"Olmayan Çağdaş Sanat Müzesi" Ankara'da açıldı

Ankaralı çağdaş sanatçılar, 'Olmayan Çağdaş Sanat Müzesi' projesine imza attı.

Müze manifestosunda şu ibareler yer aldı: "Müze manifestosunu okuyarak açılışa katılabilir, devam eden süreçte müzemize dahil olabilir, eserleri istediğiniz zaman istediğiniz şekilde inceleyebilir ve dilediğiniz gibi paylaşabilirsiniz. Not: flaş kullanmak serbesttir."

Müze hakkında şu ifadelere yer verildi:

"Cumhuriyetimizin 100. yılında Ankara'da bir fiziki çağdaş sanat müzesinin bulunmayışı çağdaş sanat müzesinin olmadığı anlamına gelmemelidir.

Cumhuriyetle 100 yılını tamamlamış bir Türkiye elbette ki dünya kültür ve sanat gelişmelerinde en ön safhalarda yer alacak hatta bu anlamda öncü projelerin de sahibi olacaktır. Bu anlamda Ankara'nın yüz yıllık modernite birikimiyle böylesi anlamlı bir projeye ev sahipliği yapması hiç şaşırtıcı değildir. Müzeler, insanlığın iyi ve kötü her anlamda en önemli gelişmişlik göstergelerinden biridir. Dolayısıyla biz ülke olarak bugün her ne kadar fiziki olarak bir çağdaş sanat müzesine sahip olmadığımızı düşünsek de bu aslında sistemin bize dayattığı bir aldatmacadır.

Günümüzde inşa edilen avm, plaza, gökdelen vb gibi yapılar zamanımızın tanığı ve en önemli çağdaş sanat nesneleridir. Bu nereden baktığınıza ve ne görmek istediğinize göre değişir. Bugün dünya üzerindeki müzelerin varlığı da zaten tartışmalı bir konu değil midir?  Müzeler neleri göstermekte ve neyi örtmektedir? Dolayısı ile bugün çevremizde gördüğümüz her türlü çarpık kent nesneleri; kapital para tuzakları, tüketim ve hız odaklı şehir tasarımları,  orantısız ucube beton yapılar, canavarlaşan araç trafiği, yeşilsiz, huzursuz, mutsuz şehir ortamları, bilinçsiz kimliksiz insan yığınları, hepsi birer çağdaş sanat nesnesidir ya da değildir. Bu nesneler en az müzelerin ve içindeki nesnelerin sanat nesnesi gerçekliği kadar gerçektir ve hayatımızda en az o ölçüde hatta daha da fazla bir etkiye sahiptir. 

Emperyalizmin neoliberal ekonomi doktriniyle yarı feodal 3. Dünya  ülkelerine has geliştirdiği sağ ideolojili iktidar manipülasyonlu yaşam tezahürünün sanatı da başka ne olacaktı ki. Çıkar odaklı sömürü düzeni, Türkiye ve Ankara'yı bugün dünya kültür ve sanat gelişmelerinden uzaklaştırmakta merkezin taşrası olarak kurgulamaktadır. Ancak iyi bilinmelidir ki bugün çağdaş sanatçının olduğu her yer artık Çağdaş Sanat merkezi ve çağdaş sanat alanıdır.

Biz çağdaş sanatçılar oluşturduğumuz bu dünyanın ilk "OLMAYAN ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ" ile uluslararası bir çağdaş sanat projesine imza atmış bulunuyoruz. Böylesi bir projenin gelişmesinde en büyük pay sahibi tabi ki uluslararası güdümlü sömürü odaklı sağ ideoloji ve iktidarlar ve o iktidarları var eden insan yığınlarıdır. O yüzden bu dünyanın ilk "Olmayan Çağdaş Sanat Müzesi"ni onlara atfediyoruz. Onlar var oldukça OLMAYAN ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ" de bütün çarpıklığıyla bütün yokluğuyla var olmaya devam edecektir. Yaşasın Olmayanların Varlığı."