Tüm Bel-Sen Genel Merkezinden yapılan açıklamada, belediye çalışanlarının koronavirüs salgınında sahip olduğu riske dikkat çekildi: "Bütün belediyelerde işçi ve memur sendikalarının temsilcilerinin de katılımıyla “salgınla mücadele kriz masaları” oluşturulmalı, acilen önlemler alınmalı. Bütün işyerlerine servis konulmalı"

Salgında belediye çalışanları büyük risk taşıyor

Kentlerin toplu taşıma, su, temizlik, cenaze, dezenfektasyon, zabıta ve itfaiye gibi hizmetlerini sürdüren belediye emekçilerinin iş yükü artarken, içinde bulundukları risk de büyüyor. Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere belediyelerde yüzlerce emekçide virüs tespit edildiğini, ölenlerin sayısının arttığını bildiren Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen), “Hasta olan arkadaşlarımızın birçoğu evlerine gönderilirken bütün bir emekçi ailesi için kabus büyüyor” açıklamasını yaptı.

Tüm Bel-Sen Genel Merkezinden yapılan açıklamada “Kaybettiğimiz insanların ailelerinin bile yaklaşamadığı cenazelerinin defin işlemlerine kadar görevleri üstlendik. Salgın sürecinde merkezi iktidarın halkın sağlığı ve ihtiyaçları için yerine getirmediği görevleri nedeniyle de iş yükümüz bir kat daha arttı” denildi.

Evrensel'in aktardığı habere göre, hükümetin zorunlu ve acil olanlar dışında kalan mal ve hizmet üretimini durdurmaması ve ücretli izin hakkı tanımaması nedeniyle kayıp ve hasta vakalarının arttığı belirtilen açıklamada şu bilgi verildi: “İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışma arkadaşlarımızdan 4’ünü, İzmir Büyükşehir Belediyesinde ise 1 işçi arkadaşımızı kaybettik. Mardin Büyükşehir Belediyesinde 2, Adana Seyhan Belediyesinde 1 ve Kırklareli Lüleburgaz Belediyesinde 1 üyemiz yoğun bakımda. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 500’e yakın, İzmir Büyükşehir Belediyesinde 20’yi aşkın vaka var. Ankara Büyükşehir Belediyesinde 1’i ağır olmak üzere 10 vaka. Yine diğer büyükşehir belediyelerinde ve ilçe belediyelerinde işçi-memur arkadaşlarımızın hastalık haberleri artıyor. Hasta olan arkadaşlarımızın birçoğu evlerine gönderilirken bütün bir emekçi ailesi için kabus büyüyor.”

KARANTİNA YOK, TEST MÜCADELEYLE

“İşçi arkadaşlarımızın daha yüksek oranda hastalandığı koşullarda daha çok temizlik, erzak dağıtımı, toplu taşıma araçlarını kullanan belediye şoförleri, zabıta itfaiye hizmetleri ve huzurevi çalışanları risk altında. Onlarca belediyede dönüşümlü çalışma olmadığı gibi sağlıkları ve yaşları açısından yüksek risk grubundaki belediye emekçileri olağan süreçte gibi çalıştırılmaya devam ediyor. İhaleler ve zorunlu olmayan hizmetler, ertelenmiyor” denilen açıklamada, virüs tespit edilenlerin çalıştıkları servisler ve mesai arkadaşlarının da çoğunlukla karantinaya alınmadığı, mücadeleyle test yaptırılabildiği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Halk sağlığı için üstümüze düşen kamu hizmetlerini sürdürmekten imtina etmeyeceğiz. Ancak hem merkezi hem de yerel düzeyde yeterli tedbirlerin alınmaması nedeniyle her geçen gün daha çok belediye emekçisi arkadaşımızın hastalık ve ölüm haberlerini öğreniyoruz.”

KAYNAKLAR VE YETKİLER HALK İÇİN ARTIRILMALI

Belediyelerin sınırlı olan kaynak ve yetkilerinin halkın beklenti ve ihtiyaçlarının karşılanması için artırılması istenen açıklamada, “Ancak merkezi iktidarın belediyelerin dayanışma hesaplarını bloke etmesinin yanı sıra yürüttüğü hizmetler engelleniyor. Salgınla mücadele için belediyeleri güçlendirmek gerekirken salgını fırsata çevirerek halk iradesi ile seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak kayyumlar atamak, rövanşist bir yaklaşım sergilemek, demokrasiye ve halk sağlığına darbe üstüne darbe indirmektir” dendi.

