Bel Karper direnişi 40’ıncı gününe girerken işçiler patronun grev kırıcı hukuksuz uygulamalarına tepkili. Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu da “Yapılan zararla işçilerin talepleri çoktan karşılanırdı” dedi.

Sendika düşmanlığı zarar ettirdi

EMEK SERVİSİ

Tekirdağ Çorlu’da faaliyet gösteren Bel Karper gıda fabrikasında Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlü işçilerin toplu sözleşme talebiyle başlattığı grev bugün 40’ıncı gününde. İşçiler, patronun grevi kırmaya yönelik attığı hukuksuz adımları eleştirerek “Biz buradayız. Ya toplu sözleşme imzalanacak ya da burası kapanacak” dedi.

Çorlu da faaliyet gösteren Bel Karper fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlenerek toplu sözleşme hakkı kazandı. Ancak patron toplu sözleşme masasına oturmayı reddetti. İşçiler ise yıllarca ellerinden alınan haklarını geri kazanmak ve ücret artışı taleplerinin yer aldığı toplu sözleşmede ısrarcı olarak greve çıktı.


İşçiler greve çıkasına rağmen fabrikada üretim beyaz yakalıların mavi yakalı gibi çalıştırılması ve dışarıdan işçi alımı gibi yöntemlerle üretim sürdürüldü. Grev kırıcılığına karşı işçiler yargı sürecini başlattı. Patron ise henüz yaptırımla karşılaşmış değil.İşçiler, grevleri fiilen ortadan kaldırılmaya çalışılsa da direnişte kararlı. İşçilerden Turgay Çamlıbel “Örgütlenmemiz de çeşitli engelleme girişimleri nedeniyle zor olmuştu. Biz yine de örgütlendik. Şimdi greve yönelik bir karşı tutum var. Ama bizim de haklılığımız var. Grev kırıcılığına dair hukuk kararı çıkınca elimiz daha güçlü olacak” dedi.

EELİMİZDE BİRLİK OLMANIN GÜCÜ VAR

Çamlıbel fabrika önündeki 40 günlük direnişlerini şöyle anlattı: “Sabah erken saatlerde kalkıp direniş alanımıza geliyoruz. Birbirimize güç veriyoruz. Dayanışma halindeyiz. Sendikamız da yanımızda. Yaşayabileceğimiz tüm zorlukların farkındalar. Bunun için de bizi yalnız bırakmıyorlar. Her ihtiyacımız karşılanıyor. Grevimizde 40 gün değil 4 yıl da sürse bir arada olmanın verdiği güç bize yetecek ve kazanacağız.”

Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu da fabrikada patronun hukuksuz girişimlerini şöyle anlattı: “10’a yakın makine olan fabrikada vardiya amirlerini, beyaz yakalıları çalıştırarak 2-3 makineyle üretim yapmaya çalışıyorlar. İş kanunu da çiğneyerek 12 saat çalıştırıyorlar. Ücretlerde artış gerçekleştirdiler, mesai ücretlerini ödüyorlar. Bu şekilde yaptığı artışlarla dışarıdaki grevi de kırmaya çalışıyorlar.”

HALKIN SAĞLIĞIYLA OYNUYORLAR

Fabrikanın zarar etmesine rağmen sınıf düşmanlığından dolayı toplu sözleşme masasına ısrarla oturmadığına değinen durdu şunları aktardı: “Süt ürünleri üretimi uzmanlık ister. Depo çalışanıyla, vardiya amiriyle yapmaya çalıştıkları üretimde hatalar oluyor. Ürün bozulabiliyor ve çöpe gidiyor. 1 günde çöpe attığı ürünü işçiye verse zaten sorun çözülecek. Makineleri tam kapasite çalıştırıyorlar ve arızalar da meydana geliyor. 1 gün çalışıyorsa 2 gün bozuk oluyor makine. Üstelik süt ürünleri üretimini bu alanda vasıfsız insanlara yaptırarak insan sağlığını da tehlikeye atıyorlar.”

Grevi kırmaya yönelik girişimlere karşı yargı sürecinin başlattıklarını hatırlatan Durdu son olarak şunları söyledi: “Yargı süreci yavaş işliyor. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenlerden talebimiz kendi koydukları yasalara sahip çıkmaları. Ayrıca sınıf dostlarımızı da diğer direnişlerde bulunan arkadaşlarımızı da dayanışmaya davet ediyoruz.”