Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini desteklemesini değerlendirdi. Han, "İsveç’in NATO üyeliğine onay verilmesi de mevcut şartlarda Batı ile ilişkilere dair zaruri düzeltme hamlesinin bir uzantısı” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ahmet Kasım Han: Erdoğan'ın İsveç adımı beklenmedik değildi
Fotoğraf: AA

DIŞ HABERLER SERVİSİ

NATO Zirvesi Litvanya'da gerçekleşti. Rusya sınırına yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta bulunan Litvanya'nın başkenti Vilnius'taki zirveye 31 NATO ülkesinin yanı sıra, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Ukrayna lideri katıldı. İki günlük zirvenin ilk gününde İsveç’in üyeliği de masaya yatırıldı.

NATO’ya üye ülkelerinin hükümet ve devlet başkanlarını bir araya getiren zirveye Finlandiya, ilk kez tam üye olarak katıldı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Finlandiya'nın ardından önceki günkü anlaşmayla İsveç'i de yakında NATO'nun tam üyesi olarak göreceklerini belirtti.

Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini desteklemesinin sürpriz olmadığını belirten Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, “Bugün Türkiye, dış politikasında el yükseltmeyi, tırmandırarak pazarlık yapmayı seviyor. Bunun bir pazarlık stratejisi olarak işe yaradığını düşünüyoruz. Ancak, nihai sonuçlar üzerinden gidersek bugüne kadar bu şekilde yürütülen pazarlıklarla fazlaca bir somut kazanımın elde edildiği de söylenemez. İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin sürecin de bugüne kadar oluşmuş olan çerçevenin dışında gerçekleşmiş olduğu söylenemez. Tam aksine buna uygun gerçekleşti” dedi.

Han, “Seçime kadar izlenen siyasetin hem dış hem ekonomik bakımından hem de iç politikada temel amacı seçimin kazanılmasıydı. Bu üç alanda tabii seçime yönelik kaygılar farklı oranlarda rol oynadı. Ekonomide yapılan tercihlerde tamamen seçime yönelik kaygılar tol oynarken, dış politikada daha az ancak önemli bir etki söz konusu. İç siyasette elbette daha kolay bu tür bir önceliklendirmenin anlık maliyetlerini yönetmek. Ancak, seçimden sonra her alanda zaruri düzeltmelerin yapıldığını görüyoruz. İç siyasette bu düzeltmenin etkisi daha az; ekonomideyse meredeyse bütünüyle bir dönüş var. Neticede her alanda izlenen politikaların yeniden çerçevelendiğini görüyoruz. İsveç’in NATO üyeliğine onay verilmesi de mevcut şartlarda Batı ile ilişkilere dair zaruri düzeltme hamlesinin bir uzantısı.” ifadelerini kullandı. AKP iktidarının Batı odaklı bir yaklaşım benimsemesini beklenmedik bulmadığını söyleyen Han, “Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde kurumsal konumu Batı ittifakı içerisinde. Ekonomide de ülkenin ihtiyaç duyduğu kaynağı sadece Batı sağlayabilir. Burada bağımsız davranmak için dış politikanızın ve ekonominizin sağlam olması, kırılgan ve bağımlı olmaması lazım. AKP tarafından izlenen politikalar mevcut dinamiği değiştirecek, siyasi ve ekonomik bakımdan ülkenin daha bağımsız hareket etmesini sağlayacak sonuçlar elde etmiş değiller. Mevcut halleri ile de bu sonucu vermesi kolay değil diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Ahmet K. Han, Beykoz Üniversitesi 

Han şunları söyledi: “Dünyada dışarıdan kaynak girişine ihtiyaç duyan ülkelere gelen kaynakların çoğunluğunun nereden geleceği bellidir. Sermayenin kurumsal kimliği, milliyeti ne olursa olsun, risk ölçümünde kullandığı kriterler fazlaca değişmez. Birinin yüksek risk görüp gelmediği yere diğeri de gelmek istemeyecektir. Eğer geliyorsa, bir sermaye odağı sahip olduğu kaynağı başkalarının uğramak istemediği yere yönlendiriyorsa, başkalarının finanse etmediği bir fırsatı, yatırımı finanse ediyorsa, ya başkalarının bilmediği bir şeyi biliyordur, ki bu da diğerleri tarafından anlaşıldığı anda onlar kaçacaktır ve siz de tekil bir kaynağa mahkûm olacaksınızdır; ya da başkalarının alamadığı, erişemediği çıkarlara tavizlere ulaşabiliyorlardır ki bu da yukarıdaki aynı sonucu verir. Bu tür münhasır ilişkiler uluslararası fon erişiminizi artırmaz aksine azaltır. Kısa vadeyi bir ölçüde kurtarır ama uzun vadede bedeli ağır olur ve sürdürülmesi de zordur. Dünyadan sermaye çekmek istiyorsanız yapmanız gerekenler bellidir. Bu öyle çok fantezilere açık, size çok fantastik işler yaptınız diye kredi açan bir ortam değil.”