İşçiler, eylem alanında da patronlar tarafından hak ihlallerine uğruyor. Bekaert, Aluform Pekintaş, Barutçu ve son olarak da Işıl Tekstil... Bu fabrikalardaki direnişler engellenmek istendi ancak emekçiler vazgeçmiyor

Patron ne yaparsa yapsın işçi direnişte
Barutçu Tekstil işçileri, tüm müdahalelere rağmen eylemde.

Dilan ESEN

Ülkedeki işçiler, patronlarla sadece işyerinde değil, fabrikaların önünde yaptıkları eylemlerde de mücadele ediyor. Kocaeli, Tekirdağ, Bursa’daki fabrikalarda direnen işçiler, eylemleri sırasında işverenlerin direkt müdahalesine maruz kaldı. 

Buna son örnek Tekirdağ’da yaşandı. Öz İplik-İş Sendikası’na üye olan işçiler, işyerinde baskıya maruz bırakıldı. Buna karşı fabrikanın önünde basın açıklaması yapan işçileri engellemek isteyen, işveren su fıskiyeleri döşedi. Ardından fıskiyeler çalıştırıldı. Sendika yetkililerinin bölgeye yaklaştığı sırada fıskiyelerin açıldığı iddia edilirken yıllardır aynı olan işçi servis güzergâhlarının da değiştirilerek fabrikanın arka tarafından çıkışlar yaptırılmaya başlandı. 

Engele tek örnek bu da değil. Bursa’da 1 yıldır Barutçu Tekstil patronunun işten çıkarttığı için fabrikanın önünde eylemdeki işçilerin direniş alanına şubatta amonyak dolu bidonlar getirildi. Bidonlardan çıkan gaz nedeniyle direnişçi işçiler hastanelik oldu. Kocaeli’nde Bekaert fabrikasında geçen haftalarda işten çıkarılan Birleşik Metal-İş işyeri temsilcisi için eylem yapan işçilere yemek getirilmesi engellendi. 

Düzce’deki Aluform Pekintaş fabrikasında da işten çıkarıldıkları için bir yıldır direnişte olan işçiler bu süreçte çeşitli müdahalelerle boğuştu. İşçilerin eylemi Düzce Valisi tarafından yetkisini aşan şekilde tam 120 gün yasaklandı. Yine de eylemlerine devam edilen işçilere, işveren şikâyetiyle fabrika önüne 150 metre yaklaşmama cezası verildi. 

Işıl Tekstil, işçiler eylem yapmasın diye fıskiye çalıştırdı.

YILMAK YOK 

Öz İplik İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı, Çerkezköy İlçe Başkanı Bünyamin Bayır, engelleme girişimlerine karşı yılmadıklarını söyledi. “Yeri geliyor vinç kiralayıp örülen duvarların arkasından emekçilere sesleniyoruz” diyen Bayır, sendika üyeliğinin engellenmek istenmesine karşı yetki prosedürünün değiştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Sendikaya üye olmanın anayasal bir hak olduğunu hatırlatan Bayır, şunları ifade etti: “Yetki prosedürünün süreçleri ilgili de sıkıntılar yaşıyoruz. Örgütlenmenin önündeki en önemli engellerden biri de işverenlerin anayasal bir hak olan örgütlenmeyi engelleme halinde verilen cezaların az olması. Yetki sürecinin uzunluğu ve süreçlerini fırsat bilen işverenler tarafından bu aleyhe kullanılmakta, yetki sonrasında da konuyu yargıya taşıyıp geçen bu süreçte işçi üzerinde baskı kuruyor.” 

DUVAR ÖRDÜLER 

Sendikal hareketin, örgütlenme noktasında ciddi problemlerle karşılaştığına değinen Bayır, karşılaştıkları durumları şöyle anlattı: “Fabrika önüne gelmemizi engellemek adına döşetilen fıskiyeler, işçilerle teması engellemek için mevcut fabrika telinin dışına yeni duvarlar örülmesi, bahçeye demir kapı yaptırılarak ses kesici yalıtım yaptırılması, işçilerin büyük bir bölümü sendikaya üye iken ve işverenin bundan haberi olmadığı için işçileri işten çıkarma ile tehdit edip fabrika bahçesine topluca çıkartıp sendikayı yuhalatması. Fabrikaya önünde dağıtmaya çalıştığımız sendika bilgi broşürlerinin alınıp yırtılmaya çalışılması, işverenin şikâyetiyle sendikacının fabrikaya yaklaşamama cezası alması. Özel sektörde işçilerin sendikalı olması ciddi şekilde engellenmekte ve biz sendikalar olarak her geçen sendikal harekette yeni bir engel ile karşılaşmaktayız. İstihdam azalırken, iç pazar daralırken, ihracat düşerken kimsenin kılı kıpırdamıyor. Ortada bir sıkıntı var, emekçinin sırtına yükleyerek de çözülemeyecek bir sıkıntı. Emekçinin hakkını gerçek anlamda vererek bu sürece müdahale edilmeli.”