DBP Eşbaşkanı Arslan, kaygılarında haklı çıktıklarını kaydederek “Barzani’nin eleştirileri dikkate almaması bu duruma yol açtı” dedi

"Referandum konusunda keşke haklı çıkmasaydık"

HÜSEYİN ŞİMŞEK - @simsekhuseyinn
huseyinsimsek@birgun.net

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumuna karşı çıkarak öncesinde Erbil’i eleştiren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, “Keşke haklı çıkmasaydık diyeceğiz ama bu temenninin hiç bir şeyi değiştirmeyeceğinin de farkındayız” dedi. Ortadoğu’nun içinde bulunduğu savaş ve kaos durumunun temel nedenlerinden birinin de Kürtlerin statü sorunu olduğunu dile getiren Arslan, referandum sürecinde ve sonrasında bölgede yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ortak politika yoktu
Ortadoğu'daki devletler ulus devletçiliği aşamadığı için bölgede sürekli bir savaş ve çatışma hali söz konusu diyen Arslan, “Güney Kürdistanlı partiler ve örgütler dahil bir ortak tutum birliğine varmadan ortak bir kararlaşmaya gitmeden tek bir partinin kararı doğrultusunda alınan kararın tek başına yetmeyeceği hususunu eleştirdik. Ortadoğu’nun en yakıcı sorunu Kürt sorunu ve Kürtlerin statü sorunudur. Kürtler, Ortadoğu’da en güçlü dinamik yapıya sahip olmasına rağmen kendi aralarındaki ulusal birliklerini sağlamamış olmaları, gelecekleri ile ilgili önemli kararları alırken ortaklaşamamaları dışarıdan müdahalelere açık kapı aralıyor. Egemen devletlerin saldırı, işgal ve katliamcı yaklaşımlarına yönelik geliştirilecek en önemli yöntem, kendi aralarındaki ulusal birlik ittifakıdır. Eğer KDP bu hususları göz önünde bulundurarak bir karar alsaydı sonuç çok farklı olabilirdi” dedi.

Her şeye rağmen referandumda halkın yüzde 90’ları aşan “evet” iradesi önemlidir ifadelerini kullanan Arslan, “Güney Kürdistan halkının devletsizliğin getirdiği nedenlere, duygusal bir düşünceyle yaklaşım sergilediğinden dolayı bağımsızlık tercihi aldığı anlaşılır bir durumdur. Ama Kürt halkının öncülerine düşen sorumluluk, süreci doğru yönetmektir. Bugün Kürtlerin Ortadoğu’da ezilmesinin sonuçlarını doğru tespit etmek gerekir. Bizce Kürtler bağımsız bir devlet kurarak değil ancak devleti reddederek özgürlüğüne kavuşabilir. Bağımsızlığı sadece devletle ele almamak gerekiyor. Devletin kendisi iktidar demektir ve iktidarın olduğu her yerde ezen ezilen çelişkisi olacaktır. Bugün Ortadoğu devletlerinin ve Ortadoğu halklarının yaşadığı sorunun kaynağı da devletli yönetim anlayışıdır. Bunun için de ‘Demokratik Özerk Kürdistan, Demokratik Konfederal Ortadoğu’ perspektifiyle ancak bu sorunlardan kurtulabileceğini ifade ediyor” şeklinde konuştu.

referandum-konusunda-keske-hakli-cikmasaydik-374145-1.

Çıkarlarını düşündü Tansiyonun yükseleceğini tahmin ettiklerini kaydeden Arslan, “Tansiyonun yükselebileceğini tabi ki tahmin ediyorduk. Çünkü içerisinde yaşadığımız devleti ve iktidarları tanıyoruz. Kürtlerin yaşadığı devletler, karakter olarak demokrasiye, insan halklarına, barışa ve özgürlüklere inancı olan devletler değildir. Her dört devlet de Kürtler arasında çelişkiler yaratarak Kürtleri idare etmeye çalışmışlardır. Böylesi anlayışa sahip olan başta Irak’ın ve diğer bölge devletlerinin sonucu kabul edebileceğini beklemek bizler açısından saflık olurdu. Mesud Barzani, bölge devletleri ile geliştirdiği ilişkilere güvenerek böylesi bir durumu tahmin etmiyordu. KDP ve Barzani ile ilişkilenmenin samimi olmadığını ve taktiksel olduğunu bizler zaten ifade ediyorduk. Ortadoğu’da savaş bu kadar yoğunsa nedeni Kürtlerin statüsüzlüğünden kaynaklanıyor. Barzani, kendi dar çıkarlarını hesap edeceğine, oradaki halkı örgütleyip bir direniş geliştirebilseydi sanırım daha iyi sonuç ortaya çıkardı” sözlerini kullandı.

Başkan muamelesi yapan AKP'ydi
Barzani’ye devlet başkanı muamelesinin AKP’nin yaptığını hatırlatan Arslan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bölgedeki tüm devletlerin bağımsızlığa karşı çıkması hatta savaş sebebi sayılabilecek açıklamalar yapması, ulus devletçi karakterleri ve Kürt düşmanlığı politikalarından kaynaklıdır. Yalnız AKP hükümeti, geçen yıl Güney Kürdistan hükümetinin bayrağını Atatürk Havalimanı’na asarken, Bağdat hükümetini kenara itip güney hükümetiyle petrol ve ticari anlaşmalar yaparken Barzani’ye devlet başkanı muamelesini kendisi yaptı. AKP’nin bir uçtan karşıt bir uca geçmesi anlaşılır değil.”