Onur Yaser Can için verilen her karar eksik

Onur Yaser Can’ın karakolda yaşadığı baskı ve işkence nedeniyle intihar etmesinin üzerinden 11 yıl geçtikten sonra sorumlu polisler hakkında soruşturma izni verilsemesine tepki büyük. Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, verilen her kararın eksik olacağını söyledi.

İstanbul Taksim’de gözaltına alındıktan sonra işkenceye maruz bırakılan ve daha sonra 24 Haziran 2010’da yaşamına son veren Onur Yaser Can’ın ölümüne neden olduğu belirtilen polisler hakkında soruşturma izni verildi. İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli eski Başkomiser Hakan Aydın, polis memurları Soner Gündoğdu, Salih Bahar, Muhammet Ongun, Onur Ülker ve Yunus Başak ‘görevi kötüye kullanma’ suçlaması karşısında yeniden soruşturulacak.

AİLEMİ KAYBETTİM

Onur Yaser Can’ın ölümünün ardından annesi ve babası da yaşamını yitirdi. Ailenin hayatta kalan tek üyesi Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can. Abla Ezgi Sevgi Can, davayı ‘bir ailenin tek tek katledilmesi davası’ ifadeleri ile anlattı. 11 yıl sonra polisler hakkında soruşturma izni verilmesini ‘olumlu bir gelişme’ olarak değerlendiren Can, “Ama benim için, verilecek her karar eksik ve yetersiz olacak. Çünkü ben en değerli varlığım olan ailemi, bu işkenceciler yüzünden kaybettim” dedi. Can, 10 yılı aşan adalet sürecinde yaşadıklarını aktarırken abisinin başarılı bir mimar, müzisyen ve sosyal ilişkileri kuvvetli bir insan olduğunu vurguladı ve “28 yaşındaydı, bir sürü hayali olan genç bir insan. İntihar etmek gibi hiçbir düşüncesi olamazdı. Ona 20 gün içerisinde nasıl bir travma yaşatıldığını ve kesinlikle bir işkence olduğunu biliyorduk. İşkencecilere bir hukuk mücadelesi” diye konuştu. Can, şunları söyledi: “Bu basit bir evrakta sahtecilik dosyası değil; 28 yaşındaki bir gencin çıplak arama işkencesine maruz kaldığını, ardından defalarca narkotik büroya çağrılarak, ifadelerinin değiştirilerek zorla, tehditle imzalattırılması sonucu intihara sürükleyen bir süreç olduğunu; dolayısıyla bunun bir cinayet davası, bir işkence davası olduğunun altını çizdik. Bunun bir ailenin tek tek katledilmesi davası olduğunu belirttik dilekçede.”

Davada, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi iki polis hakkında, ayrı ayrı 6 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası kararı vermişti. Mahkeme, ayrıca; Can’ın tekrar ifadeye çağrılması ve sahte tutanak düzenlenmesi suçlamasıyla diğer polisler hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu ancak İstanbul Valiliği, polisler hakkında soruşturma izni vermemişti.

ANKA