Özgür Bozdoğan, EĞİTİM SEN Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri | Konuk yazar Son dönemlerin eğitim alanında en önemli gündem başlıklarından birini “Öğretmenlik Meslek Kanunu” oluşturuyor. Öğretmenlik meslek kanunu  “2023 Eğitim Vizyonu” belgesinin (1) açıklanması ile beraber başlayan bir tartışma olarak gündemimize yoğun olarak girmesine rağmen, bu tartışmanın kendisi uzun süredir kapalı kapılar ardında sürdürülmekte; siyasi iktidarın politik gereksinimlerini […]

Öğretmenlik meslek kanunu kim tarafından nasıl yapılacak?

Özgür Bozdoğan, EĞİTİM SEN Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri | Konuk yazar

Son dönemlerin eğitim alanında en önemli gündem başlıklarından birini “Öğretmenlik Meslek Kanunu” oluşturuyor. Öğretmenlik meslek kanunu  “2023 Eğitim Vizyonu” belgesinin (1) açıklanması ile beraber başlayan bir tartışma olarak gündemimize yoğun olarak girmesine rağmen, bu tartışmanın kendisi uzun süredir kapalı kapılar ardında sürdürülmekte; siyasi iktidarın politik gereksinimlerini karşılayacak bir öğretmen profilinin oluşturulması hedefi öncelikler sıralamasında üst sıralarda yerini korumaktadır.

Öğretmenlik mesleği ile ilgili kimi, değişikliklerin yapılacağının ilk işaretlerini ”Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023” dokümanında bulmak mümkün(2). İlgili belgenin 26. Eylem planında bu amaç  “Öğretmenlik mesleğine ilişkin mevzuatın güncel ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden düzenlenmesi” olarak ifade edilmiş. Söz konusu strateji belgesinde sıralanan hedeflerin güncelliğini koruduğunu “Vizyon Belgesinde” görmek mümkün.Ulusal Öğretmen Strateji belgesinin bu bağlamda siyasal iktidarın öğretmenlik mesleğine dönük yaklaşımının  ve yol haritasının ifade edildiği metin olduğu tespitini yapmak gerekir.

Yeni bir yaklaşım yok

Öğretmenlik meslek kanunu ve profesyonel okul yöneticiliği gibi pek çok güncel tartışmanın 2023 Eğitim Vizyonu belgesinden çok önce AKP’nin 24 Haziran Seçimleri öncesinde yayınladığı “Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Genel Seçimler 2018” beyannamesinde görmek mümkün(3). Belgenin 58. sayfasında bu bölüm şöyle ifade edilmiş : “ Öğretmenlerimizin niteliklerini daha da iyileştireceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkaracağız”. Okul yöneticiliği ile ilgili bölüm ise 59. Sayfada yer almış: “Profesyonel Okul Yöneticiliği uygulamasını başlatacağız “.Seçim beyannamesinde Vizyon Belgesinde yeni olarak sunulan oyun tabanlı öğrenmeden, okul öncesi eğitimde yapılacaklara; temel eğitimden ortaöğretime geçiş sınavlarında ve üniversiteye giriş sınavlarında neyin ölçüleceğine dair pek çok husus yer alıyor. Vizyon belgesinin bu noktada yeni bir yaklaşımı değil de AKP’nin seçim beyannamesinin akademik bir dille ifadesinin ötesinde bir ufka ve içeriği sahip olmadığını belirtmek gerekir. Dolayısı ile Vizyon belgesinin siyasi iktidarın eğitim aracılığı ile hedeflediklerinin başka bir dille anlatımı olduğunun altının çizilmesi gerekiyor.

Öğretmenlik meslek kanunu ile ilgili bölüm 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinin  “İnsan Kaynağının Verimli Kullanılması ve Hakkaniyetli bir Şekilde Ödüllendirilmesi Sağlanacak” başlıklı bölümün 45. Sayfasında yer almış: “Öğretmen ve okul yöneticilerimizin atanmaları, çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri diğer hususları dikkate alan “Öğretmenlik Meslek Kanunu “çıkarılmasına ilişkin hazırlık çalışmaları yürütülecektir”.Belgenin ekinde tanımlanan hedeflerin hangi zaman aralığında gerçekleştirileceğine dair bir takvim yer almaktadır. Bu takvime göre ÖMK için uygulama hedefi 2019 yılı olarak belirlenmiş. Yasa için 2019 yılının belirlenmiş olması tartışmanın ne kadar acil ve önemli olduğunu da ortaya koymaktadır.

Vizyon belgesinin yayınlanmasından ( 23 Ekim 2018) 53 gün sonra 15 Aralık 2018 tarihinde hazırladığı ÖMK taslağını basıla paylaşmış olması oldukça düşündürücüdür (4).Söz konusu tasarının bu kadar kısa sürede hazırlanması ve ÖMK için Genel Gerekçe başlıklı bölümün dördüncü sayfasında ifade edildiği gibi 30 Ülkeden ulusal düzeyde ve yerel düzeyde 73 metnin bu süre içerisinde incelenerek bu tasarının hazırlanması sanki bu kuruluşa özel bir görev verildiği düşüncesi yaratmaktadır.

