Ada Müzik, 2014 yılında Mozaik topluluğunun varını yoğunu altı CD’den oluşan bir pakette toparlamış; adını da doğal olarak “Külliyat 1983 - 1995” koymuştu. “Külliyat” öncesinde Mozaik topluluğunun dört albümü 1983 ile 1990 arasında kaset, ardından CD olarak basılmıştı. Bu dört CD’ye Mozaik’in 1990 sonrasında yaptığı kayıtlar da eklenince paket altı CD’ye yükselmişti.

Şimdi “Külliyat’tan Seçmeler” adıyla yayınlanan iki plaklık derlemede (dördü “Ardından”, altısı “Çook Alametler Belirdi”, beşi “Plastik Aşk” albümünden olmak üzere) toplam 15 parça bulunuyor. Bu derlemeye hangi parçaların alınacağına topluluk üyeleri ortak karar vermiş. 1983 tarihli ilk albümden hiçbir parçanın bulunmamasının sebebi ise, “Ölümden Önce Bir Hayat Vardır”ın protest folk şarkıların yorumlarından ibaret oluşu. Plak, Ada Müzik tarafından ilk baskıda 500 adet basıldı, ama ayrıca Almanya’da da Rumi Sounds (*) tarafından kapak yazıları İngilizce olarak farklı bir baskısı yapıldı.

***

1983 yılındaki ilk konserinde derledikleri yabancı folk şarkılarıyla müzik hayatına başlamıştı Mozaik. İlk dönemlerinde konserlerine sürekli farklı bir isim verirlerdi. Mozaik, o güne değin pek rastlanmayan biçimde hem enstrümantal müzik yapıyor, hem de Türkçe şarkı besteliyorlardı. Topluluktaki herkes müzikal eğilimleri doğrultusunda farklı besteler yapabiliyordu. Bir proje topluluğu olarak doğsa da, ardından hatırlı bir karakter sergilemişlerdi. Mozaik’in karakteri, üyelerinin aritmetik toplamından büyüktü, çünkü üyeler arası kolektif şuur faktörü mütemadiyen devredeydi.

Seksenli yılların başındaki karanlık dönemde Yeni Türkü, Ezginin Günlüğü ve Bulutsuzluk Özlemi ile birlikte anılıyordu Mozaik. Müzikleri ise nasıl bir sosyo-kültürel-politik iklimde yaşadıklarının fotoğrafıydı. O devirde zülfü yâre dokunan şarkılar söylemek öyle pek kolay değildi, yüksek cesaret işiydi. Askeri darbenin acılarını yaşayan okumuş çocukların sesiydi onlar. Bir kuşağın yenilgi ve kaybını, yaşama sevinci ve gurur ile harmanlayarak yapılmış bir müzikti onlarınki.

Dönemine göre hayli ileride bir sounda ve müzik anlayışına sahiplerdi. Cazdan protest popa, senfonik progresif rock’tan new-wave ve new-age’e kadar uzanan modern bir füzyonları vardı. Aktif oldukları dönem çok çok popüler olmadılar ama onları tanıyanlar tarafından kıymetleri hep bilindi ve hep saygıyla anıldılar. Bugün bile o günlerde yaptıkları müzik ile halen muadili olmayan bir topluluk Mozaik.

İçinden çok sayıda müzisyen gelmiş, geçmiş; bir kısmı sonradan yaptığı solo çalışmalarla eski günlerin ruhunu yaşatmış, yanı sıra farklı karalara yelken açmıştı.

***

Sizi bilmem ama ben “Külliyat’tan Seçmeler” adındaki bu derlemede en çok “Hareket Etmeliyim” parçasını seviyorum; bir de Serdar Ateşer’in (Namı diğer Sateş’in) “Bir Bulutun Ardından” parçasındaki gibi Steve Hackett’vari elektrik gitar soloları ile Ayşe Tütüncü’nün bana Carla Bley’i anımsatan ruh dolu piyano sololarını. Aslında bunlar sadece kişisel birer tercih; Mozaik topluluğunun sayısız özelliğini ve güzelliğini gölgelemesin. Zira yeni kuşak müzisyenlerin, dinleyicilerin keşfetmesi ve öğrenmesi gereken çok şey var onların zamanında alametler beliren müziğinde.

* Rumi Sounds, Berlin’de bulunan Lefter Records adlı plak dükkânının sahibi (eski Zardanadam topluluğunun solisti) Erbatur Çavuşoğlu’nun plak firması.