Brüksel’de 430 göçmen 46 gündür açlık grevinde. Ocak ayının sonunda Beguinage kilisesine sığınan ‘belgesiz’ göçmenler, 23 Mayıs’ta başladıkları grevi kilisede ve üniversite kampüsünde sürdürüyorlar.

Şehirde fareler gibi yaşıyoruz!

Dr. Mine Yıldız - Vrije Universiteit Brussel (VUB)

Sadece Belçika’nın değil Avrupa’nın da başkenti konumundaki Brüksel’de ocak ayının sonunda Beguinage Kilisesi’ne sığınan belgesiz göçmenler seslerini duyurmaya çalışıyor. Geri gönderilme tehlikesiyle karşı karşıya olan 430 göçmen 23 Mayıs'tan bu yana Brüksel Özgür Üniversiteleri (Vrije Universiteit Brussel VUB ve Université Libre de Bruxelles -ULB) ile kent merkezindeki Beguinage Kilisesi’nde açlık grevi yaparak seslerini duyurmaya çalışıyor.

Açlık grevinde 45’inci günü geride bırakan göçmenlerin çoğunluğu Güney Asya ve Kuzey Afrika ülkelerinden. Pandemi nedeniyle kapanan işyerleriyle birlikte geçim kaynaklarını kaybetmiş durumdalar. İçlerinden bazıları on yıldan çok daha uzun süreden beri Belçika'da yaşıyor. Doktorlara göre sağlık durumları kötüye gidiyor. Görüştüğümüz grevdeki bir göçmenin “Nous vivons comme des rats dans la ville” yani “Şehirde fareler gibi yaşıyoruz” sözleri yaşanan dramı özetliyor.

Belgesiz göçmen (sanspapier) oturma iznine sahip olmayan ya da artık sahip olmayan kişiyi tanımlamak adına kullanılıyor. Ülkede resmi belgesi olmadan ikamet eden göçmenler, yabancılar, sığınma başvurusu reddedilenler, vizelerinin geçerlilik süresi dolmuş ancak ülkeyi terk etmemiş kişileri kapsıyor.

BELGESİZ DE OLSALAR ONLARIN DA HAKLARI VAR

Belgesiz göçmenler, ülkede belgesiz ikamet ediyor olmalarına rağmen "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi-AİHS" gibi kimi sözleşmeler gereğince bazı haklara sahipler.

Birkaç madde:

• Belçika Anayasası'nın 24. maddesine e Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28. maddesine göre ebeveynleri belgesiz ikamet ediyor olsalar dahi, 8 yaşın altındaki tüm çocuklar eğitim alma-okula gitme hakkına sahip. Hiçbir eğitim kurumu, siz burada yasadışısınız, çocuğunuzun kaydını yapmıyoruz diyemez, eğitim alma talebini reddedilemez.

• Kişinin talep etmesi durumunda belgesiz ikamet eden kişilerin talep etmesi durumunda, sosyal güvenlik kurumları tarafından yapılacak araştırmanın olumlu sonuçlanırsa durumunda “acil tıbbi yardım” alma hakkı sağlanır. Eğer talep reddedilirse kişinin üç ay içinde temyiz başvurusu yapma hakkı var.

• Bu kişiler Belçika Anayasası'nın 23. maddesine göre ücretsiz hukuki, adli yardım alma hakkına sahipler. Avukat tutamayacak durumda olanlar adli yardım bürolarına başvurabilir. 24/06/2004 tarihli Kraliyet Kararnamesi’ne göre ebeveynlerin çocukların ihtiyaçlarını karşılayamaması durumunda maddi yardımdan yararlanma hakları var. Ancak bu yardım ailenin kendi ülkelerine geri dönmeyi kabul ederlerse yapılıyor!

• Belgesiz göçmenlerin en temel zorluklarından biri gelir elde etmek. Herhangi bir sosyal yardım alma hakları yoktur. Bu durumda kayıt dışı (le travail au noir) çalışmak dışında bir seçenekleri kalmıyor. İş yasası her ne kadar işverenleri oturma, çalışma izni olmayan işçi çalıştırmasını yasaklasa da, belgesiz göçmenler kayıtdışı olarak çalışmaya devam ediyor. Hayatta kalmaları patronun inisiyatifine kalıyor. Düşük ücret, fazla çalışma saatleri, sosyal güvencesizlik, baskı ve sömürü, kayıtdışı çalışmanın tespit edilmesi durumunda ülkeden ihraç edilme riski. Bu riski göze almak dışında hiç bir seçenekleri yok.

