musul üzerinde saldırı harekâtı başladı. Gazeteci Christian Cheneau’ ya göre ‘’Musul’u çevreleyen kentlerin fethinden ve Doğu Musul’un alınmasından sonra, bu sonuncu aşama IŞİD karşıtı güçler için de en zor olanıdır. Kentin batı kesimi ilerlemelerini zorlaştıracak dar sokaklar bulundurmaktadır.

Ayrıca IŞİD militanları canlı kalkan olarak kullanacakları halkın arasına karışmışlardır ‘’sözleriyle açıklamada bulundu.

Saldırıyı yavaşlatacak şekilde yerleştirilmişler ve şehrin altındaki tünellerden kolayca ilerleme gücüne sahipler.

BM eski görev şefi General Dominique Trinquand, “Bu Musul’un eski parçasıdır taktik olarak askeri planda çok zordur çünkü zırhlı araçlar sokaklara giremezler ve hedefe yönelik atışların uygulanması çok zordur, zira binalar iç içedir.
Sokak sokak, ev ev, evleri arayarak sivillere dikkat ederek ama aynı zamanda cihatçıların sivillerin arasında olduğunu göz önün de bulundurarak ilerlemek gerektiğini dile getirdi. IŞİD tarafından bomba yüklü araçların kullanılması bu güçlükleri artırır” diyor.

Haziran ayı başında IŞİD eski şehrin bazı bölgelerinde hala tutunmaya çalışırken, bu saldırı Musul’un kurtarılmasından önceki son aşama. Mayıs ortası itibariyle İslam Devleti Musul’un ancak yüzde 10’unu kontrol ederken, savaşçıları eski şehrin semtlerinde yoğunlaştı. Irak güçleri güçlükle ilerliyor, kısa vadedeki hedefleri sembolik önemi olan El Nuri Camisi’ni geri almak. Ebu Bekir El Bağdadi Haziran 2014’de burada hilafeti ilan etmişti. Bu bir zaman meselesi, ancak Musul şehri Irak güçlerinin eline geçmek üzere. Bu arada, IŞİD hala eski şehirde bulunmakta olan siviller arasında gizlenmekte olup bu siviller çatışmanın mağdurları olma riskiyle kaşı karşıya kalabilirler.

Sivil kayıp sayısı bağımsız kaynaklara göre 2 bin 500 ile 4 bin arasında değişiyor. Batı bölgesinde ki birçok binanın yıkılması da ayrıca birçok Musullunun şehirden ayrılmasına zemin hazırladı. BM’ye göre evlerinin yıkılması, çatışmanın şiddeti dahası gıda kıtlığı 500 bin yerleşimciyi yollara düşürdü. İnsani kriz riski söz konusu çünkü insani yardım yetersiz. Ayrıca Erbil veya Bağdat böyle bir nüfus dalgasını karşılamaya hazır değil.

Musul’un alınması Irak hükümetinin ülkenin birliğini yeniden tahkim etme iradesini göstermesi demek. Ordu ve devlet kurumları 2003’te Amerikalıların gelmesi sonrasında dağıldı. IŞİD’in bölgeye yerleşmesiyle birlikte kimi bölgeler de parçalandı. Son yıllarda ölümcül saldırıların hedefi olan bir ülkeyi yeniden oluşturmak, ama aynı zamanda Iraklıları aralarında uzlaştırılmak gerekiyor. Mezhep meselesi Musul’un ele geçirilmesinde önemli bir konu. Eski Başbakan Nuri El Maliki’nin politikaları, Sünni kesimin ülkede bir temsilcisinin olmayışı Musul halkını IŞİD’in kollarına bırakmasını sağladı. Şii çoğunluğa sahip Irak ordusu IŞİD’in gelmesinden önce Musullular tarafından “Bağdat adına işgalci bir güç’’ olarak kabul edilirdi. Tarihinde isyankâr olarak tanınan Musul, halkına karşı ihlallerde bulunuldu. Şehirdeki Şii milisleri ve Kürtleri uzaklaştırarak, şiddet riskleri muhtemelen azaltıldı ancak tam olarak değil.

Musul’un yönetimi için bölünme sinyalleri
Irak’ın ikinci büyük şehri IŞİD’den kurtarılmak üzere. Beklenenden daha uzun süren saldırılar girişin zor olduğu eski şehrin dar sokaklarında hala güç bir şekilde yol kat ediyor. Irak güçleri müttefikleriyle birlikte IŞİD’i Musul’dan ederek terörist grupları Irak’ta ki son üslerinden de yoksun bırakmış olacaklar. Musul cihatçılar için sembolik önemi olan bir yer, çünkü Halifelik Ebu Bekir el-Bağdadi tarafından burada ilan edildi!

IŞİD’in gidişi Iraklılar arasında ki bölünme sorununu, yaşam şartlarında ki zorluğu, Sünnilerin temsiliyet sorununu ama özellikle de ülke de şiddetin coşmuş olmasını çözmez. Irak hükümetinin en büyük mücadelelerinden biri Musulluların yaşam şartlarının iyileştirilmesini sağlamak ve şehre istikrarı getirmektir. Fakat Musul’un yönetimi için çoktan bölünme sinyalleri verilse de yine de Musul operasyonu önemli bir mücadeledir.

Les clés du Moyen Orient’ten çeviren Cihangir Akşit