Resim, heykel, seramik gibi sanat dalları sanatçısından, galericisine büyük ekonomik çöküşte. Pandemi boyunca devlet desteğinden faydalanamayan sanatçılar maddi manevi hiçbir istihdama sahip olamadıklarından yakınıyor ve acil yardım talebinde bulunuyor.

Pandemide heykel ve resim görünmez oldu

Işıl ÇALIŞKAN

Pandemi, sanatın birçok alanında tahribata yol açtı, açmaya da devam ediyor. Güzel Sanatlar fakültelerinin plastik sanatlar alanındaki resim, heykel, seramik, cam bölümleri her yıl binlerce mezun veriyor. Birçoğu güvencesiz şartlarda çalışan sanatçılar, pandemi de eklenince işin içinden çıkamaz hale geldi. Doların artmasıyla birlikte üretim malzemeleri de uçuk fiyatlara ulaştı. Öte yandan sanat galerileri de ekonomik zorluklara dayanamayıp birer birer kapanırken sanatçılar için eserlerini alıcısına ulaştıracak araçlar gün geçtikçe azalıyor. Sanatçılar ve galeri sahipleri 11 aydır hiçbir devlet desteğinden faydalanamadı. Heykeltıraş Ebru Kıdıman, Küratör İbrahim Karaoğlu ve galeri yöneticisi Yüksel Önder Maden ile plastik sanatların var olan sorunlarını ve pandemi etkisini konuştuk.

MADDİ MANEVİ OLUMSUZLUKLARLA KARŞILAŞTIM

Heykeltıraş Ebru Kıdıman, 2 sene boyunca pek çok belediye ile çalışan bir heykel fabrikasında çalıştığını ancak pandemi sürecinde de iş hakkının feshine karar verildiğini ve işten çıkartıldığını anlatıyor. pandemide-heykel-ve-resim-gorunmez-oldu-836742-1.Bireysel olarak çalışmaya devam ettiğini ancak ülke koşulları, yapılan kısıtlamalar ve zamlarla birlikte pek çok heykel işçisi gibi birçok maddi manevi olumsuzlukla karşı karşıya kaldığını belirten Kıdıman, “Bu sadece dünyaca yaşadığımız bir sürecin sonunda ortaya çıkan sorun değildi. Maalesef ülkemizde görsel sanatlar maddi ya da manevi bir istihdama sahip olamadı” diye konuşuyor. Sanatçı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Günü kurtarmaya yönelik oldukça vizyonsuz pek çok işi sırf hayatlarımızı idame ettirmek için yapmak ve yok denecek kadar düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldığımız aşikâr. Ama bu durumun en büyük suçlusu biz emekçileriz. Çünkü ne örgütlü hareket etmeyi başarabildik ne de hakkımız olan paraları talep edebildik. Atölyelerini kapatan, sözleşmesi olmasına rağmen hak edişini alamayan pek çok sanatçı ya da sanatçı adayı yeni mezunlar iş güvenliği olmayan denetlenmeyen atölyelerde hayatını riske edecek çalışma ortamında güvencesiz çalışmaya zorlandı ki bunun sorumlusu da bunu denetlemeyen gerekli kurumlardır.” Çözüm önerisini sunarak sözlerini sonlandıran Kıdıman, “Üretim ortamında salt sermaye, patron-işveren çıkarları değil hakları verilerek güven ortamında hayatını devam ettirmesi için gerçekçi meblağlar ve gerçekçi çözümler biz kültür sanat emekçilerini toplumdaki, iş hayatındaki var oluşunu kabullenilmesinde etkili olabilir” şeklinde konuşuyor.

GALERİ SATIŞLARI NEREDEYSE SIFIRA İNDİ

Nurol Sanat Galerisi’nin yöneticisi Yüksel Önder Maden, “25 yıldır bilfiil bu mesleğin içerisindeyim. Hiç bu kadar ağır bir durum yaşanmadı” diyor. pandemide-heykel-ve-resim-gorunmez-oldu-836743-1.Hem sanatçılar hem de galeriler açısından durumun böyle olduğuna dikkat çeken Maden, “İşin ekonomik dönüşü yalnızca sanat galerilerinde değildir. Zaman zaman sanatçılar kendi atölyelerinde de resim satarlar. Bir sanatçı yalnızca ürettiği eserle yaşıyorsa onların durumu gerçekten çok ağır” şeklinde konuşuyor. Ayrıca bir sanat eserini üretmenin de maliyeti olduğunu belirterek, “Onun tuvali, boyası, fırçası doların da artmasıyla inanılmaz rakamlara ulaştı” diye konuşuyor. Özellikle gençlerin durumuna dikkat çeken Maden, “Pandemiden önce de çok parlak durumda değillerdi” diyor.