PRATİKTE HAKLAR KULLANILABİLİYOR MU?

Çocukların eğitim alma hakkı dışında diğerlerine erişim son derece kısıtlı. Çeşitli seviyelerde pek çok zorluk var. Örneğin, bir sosyal güvenlik kurumundan diğerine değişen kurum içi prosedürlerin karmaşıklığı ve bürokrasinin ağır işlemesi nedeniyle ihtiyaç duyan kişilerin tıbbi yardıma ulaşması pek öyle kolay olmuyor. Korku içinde, güvencesiz çalışıyor ve hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bu insanlar:

Halihazırda yasadışı oldukları için korktukları devlet otoritesinden mi adalete erişim hakkı isteyecekler?

Patronla yapılan sözleşme yazılı olmadığına göre, insan onuruna yakışır çalışma koşulları talebini hangi yolla dile getirecekler, iş sözleşmesi ilişkisini nasıl kanıtlayacaklar?

1988 yılından bugüne Belçika'da belgesiz göçmelere idari gözaltı uygulanabiliyor. Bu bir tür cezaevinde yaşamak gibi. Belçika'nın hali hazırda dördü Flanders biri de Wallonia’da olmak üzere toplam beş kapalı gözaltı merkezi var. Bu yerler, gözden uzak yerlere inşa edilen geri gönderme merkezleridir. Çoğunluğu herhangi bir suça karışmamış, ülkeden ihraç edilecekleri günü bekleyenler, bu gözaltı merkezlerinde insanlar kilit altında tutulmaktalar.
Gözaltına alınma, kapalı bir merkezde tutulma ve sınır dışı edilme korkusuyla yaşarken siyasi otoriteye uluslararası sözleşmelerden doğan insanca yaşama haklarını özgürce ifade edebilecekler mi?

GREVDEKİ BELGESİZ GÖÇMENLER NE İSTİYOR?

Göçmenleri Destekleyen Yurttaş Platformu'na (Plateforme Citoyenne de Soutien aux Réfugiés) göre, şu anda Belçika'da 120.000 ile 150.000 arasında belgesiz göçmen var. Bu insanlar, resmi oturum hakkı istiyorlar: “Düzenlileştirme (Régularisation des sans-papiers)

Belçika'da oturum izni olmayan veya artık oturum izni olmayan kişinin istisnai olarak izin almasına izin veren idari bir prosedürdür “düzenlileştirme.” Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu son derece istisnai bir prosedür. Kişi bunu sadece iki nedenle elde edilebilir: İnsani nedenler (15.12.1980 tarihli yasa 9bis maddesi) veya tıbbi nedenlerle (aynı tarihli yasanın 9ter maddesi uyarınca).

GÖÇMEN KÖKENLİ GÖÇ BAKANI DUYARSIZ

İnsani oturum talebinin, yurtdışındaki bir Belçika Büyükelçiliği veya konsolosluğuna başvurarak yapılması gerekiyor. Ancak düzenleme kriterlerinden hiçbir yerde bahsedilmiyor. Bu en başından ‘sizi kapıdan almayacağız’ demek anlamına geliyor. Tıbbi gerekçelerle oturum başvurusu için kriter, genel olarak, menşe ülkede tedavi edilemeyen ciddi bir hastalığın varlığıdır.

Her iki madde de Yabancılar Ofisi/Göçmenlik Bürosu tarafından son derece katı bir şekilde yorumlanmakta ve en son 2009 yılında düzenlemeden sonra konu hükümetler tarafından gündeme alınmıyor. Oturum hakkı kabul edilenlerin yoğunlukla Ermeni, Kosovalı ve Sırp milliyetlerinden olduklarını, Yabancılar Bürosu'nun kendilerine karşı "ırkçı bir politika" içinde olduğunu söyleyen belgesiz göçmenler bir araya gelip kınama yayımladılar.

Iraklı mülteci bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Hıristiyan-Demokrat Flaman Parti (CD&V) üyesi Sammy Mahdi (Mehdi) birkaç gün önce Belçika Hükümeti'nin belgesiz göçmenlerle müzakereye oturmayacağını söyledi. Ekim 2020’de bakanlık koltuğuna oturan 1988 doğumlu siyasetçi, Belçika makamlarının başvurusu reddedilen sığınmacıların yalnızca yüzde 18'ini sınır dışı ettiğini, amacının bu yüzdeyi artırmak olduğunu söyledi.