‘Bir Göz de Sen Ol’ inisiyatifi devletin silahlarıyla öldürülen çocukların ailelerini adreslerini tespit edip hem bir saha araştırması yaparak bunu bir kitap halinde kamuoyuyla paylaşmaya, hem de akıbetleri ve faillerinin yargılanmasını sağlamak üzere yeni bir çalışma başlatıyor. İnisiyatifte eski milletvekili, ressam, yazar ve tiyatrocular yer alıyor.
“Çocukların Hikâyesi” adlı proje 1991 yılından bu yana öldürülen 376 çocuğun hikâyelerini anlatacak. Projenin amacı medya, eğitim, asker ve polis  tarafından ‘terörist’ veya ‘kaçakçı’ olarak isimlendirilen çocuklara kimliklerini iade etmek ve topluma bunların çocuk olduğunu hatırlatmak olarak belirlendi. Proje kapsamında Devlet Denetleme Kurulu’ndan diğer ilgili bakanlıklara ve Cumhurbaşkanlığı’na da başvurular yapılarak, çocukların öldürülmesine ilişkin bilgilerin istenmesi planlanıyor.
Konuya ilişkin görüşlerini ANF’den İsmail Yıldız’la paylaşan proje inisiyatifi aktivistlerinden Ressam Sevinç Altan, 21 Kasım 2009’da ‘Bir Göz de Sen Ol’ inisiyatifini oluşturduklarını söyledi. Altan, öldürülen çocuk sayının 11 Kasım 2010 itibariyle 376’ya ulaştığına dikkat çekti.
HAKİKATI ORTAYA ÇIKARMAK İÇİN
Altan yapacakları çalışmayla ilgili şunları anlattı:
“Bu çocukları öldüren serseri kurşunlar değil, trafik değil, hiçbiri kazara da ölmedi. Bu çocuklar bizzat devlet tarafından hedef alınarak öldürüldüler; terörist ilan edilen Uğur Kaymaz gibi, kaçakçı olduğuna hükmedilerek vurulan Mehmet Nuri Çoban gibi. Farklı ve sürekli eylemler, paneller vs düzenleyerek aralıksız ses çıkarmaya çalışacağız, rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Yüzleşme öncelikle ‘hakikati ortaya çıkarma ve kabul etme cesareti’ olarak tanımlanır. Ardından acıyı tanımak, acılarda ortaklaşmak, suç ve ihlalleri tesbit etmek, onun ardından da hesap sormak, hesaplaşmak gelir. Hatırlanmak istenilmeyen ya da yanlış hatırlatılan bir geçmiş geleceğimizi de yanlış kuruyor, geçmiş tekrarlanıyor, çocuklar öldürülmeye devam ediyor. Ve hakikat ortaya çıkarılmadıkça, görünür kılınmadıkça da kulakları sağır eden bir sessizlikte çok kolay ölümlere kurban gidiyorlar. Hrant öldürüldüğünde yüz binler ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyerek nasıl ki sessizliği yırtmıştı, biz de bir anlamda o çocukların gözleri olup insanları bakmaya, görmeye davet ediyoruz. Hakikatle, vicdanla yüzleşmeye, kabul etmeye.”
Konunun saha çalışması kısmında koordineyi sağlayan Funda Danişman ise, önce çocuklarının öldürüldüğü yerlerin ve ailelerinin tespit edilerek, sonra oluşturulacak bir havuzda bütün bilgilerin toparlanacağını, bu süre içinde de kamuoyu oluşturmanın hedeflendiğini söyledi.