Paul Iddon Fransa ve Almanya’nın Orta Doğu’da ‘insan hakları şeceresi şaibeli’ ülkelere yaptıkları silah satışları bir kez daha tartışma konusu oldu. Geçen Pazar günü Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Mısır’a gitti ve Mısırlı ‘otoriter’ lider Sisi ile kurulan ‘stratejik ortaklık’ çerçevesinde yüzlerce milyon avroluk yaklaşık 30 anlaşma imzalandı. Sisi rejiminin çirkin insan hakları ihlalleri göz önünde […]

Satılan silahlar mercek altında

Paul Iddon

Fransa ve Almanya’nın Orta Doğu’da ‘insan hakları şeceresi şaibeli’ ülkelere yaptıkları silah satışları bir kez daha tartışma konusu oldu. Geçen Pazar günü Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Mısır’a gitti ve Mısırlı ‘otoriter’ lider Sisi ile kurulan ‘stratejik ortaklık’ çerçevesinde yüzlerce milyon avroluk yaklaşık 30 anlaşma imzalandı. Sisi rejiminin çirkin insan hakları ihlalleri göz önünde bulundurulduğunda Fransa’nın Kahire ile kurduğu ilişkiler doğal olarak tartışma konusu oldu. Fransa son yıllarda Sisi hükümetiyle gerçekten devasa silah anlaşmaları imzaladı. Bunlardan en önemlisi, Mısır filosuna satılan yüksek teknoloji ‘Dassault Rafale’ çok amaçlı savaş uçaklarıydı. Mısır bu uçakları satın alan ilk ülke oldu. Bir de Mistral sınıfı amfibi savaş gemileri var: Mısır Orta Doğu coğrafyasında bu tür gemilere sahip tek ülke.

Macron Sisi görüşmesi

Kahire’nin aldığı gemiler Paris yönetimini finansal darboğazdan kurtardı çünkü bu gemiler ilk olarak Rusya’ya satılmıştı ancak Moskova’nın Ukrayna’daki faaliyetleri üzerine Fransa anlaşmayı iptal etmişti. Macron, bu kârlı ticaret anlaşması dolayısıyla Mısır’ın insan hakları ihlallerini gündeme getirmek ve ortalığı karıştırmak istemiyor, bu kadarı net. Israrla Mısır’ın bölgesel güç olarak önemine vurgu yapıyor ve istikrarlı devlet yapısını diğer meselelerin önüne koyuyor. Sisi Ekim 2017’de Paris’i ziyaret ettiğinde Macron’a Mısır’daki durum sorulmuştu. Ortak basın toplantısında Sisi’nin yanında duran Macron, “Ben devletlerin egemenliğine inanırım ve bu yüzden ülkemi nasıl yöneteceğimle ilgili maval okunmasını kabul etmem, aynı şeyi başkalarına da yapmam,” dedi.

Uluslararası Af Örgütü Fransa’yı Mısır’daki hak ihlalleri karşısında sessiz kaldığı gerekçesiyle yerden yere vurmuştu. Macron bu defa yaptığı Mısır ziyaretinde yine Sisi’yle ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında tartışmalara değindi: “İstikrar ve uzun süreli barışa giden yol bireysel insan onurunun ve hukukun üstünlüğünün korunmasından geçer ve istikrar arayışı insan haklarından ayrı düşünülemez.” İskenderiye Gemicilik Şirketi’nin işçilere yönelik muamelesi Macron’un ziyareti esnasında gündeme gelen bir konu oldu. İşçiler, Fransa’nın Naval Grubuyla 2014 yılında imzalanan 1 milyar avroluk anlaşma çerçevesinde Mısır Donanması için Gowind korvetleri inşa ediyorlardı.Skandal ilk olarak Mayıs 2016’da gündeme geldi. O dönemde işçiler güvenlik ekipmanı ve maaşlarda iyileştirme talepleriyle barışçıl oturma eylemleri düzenliyorlardı. Talep ettikleri ücret, Mısır’daki asgari ücretti. Rejimin yanıtı ise yüzlerce işçiyi açığa almak ve 26 işçiyi aylarca hapse atmak oldu. Serbest bırakılmaları için ise istifalarını vermeleri önkoşul olarak sunuldu. Bu işçiler halen askeri mahkemelerde yargılanıyorlar ve mahkeme kararın açıklanmasını yaklaşık 30 defa erteledi. Kahire’nin bu barışçıl gösterilere verdiği sert yanıt, şu an Mısır’da yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili çok şey anlatıyor.

Fransa’nın kârlı silah satışı

Fransa’nın bu ihlalleri görmezden gelmesi eleştirilere konu oldu çünkü Naval grubunun hisselerinin yüzde 62’si Fransız hükümetinin elinde ve imzalanan 2014 anlaşması çerçevesinde tersanede kalıcı operasyonları vardı. Yani Fransız hükümetinin olup bitenlerden ‘habersiz’ olması söz konusu değil.

Örneğin, Af Örgütü’nün Ekim ayında yayınladığı son rapora göre Fransa’nın 2012-2016 yılları arasında Mısır’a verdiği silah miktarı, bir önceki 20 yılda verilenden fazla. İşin kötüsü, bu dönem Mısır’da iç çalkantıların yoğun olarak yaşandığı bir dönemdi ve 2013 askeri darbesinin yanı sıra peşinden gelen kitlesel ve sistematik baskılar da bu dönemde yaşandı. Macron’un Mısır ziyareti gösteriyor ki, Fransa’nın kârlı silah anlaşmaları belgelenen bu gibi ihlallere rağmen muhtemelen gelecekte de devam edecek.

Berlin – Suudi denklemi

Berlin’in ise 2018 Mart ayında aldığı karara göre Yemen’deki Suudi operasyonlarıyla ‘doğrudan ilintili’ tüm devletlere silah satışı durdurulacaktı. Ancak Alman firmaları bir açık tespit ettiler ve hali hazırda onaylanmış satışları gerçekleştirmenin bir yolunu buldular. Hükümetin onaylanmış anlaşmalara engel olması durumunda ise tazminat talep edecekleri yönünde tehditler savurdular. Aynı zamanda Suudi koalisyonundaki diğer devletlere silah satışını sürdürdüler. Bunu, satılan silahların o ülkelerin sınırları içerisinde kalacağını ‘kanıtlamak’ suretiyle yaptılar. Suudi liderliğindeki koalisyonun Yemen’de yürüttüğü operasyonlar, yaşanan insani kriz ve sivil ölümleri sebebiyle çeşitli insan hakları örgütlerinden müthiş tepki çekti. Ortadoğu’da insan hakları ihlalleriyle dikkat çeken ülkelere Batılıların yaptığı silah satışı muhtemelen yakın zamanda bitmeyecek.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The New Arab