Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Heybeli Köyü'nde 2011 yılı Kasım ayında su tesisatçısı Yusuf Akın'ı öldüren ve Mehmet Eren'in ağır yaralanmasına neden...

ONURKAN AVCI

Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Heybeli Köyü'nde 2011 yılı Kasım ayında su tesisatçısı Yusuf Akın'ı öldüren ve Mehmet Eren'in ağır yaralanmasına neden olan jandarma özel harekat timi hakkında iddianame ancak bir yıl sonunda tamamlandı. İHD Mardin Şubesi ve Mardin Barosu’na konuşan görgü tanıklarının ‘göz göre göre cinayet’ dediği olayın sanığı olan 5 asker için sadece 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.


‘AKLIMIZDA BİRÇOK SORU İŞARETİ VAR’
‘Cinayet’ gerçekleşir gerçekleşmez olay yerine giderek tanıklarla konuşup inceleme yapan Mardin Barosu Başkanı Azat Yıldırım, 5 asker için sadece “taksirle adam öldürmek" suçundan açılan davanın karanlık noktalarını BirGün’e anlattı.
İddianamede, askerlerin ‘karşı taraftan bize ateş açılmıştı’ iddiasının bir gerçekmiş; olay yerinde bulunduğu iddia edilen şaibeli 8 mermi kovanının da bu iddiayı kanıtlayan birer delilmiş gibi kabul edildiğini söyleyen Baro Başkanı, “Aklımızda birçok soru işareti var” dedi. Baro Başkanı, iddianamede bu soru işaretlerine neden olan unsurları şöyle açıkladı:


‘HADİ MERMİLER TAMAM, SİLAHLAR NEREDE?’
“Bizim görüştüğümüz görgü tanıklarının hepsi askerlerin iddiasının aksine askerlere karşı taraftan ateş açılmadığını, sadece askerlerin ateş açtığını söyledi. Ayrıca, biz oraya gittiğimizde yetkililer dahil, kimse bize o 8 boş mermi kovanından bahsetmedi. O mermilerin bulunması bu kadar önemliyken nasıl olur da bu bize söylenmez. Birinci gariplik bu. Ayrıca askerlerin açtığı o ateş sonucu yaşamını yitiren Yusuf Akın'ın da, ağır yaralanan Mehmet Eren'in de üstünde ve olayın olduğu Akın’ın evinde silah bulunmadı. Peki o mermiler nereden çıktı?”


‘BENCE MERMİLER SONRADAN KOYULDU’
“Mermiler askerlerin silahından çıkmış olabilir mi? Ya da mermilerin olay yerine sonradan koyulma ihtimali var mı?” sorumuzu, Baro Başkanı “Boş kovanların kriminal incelemesinde mermilerin atıldığı silahların Savur İlçesi Soylu Jandarma Karakol Komutanlığı'na yönelik düzenlenen saldırıda kullanıldığı ortaya çıkmış. Yani mermiler TSK’nin değil. Ama açıkçası ben o saldırıdan karakola yadigâr kalan boş mermi kovanlarının bu olayı örtbas etmek için olay yerine sonradan koyulduğu şüphesini taşıyorum” diye yanıtladı.
“Durumu hukuksuz buluyorsunuz, davaya müdahale edecek misiniz?” sorumuza, “Kesinlikle” diye yanıt veren Azat Yıldırım, yol haritalarını şöyle anlattı:


‘ASKERLERİN İDDİALARINI ÇÜRÜTECEĞİZ’
“İHD zaten vekaleten davaya müdahil. Biz de onlarla bir araya gelerek daha önce cinayete ilişkin yaptığımız incelemeler sonucunda hazırladığımız raporu da önümüze alarak hukuki bir strateji belirleyeceğiz. Hiçbir şey yapamazsak, söz konusu ‘bize ateş açıldı’ iddiasını görgü tanıklarıyla çürütebiliriz” diye konuştu.


‘BU ZİHNİYET HEP KARŞIMIZA ÇIKIYOR’
Kekik toplayan köylülerin, Uğur Kaymaz’ın öldürülmesi davalarını da hatırlatan Yıldırım, “Bu tip davalarda hep aynı zihniyet karşımıza çıkıyor. Taş atan çocuğa açılan ateşi neredeyse haklı gören anlayış bu. Bu tip olaylarda ‘memur dayanışması’ karşımıza çıkıyor ve faillerin en az cezayı alması hatta ceza almaması için uğraş veriliyor. Tabii soruşturmayı savcı yürütür ve o da soruşturma aşaması sırasında elindeki araç olan kolluk kuvvetlerini kullanır. Ama zaten şüpheli konumundaki kolluk kuvvetleriyse işte o zaman bu davadaki gibi şaibeler söz konusu oluyor” diyerek, bu davadaki şaibelerin birçok yargısız infaz davasında yaşandığını vurguladı.

***

İHD ve Baro’ya göre tek suçlu askerler değil

Olay yerinde inceleme yapan İHD Mardin Şubesi ve Mardin Barosu, olayı ‘yargısız infaz’ olarak nitelendirmişti. Kamuoyuna olayla ilgili hazırladığı raporu açıklayan iki kurum, söz konusu olayın bir cinayet ve yaşam hakkı ihlali olduğunun altını çizmişti. Köylülerin ve yaralı olan vatandaşın beyanları uyarınca olaydan sonra yaralıya müdahalenin engellenmesi, ambulans ve sağlık ekibinin olay yerinde bulunmamasında devlet yetkililerinin ağır kusurlarının olduğunun altı çizilen raporda, soruşturmanın sadece ateş açan askerle sınırlı tutulmaması gerektiği vurgulanmıştı.

***
NE OLMUŞTU?
20 Kasım 2011’de “Bir grup HPG'linin Heybeli Köyü'nde Şeyhmus isimli yurttaşın evine geldiği yönünde Mardin İl Jandarma Komutanlığı'na ihbar geldiğini” iddia eden (bu henüz kanıtlayabildikleri bir iddia değil) özel harekat timi, sözü geçen evin önünde pusu kurdu. 20.45'de evin yanında iki kişi belirdi. Bu iki kişi askerler tarafından tarandı. Termal kameradan bu iki kişinin yere düştüğünü gören askerler kimlik tespiti için 2 kişinin yanına gitti. Yanına gittikleri Yusuf Akın'ın (37) yaşamını yitirdiğini ve yanında silah değil hilti matkabı olduğunu gördüler. Diğer şahıs olan Mehmet Eren (58) ise ağır yaralanmıştı.
Eren ve Akın’ın vücudundan çıkarılan mermilere yapılan incelemelerde, mermilerin Jandarma Özel Harekat timinden Y.T.K, D.G, Ş.T, B.Y ile K.E.O'nın silahından çıktığı belirlendi.