Leopard tankları kararı ABD’nin Berlin üzerindeki etkisini bir kez daha gösterdi. İktidarlar değişse de durum değişmiyor. Bağımlılık ilişkisinin merkezinde ‘Küçük Amerika’ olarak bilinen Ramstein'deki ABD üssü var.

Ramstein Üssü küçük Amerika
Ramstein’deki askeri üste binlerce ABD askeri var. (Fotoğraf: AA)

Ezgi GÜNEYTEPE / Göttingen

Ukrayna’ya leopar tanklarının verilmesi kararı sonrası ABD´nin Alman siyaseti üzerindeki 70 yıllık nüfuzu üzerine alevlenen tartışmalar devam ediyor. Yeşiller Partisi ve Hür Demokratların açık ABD yanlısı tutumu karşısında direnemeyen Sosyal Demokrat Partili Başbakan Olaf Scholz, “direnmeye” çalışsa da sevkiyata onay verdi. Sosyal Demokrat Partili Savunma Bakanı Christine Lambrecht istifa etti. Koalisyondaki üç parti arasındaki çatlağın büyümesine neden olan leopar tankı meselesi, Rusya konusunda temkinli Şansölye Olaf Scholz´u da çıkmaza soktu. İktidarlar değişiyor lakin ABD ile birlikte tavır alan Alman dış politikası değişmiyor. ABD emperyalizmi ve Alman silah sanayi çıkarları ortak bir savaş politikası doğuruyor.


Silah sevkiyatı kararı ile bir kez daha alevlenen Almanya üzerindeki ABD etkisi tartışmalarının odağında ise “Küçük Amerika” olarak bilinen ABD’nin askeri üssü Ramstein bulunuyor. İkinci Dünya savaşı sonrası Almanya’nın Fransa sınırına kurulan üstte 9 bine yakın Amerikan askeri bulunmakta. Bölge için adeta önemli bir işveren rolü oynayan askeri üs yerel yönetim içinde hatırı sayılır bir gelir kaynağı. Her ne kadar hava üssünde Alman kanunları geçerli gibi görünse de gözlemler bunun pek de gerçekçi olmadığı yönünde.

AVRUPA’DAKİ ABD KALESİ

ABD’nin kendi toprakları dışındaki en büyük üssü Ramstein sadece Amerikan savunması için önemli bir konuma sahip değil. Aynı zamanda NATO’nun bir komando birliği olan Allied Air Command´ın merkezi de bu hava üssünde bulunuyor. NATO buradan üye ülkelerin uzay hareketlerini takip ediyor. Ukrayna savaşına ilişkin toplantılar da sıkça burada gerçekleşmekte. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi ardından 30 bin askerini ve sivili buraya göndermesi ile gündeme gelen üs Almanya’da bulunan diğer 20 ABD üssü içerisinde en stratejik olanı.

Şüphesiz böylesi devasa bir askeri bir üssün ardında iki ülkenin dünya çapında önemli bir operasyonel birlikteliğinin olduğunu, bu birlikteliğin çerçevesini büyük ekonomik çıkarların çizdiğini kestirebilmek zor değil.

BAĞIMLILIK DERİN

Alman ve Amerikan sermayesinin en önemli güncel çıkar ortaklığı ise enerji bağımlılığını azaltma yönünde. Bu durum elbette yenilenebilir enerji sektörünü öne çıkarmakta. Yeşiller Partisi´nin işlevselliği işte bu noktada açığa çıkıyor. Transatlantik ilişkilere oldukça önem veren mevcut hükümet CETA (Kanada-AB Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması) gibi bir anlaşmanın yolunu çoktan açtı. Bir sonraki adım ABD ile bir ticari anlaşma olacağı yönünde. Fakat köklü bir geleneğe sahip Alman sermayesinin ABD ile karşı karşıya gelmeden kendi çıkarlarından da vazgeçmeyeceğini, bunun da kimi zamanlarda, örneğin 1989 ve 2006 yılları arasını kapsayan Rusya ile ticaretin geliştirilmesi ve Rusya´dan hammadde ithalatın artırılması olarak gözlemleyebiliriz. Rusya ile ticaret, Alman teknolojisi ve birikimi ile birleşince ABD içinde tehdit oluşturabilecek bir gücü açığa çıkarmak arzusundan da geri durmayacaktır ki, Sosyal Demokratların Ukrayna'ya silah konusundaki ikircikli tutumlarının ardında bu fikrin yattığını unutmamalı.

YEŞİLLERİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ

Üsse yeniden dönecek olursak, konuya dair yürütülen tartışmaların merkezinde dünya çapında yürütülen bilhassa sivilleri de hedef aldığı gerekçesiyle tartışmalı kimi askeri operasyonların buradan yönetiliyor olması. Bureau of Investigate Journalism in London´un haberine göre 2004 ve 2020 yılları arasında yapılan 14 bin dron saldırısında 2200 sivil öldürüldü. Hedef alınan ülkeler arasında Afganistan, Irak, Yemen, Somali ve Pakistan var. Sivillerin hedef alındığı ve insan haklarının açıkça ihlal edildiğine dair Alman Hükümeti´ne acılan davalar henüz sonuçlanmadı. Alman devleti iddiaları yalanlasa da kamuoyunu ikna etmenin çok uzağında. 2019 yılında sivillere yönelik Ramstein merkezli saldırıların aydınlatılması için dönemin iktidarına baskı yapan Yeşiller Partisi bugün iktidarda iken konuyu tamamen unutmuş görünüyor. Parti Başkanı Bearbock konuya ilişkin bütün röportajları geri çeviriyor.
İktidarlar değişiyor ABD emperyalizmi ve Alman silah sanayinin ortak çıkarlarının doğurduğu dış politika değişmiyor. Bu ortaklığın savaş suçlarının boyutunu tahmin edebilsek de Almanya´nın bu suça ne kadar ortak olduğunu kestirebilmek oldukça zor. Dünya halklarının kaderine dair tartışmalarda Ramstein Askeri üssü önemli bir oynamaya devam edecek. Fakat bu yıl Berlin’de düzenlenen Rosa Luxemburg Konferans’ında, “Üçüncü dünya savaşı istemiyoruz” sloganıyla sokağa dökülenleri de unutmamak gerekir.