Hiçbir devlet desteğinden faydalanamadıkları için galerilerin kapanmaya başladığını söyleyen Maden, “Mekân sizin bile olsa oranın vergi giderleri, kirası, personeli de vardır. Artık galerilerde durumlar neredeyse sıfır satışa indi” diyor.

Maden, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Nasıl tiyatroyu, sinemayı göz ardı edemezseniz plastik sanatları da edemezsiniz. Sanat galerilerini de aynı şekilde. Galeriler olmadan sanatçılar eserlerini nasıl sergileyip satacaklar? Bunların hepsi bir zincir ve çok acil destek bekleyen bir kitle. Çok sıkıntılı bir süreçteyiz. Endişeli bir şekilde bekliyoruz.”

GELECEK DAYANIŞMAYLA ŞEKİLLENECEK

Pandeminin gölgesinin sanatın her alanını etkilediğini ifade eden Küratör, Yazar İbrahim Karaoğlu, günlük yaşam ritüelleri gibi sanatın üretimi, algılanma ve pazarlama biçimlerinin de farklılaştığını söylüyor. pandemide-heykel-ve-resim-gorunmez-oldu-836744-1.Karaoğlu, plastik sanatta yaşanan sorunları şöyle sıralıyor: “Sorunlar ressam ve heykeltıraşların üretimde kullandıkları materyallerin dövize endeksli satılması; sanat mezunu gençlerin istihdam edilemeyişi; sergileme mekânlarının çoğunun kapanması; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın daha çok “Turizm Bakanlığı” gibi çalışması ve ressamlara, heykeltıraşlara ekonomik yardımda bulunmaması; sanatçıların kendilerini özgürce yansıtamamasıyla kalmıyor. Hem pandeminin etkisiyle hem de uygulanan gerilimli dış politikanın etkisiyle sanatçılarımızın uluslararası etkinliklere katılmada yaşadıkları zorluklar ve sanat ürünlerinin satışındaki azalmalar nedeniyle yüzlerce sanatçımız zor koşullarda yaşıyor.” Bu dönemde sanatın pazarlanmasında ve alıcıyla, izleyiciyle buluşmasında çevrimiçi süreçlerin etkinleştiğini belirten Karaoğlu, “Uluslararası pek çok sanat fuarı, müzayede gibi etkinlikler dijital ortamlarda gerçekleşiyor. Geçen yıl dünyanın önemli metropollerinde yüzlerce müzayede yapılmış. Uluslararası müzayede şirketlerinin satışları pandemi öncesine göre birkaç kat artmış. Bizde de müzayede şirketlerinin sayısı bu süreçte çok artı. Aylık müzayede sayısı yaklaşık 30 civarında” diyor. Ancak hem uluslararası hem de ulusal müzayedelerdeki satış gelirlerinden sanatçıların payına (bir kısım sanatçı dışında) düşen payın çok az olduğunu söylüyor ve ekliyor Karaoğlu: “Çok büyük paralara satılan yapıtların çoğu sanatçı atölyelerinden çıkan yapıtlar değil. Pek çok yapıt sanat tüccarları arasında el değiştiriyor. Kapitalizme göre sanat metadır hep. Bu hiç değişmiyor.” Dayanışmanın önemine dikkat çeken Karaoğlu, “İngiliz sanatçı Matthew Burrows’un sosyal medya üzerinden sanatçılara çağrıda bulunduğu paylaşımcı ve dayanışma ve örgütlenme modeli çok işlevsel. Uluslararası bir harekete dönüştü. Londra’da yaşayan sanatçımız Seçil Erel tarafından da #sanatcidestekbirligi adıyla çok daha yaygınlaşıyor. Gelecek dayanışmayla şekillenecek...” diyerek sözlerini sonlandırıyor.