Turgut Kazan, polise molotof atanı öldürme yetkisi verilmesini Uğur Kurt’un öldürülmesi üzerinden örneklendirdi; her türlü öldürmenin “meşru müdafaa” sayılacağına dikkat çekti

Öldürme meşrulaştırılıyor

ELÇİN YILDIRAL  e.yildiral@gmail.com

Meclis’e sunulan “Güvenlik” paketine yönelik tepkiler sürüyor. Polisin yetkilerini arttıran silah ve zor kullanma yetkisini genişleten yeni düzenlemeyi Hukukçu Turgut Kazan BirGün’e değerlendirdi. Kazan, polise tanınan molotof atan kişiyi öldürme yetkisini, Okmeydanı Cemevi’nde polis tarafından öldürülen Uğurt Kurt’u örnek göstererek açıkladı.
‘Gösteri, toplantı ve yürüyüş hakkı’ kullanılırken molotof atılmasının zaten “suç” sayıldığını belirten Kazan, ancak “Güvenlik Paketi”yle polis molotof atan kişiyi öldürebilecek” dedi. Kazan yetkiyi “Uğur Kurt, başkaları tarafından atılan molotof nedeniyle öldürüldü. Ve savcı olayın dışındaki bir insanın öldürülmesini bile neredeyse ‘meşru müdafaa’ ve ‘ölçülü’ saldırı saydı. Dolayısıyla çok tehlikeli bir yetki bu” sözleriyle değerlendirdi.


YARGI KOMİSER GİBİ! 
Paketle polise çok geniş yetki tanındığını belirten Kazan, mahkeme kararı olmadan 48 saat gözaltı yetkisi getirilmesinin zaten hukuk dışı olduğunu kaydederek, “Ancak 48 saat süresince gözaltındaki kişi hiçbir hukuki hakkını kullanamayacak. Yargıya götürdüğünüzde bir sonuç alamayacaksınız. Yargı, hükümetin komiserliğine dönüştürülmüş, güvencemiz de yok” dedi.

KARANLIK BİR POLİS DEVLETİ...
Polise boyalı su kullanma yetkisi verilmesine ilişkin de görüşlerini aktaran Kazan, “Boyalı su kullanarak göstericilerin işaretleneceğini, böylelikle gözaltı veya yakalamanın kolaylaştırılacağını ifade etti. Boyalı su kullanımının; toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkına tamamen aykırı olduğunu söyleyen Kazan, paket ile Türkiye’nin daha koyu karanlık bir polis devletine sürükleneceğine vurgu yaptı. Kazan, “Bu yasa tasarısı kabul edildiği zaman edildiği zaman polis dilediği gibi arama yapmak, zor kullanmak, gözaltına almak gibi imkanlara sahip olacak” şeklinde konuştu.