BİR AN ÖNCE GEREKLİ TEDLİRLER ALINSIN

Salgının başlangıcında sendika olarak bütün belediye başkanlıklarına alınması gereken önlemler hakkında bir yazı gönderildiği ama çoğu belediyede gereken tedbirlerin alınmadığı hatırlatılan açıklamada, alınması gereken tedbirler şöyle sıralandı:

  • Bütün belediyelerde işçi ve memur sendikalarının temsilcilerinin de katılımıyla “salgınla mücadele kriz masaları” oluşturulmalı, acilen önlemler alınmalı.
  • Bütün işyerlerine servis konulmalı.
  • Zorunlu olmayan hizmetler ve ihaleler, emlak vergisi, su ve doğal gaz ödemeleri, salgın boyunca ertelenmeli.
  • Yemek yeme süresi uzatılmalı, az sayıda emekçi, dönüşümlü aralıklarla yemek yemeli, yemeklerin beslenme değeri arttırılmalı.
  • Risk gruplarındaki belediye emekçileri salgın boyunca hak kaybı olmaksızın ücretli izinli sayılmalı, dönüşümlü çalışılmalı, geride kalan emekçiler üzerindeki artan iş yükü düşünülerek ve koruma sağlamak için çalışma saatleri düşürülmeli.
  • Salgın nedeniyle emekçilerin beslenme, sağlık ve hijyen masrafları altından kalkılamayacak oranda arttı. Yemekhaneler kapatıldı, az sayıda faaliyet gösteren lokantalar ise fiyatları olabildiğince artırdı. Yemek ücretleri karşılanmalıdır.
  • Artan maliyetler karşısında bütün belediye emekçilerine ayrımsız bir maaş tutarında risk ikramiyesi verilmeli.
  • Emekçilerin kendi hayatları, aileleri ve çalışma arkadaşlarına dair kaygıları ve psikolojik sorunları artmıştır. Bu nedenle işyerlerinde danışacakları yardım alacakları profesyonel destek sağlanmalıdır.
  • İşyerinde ve evde artan şiddet vakalarına karşı kadın emekçiler için özel dayanışma ve şiddetle baş etme ağları kurulmalıdır.
  • İşyerinde çalışma saatleri ve ulaşım sırasında bütün güvenlik önlemlerini almak ve maliyetini karşılamak sorumluluğu işverenlerdedir.
  • Özellikle halkla yüz yüze çalışan birimlerde abone, tahakkuk, vergi işleri, zabıta, itfaiye, belediye hastanesi, temizlik işleri ve erzak dağıtımında görev yapan belediye emekçilerinin dönüşümlü çalışma yanında çalışma saatleri düşürülmeli eksik personellerin yerine yenileri alınmalı, ihraçlar bir an önce göreve başlatılmalı.
  • Temizlik, zabıta ve itfaiye emekçilerine kimyasal atık ve hastalıktan koruyucu özel kıyafet ve gerekli ekipmanlar sağlanmalı, bunun için belediyelerin artan maliyeti için merkezi bütçeden belediye gelirleri arttırılmalı.
  • Özellikle pandemi hastanelerinde çıkan atıkların toplanması sırasında, çalışanların yüksek güvenlik ve koruma tedbirleri alıntında çalışmaları için gerekli ekipman ve malzeme sağlanmalı, Sağlık Bakanlığı ve hükümet üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeli.
  • Zorunlu olmayan mal ve hizmetler dışında salgın boyunca üretim ve hizmetler durmalı.
  • Herkese ücretli izin, işsizlere işsizlik ödeneği verilmeli.
  • Kanal İstanbul projesi başta olmak üzere bütün ihaleler iptal edilmeli, diyanet ve silahlanma için harcanan bütçeler salgınla mücadele için kullanılmalı, servet sahipleri elini taşın altına koymalı, servet vergisi ödemeli.
  • Başta sağlık emekçileri olmak üzere bütün işçi ve emekçilerin hayatı için gerekli önlemler alınmalı.

İşyerlerinde gerekli tedbirler alınmadığı sürece emekçilerin hayatlarını korumak için “çalışmaktan kaçınma hakkı” olduğu hatırlatılan açıklamada, “Kapitalizmin, hükümetin ve işverenlerin sömürü düzeninde çarklar dönsün diye ölmek istemiyoruz, hayatımızı ve insanlığın geleceğini savunacağız” dendi.