Koronavirüs salgınına dair tüm kısıtlamalar yarın sona eriyor. Hasır altı edilen batık kredi sorunu ise ülke ekonomisini tehdit ediyor. Salgın boyunca desteksiz kalan yurttaşın kredi borçları da artmaya devam ediyor.

Normalleşmeye  borçlu giriyoruz

EKONOMİ SERVİSİ

Yaklaşık 2 yıldır tüm ülkede hayatı durduran koronavirüs salgını için alınan kısıtlama kararlarının tamamı yarın itibarıyla sona eriyor. Bu iki yıllık süreçte yurttaşına en az maddi yardımda bulunan ülkelerden birisi ise Türkiye. IMF raporları da durumu teşhir eder nitelikte. Zira Covid-19 salgını döneminde, 2020 yılında kişi başına düşen karşılıksız destek miktarı Türkiye’de 165 dolar civarında olurken G7 ortalaması 6 bin 830 dolar oldu. Türkiye’yi takip eden Brezilya’da kişi başına 760 dolar karşılıksız destek verildi.

Ülkede devam eden krize bir de salgın eklenince yurttaş, hem işsizlik hem enflasyon hem de salgınla mücadele etmek zorunda kaldı. Gelirsiz kalan milyonlar ise bankaların insafına bırakıldı. Salgının başında önce düşük faizle borçlanan yurttaş, faiz oranlarının yükselmesine rağmen kredi talebinde bulunmaya devam etti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) dün yayımladığı mayıs ayı raporuna göre tüketici kredileri bir önceki aya göre 2,1 milyar lira arttı. Nisan ayında 693,6 milyar lira düzeyinde olan tüketici kredileri mayıs ayında 695,7 milyar liraya ulaştı. En büyük artış ise ihtiyaç kredilerinde meydana geldi. Nisan ayında 403,3 milyar lira olan ihtiyaç kredisi hacmi mayısta 406,4 milyar liraya çıktı. Takipteki tüketici kredisi miktarı ise yüzde 4,4 oranında arttı. Öte yandan kredi kartı borçları da nisan ayına göre 576 milyon lira artış gösterdi.

BATIK KREDİLER BANKALARA YÜK OLDU

Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, batık kredilerin ülke ekonomisinin önümüzdeki günlerdeki en büyük sorunu olacağını söyledi. Babuşcu, bu kredilerin bankacılık sektörünün üzerine bir yük olarak kaldığını belirtiyor. “Batık krediler sorunu çözülmeden, para politikasının etkili olması ve krizden çıkılması çok zordur” diyen Babuşcu, Batık kredileri üçe ayırarak şu ifadeleri kullandı: “Birincisi vadeyi uzatıp yapılandırma yapılacak olanlar, ikincisi haciz, icra ve teminatların nakde dönüştürülmesi, son olarak da hiçbir şekilde tahsil edilemeyecek olanlar. Daha sonra bankalara zarar yazılıp, sermaye desteği sağlanması lazım. “ Pandemi döneminde sağlanmayan gelir desteğinin hâlâ sağlanabileceğini söyleyen Babuşcu, “Pandemi döneminde yardım ve destek sağlamak yerine kredilendirme yöntemini seçtiler. Kredilendirmede yük bankalar ve bireylerin üzerine kaldı. Ama nasıl ödeyecekler? Sıkıntı büyük. Özellikle pandemiden etkilen şirketlere ve bireylere destek sağlanırsa kredilerde çözülme yaşanır” ifadelerini kullandı.
Toplumun krediye bağımlı bir hâle geldiğini belirten Babuşçu, “Maalesef bunun kısa sürede çözümü yok. Uzun sürede ülke ekonomisinin büyümesi ve gelir dağılımının düzelmesine bağlı olarak yıllar alacak. Bir yılda bu duruma geldi belki ama on bir yılda düzelemez. Oyalamaktan ve sorunu ertelemekten ötelemekten başka bir şey yapmıyorlar. Sorun yokmuş gibi gösterme çabaları var ama sorun giderek büyüyor” şeklinde konuştu.

normallesmeye-borclu-giriyoruz-893571-1.

***

Bankaların kârı düştü

Geçen yıl enflasyonun altında faiz oranlarıyla kredi dağıtan kamu bankaları, bu yıl faizlerdeki artışla birlikte zarar yazmaya başladı. BDDK verilerine göre Ocak-Mayıs 2021 döneminde bankacılık sektörünün kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 düşüşle 24,7 milyar TL oldu. Geçen yılın aynı döneminde kâr 27,3 milyar TL seviyesinde bulunuyordu.