Prof. Dr. Emre Kongar: Toplumu karpuz gibi bölen bir anayasa olmaz!

CAN UĞUR

Yüksek Seçim Kurulu’nun tartışmalı ‘mühürsüz zarfların kabul edilmesi’ kararı ve sandık başında yaşananlar referandumun sonuçları ile ilgili kafa karışıklıklarını artırdı. Süreci, Prof. Dr. Emre Kongar’a sorduğumuzda ise yaşananların yeni bir anayasanın kabulü için ciddi soru işaretleri barındırdığını söyledi. Kongar, kabul edilen anayasanın içeriği itibari ile meşru olmadığının altını çizdi: Halk oylaması halka sunulan yeni anayasanın maddeleri itibariyle meşru değildi. Kuvvetleri ayrılığı ortadan kaldırılırken yetkiler tek adamın eline veriliyordu. Bu açıdan bakıldığı zaman zaten referandumun meşru olduğunu söyleyemeyiz.

OHAL döneminde böyle bir seçime gidildiğini hatırlattığımız Kongar şöyle devam etti: OHAL döneminde bu referandum yapılması zaten başlı başına sıkıntılı bir durum. İktidarın ‘Evet’i desteklediği halkın paralarının ‘Evet’çilere akıtıldığı bir süreçte meşru ve adil bir seçimden bahsedilemez. Bunca baskının olduğunu bir ortamda Hayır oylarının oldukça yüksek çıkması ise sürecin bir başka boyutuna işaret ederken bu durumu Prof. Dr. Kongar’a sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi: Bunca baskı ortamına rağmen toplumun yarısı ‘Hayır’ dedi. Antidemokratik uygulamaların tavan yaptığı bir süreçte bunca insanın ‘Hayır’ demesi Türkiye’deki demokrasi kültürü açısından oldukça umut verici bir gelişmedir.

Emre Kongar, adaletsizliklere karşı direniş çağrısında bulunarak şunları söyledi: Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz zarflar için verdiği kararın kabul edilebilir bir yanı bulunmuyor. Bunun dışında yine türlü hukuksuzluklar mevcut. Kongar sözlerini şu ifadelerle noktaladı: Anayasalar evrensel anlamda uzlaşı metinleridir. Toplumsal uzlaşı üzerine inşa edilmeleri gerekir. Ama görünen o ki uzlaşı yerine kutuplaşma havası hakim. Toplumun karpuz gibi ortadan ikiye bölündüğü bir anayasa oylamasının uzlaşı getirmesi söz konusu olamaz. Bu durum hem siyasal anlamda hem de sosyolojik olarak yanlıştır.