Türk Eğitim Derneğinin düşünce kuruluşu olan TEDMEM tarafından hiçte üzerine vazife olmadığı halde hazırlanan bu tasarının MEB’nın düşüncesini yansıttığını düşünmek için yeterince nedene sahip bulunmaktayız. TED ile MEB yönetimi arasında kurulan ilişkinin sadece bu tasarı ile sınırlı kalmayacağını  da öngörmek gerekmektedir.

ÖMK ile ilgili diğer bir çalışmayı yapan kurum da siyasi iktidara yakınlığı ile bilenen EĞİTİM BİR SEN’dir. Hazırlamış oldukları çalışmayı 25 Aralık 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığına bağlı Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu ile paylaşan sendika yönetimi ÖMK ile ilgili genel yaklaşımlarını kendi internet sitesinden de ayrıca yayınladı(5).AKP 2018 Seçim Beyannamesi, EBS tarafından yayınlanan ÖMK İhtiyaçlar ve Öneriler başlıklı rapor, Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi ve  TEDMEMtarafından hazırlanan ÖMK taslağıaynı  yaklaşımla hazırlanmış  ve ortak hedeflere yönelmiş görünmektedir.Bir siyasi parti, bir kamu kurumu (MEB), bir sendika vebir  düşünce kuruluşu el ele vermiş öğretmenlerin, öğrencilerin, eğitimin geleceğine karar vermeye çalışmaktadır.

Bu dört ayrı yapı ortaklaş ne önermektedirler:

1.Siyasi iktidara ve yönetime tabi öğretmen profili oluşturmak,

2.İş güvencesinin kaldırılması,

3.Katı bir hiyerarşi oluşturulması ve başöğretmenlik ile uzman öğretmenliğin kurumsallaşması,

4.Okul yönetimlerinin profesyonelleştirilmesi; eğitimde ticarileştirmenin artırılması ve bütçeden eğitime ayrılan payın azaltılması,

5.Öğretmenin karar verici değil sadece belirlenen programları uygulayan olduğu bir kimliğe sahip olması,

6.Öğretmenlik mesleğinin sınıf içerisi ile sınırlandırılması ve sadece bu anlamda profesyonelleşmesi,

7.Sorumluluklar ve görevler artarken, hakların gerilemesi,

8. Çalışma saatlerinin, maaş karşılığı ders saatlerinin artırılması ve bunun sonucu olarak öğretmen açığının yeni öğretmen istihdam etmeden azaltılması,

ÖMK ile siyasi iktidar tarafından hedeflenenlerinin listesini uzatmak mümkün ancak burada asıl soru bu konu ile ilgili neredeyse sayısı 1 Milyona ulaşan öğretmenlerin ne diyeceği, nasıl bir tutum alacağıdır. Kuşkusuz öğretmenler kendi mesleklerine, öğrencilerine ve verdikleri kamusal hizmete olumsuz etkisi olacak böylesi bir yaklaşımı reddedecektir.

Öğretmen dünyayı değiştirir

Eğitim Sen olarak bu olasılığı değerlendirdiğimiz ve önümüzdeki dönem ÖMK ile ilgili çalışmaların yoğunlaşacağını öngördüğümüz için başlatmış olduğumuz “Öğretmen Dünyayı Değiştirir” kampanyamızın da bu konu üzerine inşa edildiğini belirtmek gerekir. Bu kampanya kapsamında tüm tüm öğretmenlerin gerçek gereksinimlerini ve taleplerini açığa çıkaracak bir çalışma yürüterek tüm okulların öğretmenler odasında öncelikle kendi tartışmamızı yürütmeyi planlamaktayız. Yapacağımız tartışmalar sonucunda yasanın kapalı kapılar ardında bizlere rağmen değil bizim tarafımızdan hazırlanmasını hedeflemekteyiz. Yasa hazırlanırken konunun öznelerinden bağımsız hazırlanması düşünülemez.

Yürüteceğimiz tartışmalar sonucunda hazırlayacağımız taslağı hem kamuoyu ile paylaşacağız hem de tüm öğretmenlerin onayına sunacağız. İnanıyoruz ki ,neredeyse tüm öğretmenlerin katlımı ve onayı ile oldukça geniş bir mutabakat oluşturulacak ve öğretmenlerimiz kendi oluşturdukları mutabakata sahip çıkacaklardır. Tüm öğretmenlerin mutabık kaldıkları metnin yasalaşması en doğru ve olması gereken olacaktır.

Bütün bu anlatılanlar çerçevesinde 2019 yılının tüm öğretmenler ve öğrencilerimiz için oldukça önemli ve yakın geleceği belirleyici bir yıl olacaktır. Tüm düşlerimizin gerçekleştiği bir yıl olması dileği ile bütün eğitim emekçileri ve öğrencilerimize iyi yıllar.